Büyük Önder Atatürk, Nutuk'a "1919 yılı Mayıs ayının On Dokuzuncu Günü Samsun'a çıktım." sözleriyle başlar. Doğum gününü soranlara da '19 Mayıs' yanıtını verir. Ulusal Kurtuluş mücadelesinin başladığı tarih böylesine önemlidir büyük kurtarıcı için. Emperyalizme karşı dünyadaki ilk direniş hareketini başlatan Ata, 19 Mayıs öncesi düşüncelerinde yapayalnız bir adamdır. Gelin şimdi 'Ulusal Kurtuluş'un bu ilk adımından birkaç ay öncesine gidelim;
4 Şubat 1919... Alemdar Gazetesi yazarlarından Refik Cevat Ulunay, Mustafa Kemal'le röportaj yapmaktadır.
Yazarın içinde bulunulan koşullarda vatanın kurtulmasını mümkün görmediğini söylemesi üzerine şöyle der Ata; "Bakınız Cevat Beyefendi, sizin imkânsız gördüğünüz kurtuluş yolları vardır. Bugün herhangi bir teşkilatçı Anadolu'ya geçer de milleti silahlı bir direnişe hazırlarsa bu yurt kurtarılabilir."
Ulunay heyecanlanır;
"Nasıl olur Paşam?" diyerek yerinden fırlar. Paşa gayet sakin; "Çölden bir hayat çıkarmak gerekir. Çöl sanılan bu alemde saklı ve kuvvetli bir hayat vardır. O, Türk milletidir. Eksik olan şey teşkilattır. Bu teşkilat organize edilebilirse vatan da millet de kurtulur."
Ulunay gerisini şöyle anlatıyor;
"Mustafa Kemal'e veda ettim, matbaaya geldim. Ne kafam almıştı, ne mantığım. Daha doğrusu anlattıkları bana deli saçması gibi gelmişti. Matbaada arkadaşlar 'Anlat' diyorlardı. 'Neler söyledi?' Anlattım; "Şu sıralar Anadolu'ya geçilir, orada teşkilat kurulur, vatan bağımsızlığına kavuşur, millet de özgürlüğüne kavuşurmuş. Anladınız mı arkadaşlar? Bu deli değil, zırdeliymiş."
O günlerde , o şartlar içinde İstiklal Mücadelesi'ne atılıp Türkiye'yi kurtarmaktan söz edenlere karşı herkes benim gibi düşünürdü. O günlerde farklı düşünen Tek Adam O'ydu. Tek Adam."
İşte o "Tek Adam" böyle bir kararlılıkla ve azimle çıkmıştı güneşe yolculuğa. Hem de ne yolculuk... Mitolojideki "Argonotlar" örneği...
Argonotlar efsanesi, Truva Savaşı öncesi İason'un liderliğinde Altın Post' u bulabilmek amacıyla Argo gemisiyle Karadenizde açılan elli kahraman denizciden söz eder. Efsaneye göre Argo gemisi Tanrılar tarafından kutsanmış ve koruma altına alınmış, fırtınalar ve canavarlarla savaşarak hedefine ulaşmıştı.
Mustafa Kemal'in Samsun'a gittiği Bandırma Vapuru da adeta kutsanarak ve de akıl ve zekayla Samsun'a varmış, 'Altın Post' olarak bağımsızlık ve özgürlüğü ülkeye getirmişti.
İngiliz torpidolarínın tehdidi altında va olağanüstü hava koşullarında yapılan yolculukta Ata'yla geminin kaptanı arasında gecen şu diyalog oldukça ilginçtir;
"-Karadenizde bu kaçıncı seferinizdir kaptan?
- Marmara'dan dışarı ilk çıkışımdır Paşam"
- Peki hangi rotayı takip ediyorsunuz?
- Ne rotası paşam? Allah'a sığındık gidiyoruz işte.
- Demek devamlı tehlike içindeyiz. Kayalara çarpmamak koşuluyla mümkün olduğu kadar sahili takip eden bir rota ile gideceksiniz. İcabında gemiyi tereddüt etmeden sahile vuracaksınız."
Bu koşullarda başlamıştı güneşe yolculuk.
Bugün hem Atatürk'ün, hem de bu güzel ülkenin 102'inci doğum yıldönümü. Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun. İktidarın bütün ōnemsizleştirme çabalarına karşın yine büyük bir coşkuyla kutluyoruz.