Günler hayatın güdümünde. Günler telaş içinde. Yaşamak her şeye karşın güzel be kardeşim, diyesim var; usanmadan, us yörüngesinde kalarak… Nâzım Ustanın sözüne takılarak…
“Çevirme, koruma, savunma, sakınma" anlamlarını da içeren “hayat” sözcüğü Arapça’dan giriş yapmış dilimize. Yaşam, dirim, ömür… En çok hayat sözcüğünü kullansak da yaşam da çok kullandığımız, yadırgamadığımız bir sözcük. Türkçenin kazanımlarından.
Hangisini dilimizin söyleyişine katarsak katalım; hayatı, insana sunulmuş bu yaşama alanını değerince, anlamınca kullanmak önemli diye düşünürüm. Kuşkusuz sizler de öyle düşünüyorsunuzdur.
Ayrıca hayat’ın “duvarla çevrili avlu” anlamına geldiğini de biliyorsunuzdur elbet. Çocukluğumuzda Antep’te, Oğuzeli’nde hayat’ların gökyüzü coşkusunu, komşu sıcaklığını, sofralarını da yaşamışlığım oldu. Çok güzel anılar birikmiştir o “hayat”lardan…
Antep dedim de adını bildiğim, yaptığı işleri, görevlerini de unutmadığım; ama Antepli olduğunu yakın zamanda öğrendiğim Prof. Dr. Besim Üstünel’e adanmış, sağlığında onun ağzından kayda alınıp derlenmiş bir kitaba getirmek istiyorum sözü.
“La vie est cadeau... Hayat bir armağandır... Bu benim hayat felsefem. Böyle bir armağana sahip olduğum için çok mutluyum. Ayrıca, Gaziantep gibi dünyanın en eski illerinden birinde doğmuş olmam da ‘ikinci bir armağan benim için.” Prof. Dr. Besim Üstünel’in sözleri bunlar.
“Hayat Bir Armağandır”; eğitimci-araştırmacı yazar Hüseyin Aldoğan, bilim adamı, siyasetçi, ekonomist Besim Üstünel’le sağlığında yaptığı, banta kaydettiği anılarını hiçbir sözüne dokunmadan bir kitap hazırlamış. (*)
“Bize eşit insan muamelesi yapan, ama asla eleştirel esprilerini esirgemeyen, sürekli gülümseyen, bu nedenle de aramızda ‘Besim mütebessim’ diye anılan dört dörtlük bir hocaydı.” der Emre Kongar.
Güngör Uras Milliyet’te (03.06.2015) şu sözleriyle özetlemişti onu: “Bizim kuşağın ‘Hoca’sı idi. Güler yüzü, tatlı dili, bilgisi ve ilgisi ile ‘farklı bir hoca’ydı. ‘Ben 3 şapkalı hocayım. Önce iktisatçıyım. Sonra plancıyım. Arada da politikacıyım’ derdi. Üniversiteden, öğrencilerinden hiç kopmadı. Ekonomi bilimi ile, Türkiye ekonomisi ile ilgisini hiç kesmedi.”
Besim Üstünel, yaşamının Antep’te geçen güzel çocukluğundan, sokaklarından, komşularından, arkadaşlarından, Nakıpali’den ve sinemasından, ünlü müzik öğretmeni, anıt insan Kel Ferit’ten…dilinin akıcılığıyla söz ediyor.
Daha sonra İstanbul’lu yıllar; üniversite yaşamı, öğretim üyeliğine giden yollar, Ankaralı yıllar, 27 Mayıs 1960 ihtilali ve sonrası, o dönemin önemli kuruluşu Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluşunu, gelişmesini, aşamalarını dönemin olaylarının tanıklığıyla anlatıyor.
Sonrasında Politika Dönemi… İsmet Paşa, Ecevit, Ortanın Solu, Haluk Ülman, Deniz Baykal, Turhan Feyzioğlu, Nihat Erim, Demirel… Yaşanan olaylar. Senatörlük süreci… Ecevit’in 1977’de kurduğu hükümette 40 gün süren Maliye Bakanlığı…
Bir bilim adamının, siyasetçinin, dahası toplumda saygınlığı olan insanların, yaşarken anılarını kaleme almalarını ya da nehir söyleşilerle yaşadıkları, tanık oldukları önemli olayları geleceğe aktarmalarını hep önemserim.
İyi ki Besim Üstünel, Hüseyin Aldoğan aracılığıyla bu anlatımı gerçekleştirmiş. Anısına saygıyla.

(*) Hayat Bir Armağandır, Besim Üstünel’in Anıları, Hazırlayan Hüseyin Aldoğan,Cinius Y. 162 sayfa, Mart 2018