Gökbilimcilere göre TOI-561 b, Güneş Sistemi’nin oluşumundan çok daha önce şekillendi. Gezegenin etrafında döndüğü yıldızın düşük metal içeriğine sahip olması, bu sistemin evrenin ilk dönemlerinde ortaya çıktığını gösteriyor. Bu da, kayalık gezegenlerin yalnızca genç ve metal bakımından zengin yıldızların çevresinde değil, çok daha erken kozmik çağlarda da oluşabildiğini ortaya koyuyor.

Saatler içinde tamamlanan yörünge

TOI-561 b, “ultra-kısa dönemli” olarak tanımlanan son derece sıkı bir yörüngeye sahip. Gezegen, kendi yıldızının etrafındaki bir turunu yaklaşık 10–11 saat gibi olağanüstü kısa bir sürede tamamlıyor. Bu yakınlık, yüzey sıcaklıklarının aşırı derecede yükselmesine neden oluyor ve bilim insanlarına göre gezegenin yüzeyinde geniş magma okyanusları bulunuyor olabilir.

Dünyanın en çok satılan uçağı 'güncelleme' sınavında
Dünyanın en çok satılan uçağı 'güncelleme' sınavında
İçeriği Görüntüle

Magma okyanusu bir denge unsuru olabilir

Keşfi sıra dışı kılan unsurlardan biri de gezegenin bu kadar zorlu koşullara rağmen hâlâ varlığını sürdürebilmesi. Yıldızına çok yakın olan gezegenlerin çoğu zamanla atmosferlerini kaybettiği ya da parçalandığı biliniyor. Ancak TOI-561 b’nin milyarlarca yıl boyunca ayakta kalması, gezegen dayanıklılığına dair mevcut teorileri sorgulatıyor.

Bilimsel çalışmalara göre gezegenin yüzeyindeki magma okyanusu, bir “akciğer” gibi işlev görüyor olabilir. Bu yapı, gazların bir kısmını uzaya salarken bir kısmını yeniden içeri çekerek gezegenin ince atmosferinin korunmasına katkı sağlıyor.

Dünya’dan iki kat daha ağır

Araştırmacılar, TOI-561 b’nin Dünya’dan yaklaşık iki kat daha ağır olduğunu belirtiyor. Bu kütle, gezegenin yüksek yoğunluklu ve kayalık bir yapıya sahip olduğunu destekliyor. Aynı zamanda, erken evrende oluşan gezegenlerin de karmaşık ve dayanıklı yapılar geliştirebildiğini gösteriyor.

Gezegen oluşumuna dair ezber bozan sonuçlar

TOI-561 b’ye ilişkin veriler, gezegen oluşumunun zaman çizelgesine dair önemli ipuçları sunuyor. Bilim insanları, bu tür çok yaşlı gezegenlerin incelenmesinin, Güneş Sistemi’nin hangi kozmik koşullar altında ortaya çıktığını ve Dünya benzeri gezegenlerin evrende ne kadar yaygın olabileceğini anlamak açısından kritik olduğunu vurguluyor.

Kaynak: haber merkezi