Dört bir yanda kötülüklerin çoğalmasının sonucu dünyanın sadece daha zor bir yer olmasını getirmiyor, iyiler kaybediyor ve iyiler kaybettikçe, etrafımızdaki yanlışlar kast sistemine dönüşüyor. Aklınızın alamayacağı konuları yaşamaya başlıyorsunuz. Sizin de son zamanlarda en çok kurduğunuz cümlelerden biri ‘yok artık’ diye başlamıyor mu?
**
Evet iyilikle yol almak bir tercihtir, baskı ile yol almak da bir başka tercih.
Türkiye, iyilik, güzellik, eşitlik, refah adil paylaşım; bunlardan vazgeçti.
Tebaya rağmen, onun iyiliği için denilerek en kötü kararlar alınmaya başlandı çünkü kötülük kısa sürede sonuç verir ve dizayn edenin gücü tüm sesleri keser, otokontrolü körükler.
**
Bu bakış şimdi; sokaklarda yüz milyonlarca masumu canice katledecek bir yolu açmak üzere.
2024 Ağustos ayında yürürlüğe giren 160 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun ardında önceki gün Tarım ve Orman Bakanlığı 81 ile yazı gönderdi, sahipsiz her bir sokak hayvanı için belediyelere 71.965 TL ceza kesilecek.
Türkiye’de 4 milyon civarı sokak hayvanı ve asıl hedef olan 3 milyon civarında da sokak köpeği bulunduğu tahmin ediliyor.
Barınak sayısı kaç? Sadece 322. Taş çatlasa 32 bin hayvan barınaklarda olabilir. Peki ne olacak? Belediyeler bu cezayı veremeyeceklerine göre ormanlık alanlarda barınakmış gibi görünen yerlere salacaklar. Bu doğaları gereği birbirlerini en masumdan başlayarak öldürmeleri demek.
ÖLDÜRÜLECEKLER.
**
Avrupa’da başıboş sokak köpeği yok! Doğru yok. Diğer bütün ölçütlerimiz tutuyor, onlar gibi yaşıyor aynı imkanlara sahibiz ya sokak köpekleri de olmasın. Sabredin o zaman. Sokak hayvanlarının ömrü maksimum 5 yıl. Tek cins kısırlaştırıldığı takdirde 10 yıl sonra sokakta hayvan kalmaz. Ama olmaz. İlla acı, zulüm, işkence olmalı.
Çoğu karnını doyurmaktan başka derdi olmayan bir, iki insan başını okşadı diye mutluluğu gözlerinden okunan, sıcacık bir dükkan buldu mu paytak yürüyüşleriyle içine girip ısınan köpekleri bile düşman, tehlike görmek ne demek?
**
Evet başıboş köpek sürülerinin korkuttuğu insanlar var ama bir düşünün trafik kazaları, şiddet olayları, kadına şiddet, çocuğa tacizin yanında yüzde kaç? Ayrıca kimse önlem alınmasın demiyor. Ama masumu yok etmeyecek önlemler olsun diyoruz. Evet tüm sokak hayvanlarının karnesi olsun, hatta kısırlaştırma ödenekleri oluşturun, gerekirse vergi koyun, belediyeler kısırlaştırmakla yükümlü olsun. Hatta sokak hayvanlarını sahiplenenleri ödüllendirelim mesela, okullar, fabrikalar, sanayi bölgeleri, dükkanlar hatta kahvehaneler…
Çok mu zor çözümleri iyilikle aramak…
**
Milyonlarca masum sokak köpeği şimdi büyük bir vahşet tehlikesi altında… Örneğin İzmir. Ki bu konuda en iyi kentlerden biri. Türkiye genelinde 322 barınağın 30’u İzmir’de. Toplam 8 bin 200 kapasite var, tahmin edilen köpek sayısı 150 bin civarında. Birçok ilde barınak dahi yok. Bu matematiği ancak ölüm çözer.
Şehirlerde çoluğun çocuğun dostu olan, karnını doyurmaktan başka derdi olmayan canları göz göre göre ölüme nasıl sürüklersiniz?
**
Ey bu düzenlemeyi hayata geçirenler.
Eğer biraz inancınız varsa; onların Tanrı’nın sessiz tanıkları olduğunu da bilirsiniz.
Tabi eğer vicdanınız gerçekten varsa…
Ha bir de; saldırgan olan, şehir dışında çeteleşen, sürüleşen köpekleri kısırlaştırma hamleleri yerine şehirlerde uyum içinde yaşayan can dostları, canları birer katilmiş gibi göstermek ne kadar tezat değil mi? Üstelik bebek katillerinin bile neredeyse, masummuş gibi gösterildiği bugünlerde…
“İZMİR ÖRNEK AMA O BİLE YETMEZ”
İzmir Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay ‘hayvansever bilim insanı’ titizliği ve bütüncül bakış açısıyla konuya yaklaşıyor.
“Türkiye’de tüm sokak köpeklerini koyacağınız barınak yok, olması da imkansız. Yasa, yönetmelikler son derece boşluklu, her şeyden önce envanterler sağlıklı değil. İzmir’de köpek sayımını başlattık. Sürüleşmemiş ve sürüleşmiş popülasyonları bilmek zorundayız. Kaldı ki konu kısırlaştırmak, eylem planlarını ortaya koymak, sağlık okuryazarlığı, güvenli sokaklar yaratmak, sahiplendirmeleri bireyler kadar iş yerleri, sanayi siteleri, okullara yaygınlaştırmaya kadar uzuyor. En az 10 yıllık süreç demek bu” diyor Okyay ve uyarıyor: “Kısa süreçte belediyelerden bu çalışmaları istemek ve cezalar büyük vahşetleri beraberinde getirir. Sokağa alışmış masum köpekler barınaklarda veya götürüldükleri yerlerde mümkün değil yaşamazlar, yaşatılmazlar.
HAYVANSEVERLERİ ÇILDIRTACAKLAR
Konuya duyarlı insanları ise şu sıralar en çok “o kadar duyarlıysan sen bak” sözleri çıldırtıyor.
Duyarlıyız ama yetmiyoruz işte. Bizler hayvan severiz ancak sistem kedinden başka hiçbir canlıyı sevmiyor.
AMAÇ BELEDİYELERE KISKAÇ
Sokak hayvanlarına karşı görece daha duyarlı bir kent olan İzmir’de de durum farklı değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi veteriner ekipleri kurdu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Gökhan Özdemir, harıl harıl köpek sayımı yaptıklarını söylüyor. Hem yasanın olası yaptırımlarına karşı önlem almaya çalıştıklarını hem de tehlike yaratabilecek sokak hayvanlarına çözüm bulmaya çalışıyorlar.
Her işin kapasitesi belli barınağı olmayan iller var.
HAYDİ VİCDANLI İNSANLAR!!!
Sokak hayvanlarının sahiplenilmesi için bir avuç hayvansever yetmez. Fabrikalar, işyerleri, dükkanlar, okullar, esnaf, kahvehaneler mutlaka devreye girmeli.
İkişer, üçer sahiplenseler, bu hayvanlara sahip çıksalar sorunun önemli kısmı çözümlenecek. Haydi ve lütfen!!!