Halk oylaması bitti, tartışması sürüyor.
Sürecek de...
İnsanlar analarının ak sütü gibi oylarının, “katakulli” ile savrulup gitmesini istemiyor.
Kendine, geleceğine sahip çıkıyor...
Bir kısım görüş, halkı bu haklı isyanında “yalnız” bırakıyor ve suçu yine halka yüklüyor.
Tamamen yanlış...
Halk, kendi dünyasında “en doğru” kararı vermiştir.
Siyaset yapanlar da halkın sandıkta söylediğinden “gerekli dersi” çıkarmalıdır.
Halka kızılmaz...
***
Mustafa Kemal, bir sabah Çankaya sırtlarında geziyordu.
Yanına sokulan bir çocuğu yakaladı.
Çelik bakışlarıyla etkileyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu:
“Adın ne senin bakayım?”
“Cemil” yanıtını aldı.
“Çankaya’da mı oturuyorsun?” diye sordu.
Çocuk, “Yok. Ayrancı’da oturuyorum” diye yanıtladı.
Mustafa Kemal, “Mektebe gidiyor musun?” diye sordu.
Çocuk başını öne doğru hızla eğdi.
Atatürk, “E… Ne okuyorsun mektepte?” dedi.
Çocuk, “Her bir şey okuyoruz” diye yanıtladı.
“Peki, ben kimim, Cemil?” dedi Mustafa Kemal.
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi.
“Sen Gazi Paşa’sın” dedi.
***
Atatürk gülümsedi.
“Olmadı, Cemil. Ben Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen” dedi.
Çocuk, “Yok, benzetmedim. İyi biliyorum, sen Gazi Paşa’sın” diye ısrar etti.
Mustafa Kemal, “Nereden biliyorsun?” dedi.
Çocuk kendinden emin bir tavırla: “Çünkü” dedi, “Sana hiç kimse benzemez...”
Atatürk'ün çelik gözler bulutlandı.
O eşsiz kafanın içinden kim bilir ne düşünceler geçti o anda...
“Cemil, sen büyüdüğün zaman ne olacaksın?” diye sordu.
Cevap o ufacık ağızdan tereddütsüz çıktı: “Asker olacağım...”
Atatürk bu kez “Asker olup da ne yapacaksın?” diye sordu.
Çocuk, “Düşman bu topraklara bir daha ayak basacak olursa onu buradan kovacağım” diye yanıtladı.
***
Gazi bir şey demedi.
Küçücük Cemil’i kollarından tuttu, kaldırdı, alnına sıcak bir öpücük koydu.
Sonra onu oyuna iade edip de yoluna devam ederken döndü.
Başlangıcı kendi zihninde kalan cümleyi yanındakilere tamamladı:
“Evet… Öyledir. Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım, gözüm arkamda kalmayacak...”
***
Böyle bir insanın, arkadaşları ve milyonlarca Mehmetçik'in kanıyla sulanmış topraklarda kurduğu Cumhuriyet'in çocuklarıdır onlar.
Atalarını hep severler.
Hiç kuşku duymadan, umutsuzluğa kapılmadan, yüreklerindeki özgürlük ateşiyle severler.
Çocuklara da kızılmaz.
****
Kıssadan hisse;
Aslında ne diyor Mustafa Kemal?
“Umutsuz durumlar yoktur...
Umutsuz insanlar vardır...
Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim...”
Siz de yitirmeyin...
Güneş mutlaka doğacak...