Belçika Brugge yani Brüj mesala.
Bizim Bostanlı kadar bir yer!
Onu özel yapan, evlerin aralarından geçen su kanallarının harika bir estetikle düzenlenmesi.
Bazı sokak aralarını gondolla geziyorsunuz. Venedik’ten farklı.
Varsan baksan o kanalların bir benzeri Urla’da da var ama çöp içinde!
Kanalları bırakın, hala körfezi yeterince kullanamıyoruz.
Çünkü sadece yolcu vapurları işleterek denizden yararlanılmaz.
Hoş, o da eksik işletiliyor.
Alsancak-Bostanlı arası son vapur saati 22.30.
Otobüsle gitmeyi tercih etmeyen çok arkadaşım apar topar vapura koşturuyor. Ya burası deniz kenti!
İZDENİZ A.Ş., planlamanın, gelen yolcu istatistiklerine göre yapıldığını açıklıyor. Katılmıyorum.
Çünkü icraatlara salt rakam gözüyle bakılmaz.
Bu nedenle değişim gerektiren kararları yöneticiler değil, liderler alır. Bazı uygulamaların karşılığını hemen alamayabilirsiniz.
Kentin ana trafiğini denize taşımak gibi bir kazanç farklı hesaplar gerektirir.
ATILIM GEREKLİ
Amerika’yı yeniden keşif yapmaya gerek yok.
İstanbul’a bakın yeterli.
Boğaz cıvıl cıvıl. Yüzlerce seçeneğiniz var. Seyir tekneleri cirit atıyor.
Elma ile armutu karşılaştırmıyorum.
Boğaz ve körfez taşımacılığının farkını biliyorum ama bu körfezi daha iyi kullanmayacağınız anlamına gelmez.
Tamam güzel çalışmalar da var.
Mordoğan, Foça seferlerinin ardından nihayet Güzelbahçe seferleri de konuldu. Ancak orada da eksikler görüyorum.
Güzelbahçe ilk seferlere tam bilet 7.5 TL fiyatıyla çıktı. Bu hatadan döndüler, tam bilet 2.86 TL’ye indi. Ama ilk heves kırıldı.
Yine Mordağan ve Eski Foça sefer saatleri de yolcu alışkanlığı yaratmak için yetersiz.
Belki bu hatları İZDENİZ değil, özel sektör işletmeli.
Körfezi özel sektöre açma fikrini İzmir tartışmalı.
En azından seyir tekneleri, gemi restoranlar çoğalmalı, yerel yönetimler bir süre bu girişim örneklerini desteklemeli.
Hiç olmazsa, bir seyir vapuru hazırlansın!
Körfezi gezerken, yeme içme olanakları da sunulsun, misafirlerimize körfez etrafında İzmir’i tanıtma fırsatı yakalayalım.
Büyükşehir’i aşan kısımlarda, Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ devreye girmeli.
Önümüzde, dokuz ay sonra yerel seçimler var.
İzmirBüyükşehir Belediyesi körfezdeki çabalarını, bu tür farklı uygulamalarla taçlandırmalı.
Şu gönlümüzden geçenler keşke yapılsa bizlere anlı şanlı sunulan Körfez Geçiş Projesi’ne de gerek kalmaz.
Hem en az 3.5 milyar TL kaynak yüzde 60’ı çarpık yapılaşmış bir kentin acil ihtiyaç duyduğu projelere aktarılsa, fena mı olur?
AYAYORGİ’Yİ UNUTMA!
Türkiye’nin nabzı seçimlerle attı, tüm ilgi seçime odaklandı diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bizler igilendik, kimileri hedeflerine odaklanmaya devam etti. Bürokrasi bilhassa tartışmalı konularda ilerledi. Mesela ne yapıp edildi, Çeşme'nin Dalyan mahallesinde doğa harikası Aya Yorgi Koyu’nun SİT derecesi düşürüldü. Karar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sitesinden duyuruldu.
Çeşme’nin “Dünyada görülmesi gereken 100 yer” arasında bulunan Aya Yorgi Koyu’nun imara açılması için mücadele bir süredir devam ediyordu. Sonunda başardılar. Çeşme Belediyesi yargıya itiraz hakkını kullanacak ama karşımıza ne çıkacağını artık biliyoruz. Direnişler yetmeyecek. Bu bölgedeki arazileri ele geçirenler engel tanımadan yatırıma başlayacak. Mutlaka bu araziler son 7-8 yıl içinde el değiştirmiştir! Ha gayret, Çeşme’yi ‘mavinin betonla buluştuğu cennet’ diye anlatmaya az kaldı. Bu karardan tüm mercileri vazgeçirmek gerekli. Yarımada, Aya Yorgi’de direnirse kalan yeşil alanlarını korumak için de gerçekçi bir umut yakalayabilir.