Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan “Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Planı Taslağı”, uygulamaya geçtiği takdirde, hayatımızda nurtopu gibi iki yeni vergimiz daha olacak! İlki bütün elektrik tüketicilerinden alınacak olan elektrik vergisi, ikincisi ise sanayi ve ticaret abonelerinin hem elektrik hem de doğalgaz tüketiminden alınacak olan iklim değişikliği vergisi.

Basında ve internette yer alan haberlere göre; dolar bazında yapılan hesaplamada, elektrik vergisi konut abonelerinden megavatt (MW) başına 3 dolar olarak tahsil edilecek. Ticari ve sanayi abonelerinden ise 1.5 dolar alınacak. Türkiye’de konut abonelerinin yıllık ortalama elektrik tüketimi 1.5 MW seviyesinde bulunuyor. Elektrik abonesi olan 29.4 milyon konut bulunduğu dikkate alındığında elektrik vergisinin konutlara getireceği ek yük 134.9 milyon dolar, yani 381.3 milyon TL olacak. Sanayi ve ticaret abonelerine ise iki vergi de gelecek.5.2 milyar liralık yükün kalan 4.8 milyar TL'sını onlar üstlenecek.

İklim değişikliği vergisinin gerekçesi ise şöyle, “Ülke genelinde evsel olmayan kullanıcılara sunulan, enerji üzerinden alınan bir vergidir. Amacı enerji verimliliğinin artırılması ve karbon emisyonlarının azaltılması için bir teşvik sağlamasıdır.

Taslağa göre elektrik vergisi ve iklim değişikliği vergisinin gelirleri, kurulacak olan Ulusal Enerji Verimliliği Fonu’na aktarılacak. Fonda birikecek kaynak, enerji verimliliği programları için teşvik kaynağı olarak kullanılacak, henüz fondaki paranın ne şekilde kullanılacağı ve hangi programları destekleyeceği taslakta net olarak belli değil!Taslakta yer alan programlardan biri, enerji verimliliği yatırımı yapacak olan büyük sanayi veya ticari elektrik tüketicilerinin İSO 50001-2011 Kalite Belgesi sahibi olmaları halinde, yatırım sırasında elektrik tüketim bedellerinin yüzde 20’sinin Enerji Bakanlığı tarafından üstlenilmesini öngörüyor. (http://onedio.com/haber)

Taslak ortaya atılınca karşı görüşler de oluşmaya başladı. Bunlardan biri, taslak gerçekleşirse elektrik tüketimlerinin azalacağı ve bu vergilerden umulan gelirin elde edilemeyeceği yönünde; “Enerji fiyatında yapılacak birimlik artış, enerji tüketimi üzerinde yüzde 0.729 oranında azaltıcı etkiye sahiptir” deniyor!

İklim ve enerji danışmanı, aktivist Önder Algedik’in Yeşil Ekonomi’de yaptığı değerlendirme ise oldukça kapsamlı; Özetle şöyle diyor: Bu verginin sadece elektrik ve doğalgaz kullanan abonelerden alınması planlanıyor, peki bir sanayi tesisi tesisi elektrik ve doğalgaz tüketirken vergi verecek de, kömür tüketirken vermeyecek? Mesela vergi vermemek için tesis içinde yeriniz varsa bir kömürlü termik santral kurarsanız vergi yok! E, peki de bu noktada benim de itirazım var; En büyük karbon emisyon kaynağı kömür değil mi? Doğalgaz kömüre göre daha masum! Kömüre bu imtiyaz neden? Bu kadar teşvik vererek kurdurduğumuz ve kurdurmaya devam ettiğimiz çoğu ithal kömüre dayalı termik santraller nedeniyle mi? Önder hoca’nın; “Hal böyle olunca İklim vergisi değil de kömüre imtiyaz vergisi mi?”, görüşüne katılmamak elde değil! “Bir de işin petrol boyutu var. Petrolden de iklim vergisi alınmayacak. Aslında dünyada iklim vergisi veya karbon vergisi diye bilinen, güzel uygulama ve sonuçları da var. Kanada’nın British Columbia eyaleti, karbon vergisi ile 2008-2012 arası yüzde 5 sera gazlarını azalttı. Avustralya ise karbon vergisi koyduktan sonraki ilk 6 ayda elektrik üretiminde karbondioksit salımını yüzde 9 azalttı.”

Karbon vergisine itirazım yok! İmtiyazlı ve yanlış uygulanmasına itirazım var! Her konuda olduğu gibi bu konuda da biz yaptık oldu zihniyeti yerine, uzmanların ve tarafların görüşleri alınarak hazırlanacak bir sistem çok daha verimli ve sonuç odaklı olacaktır.

Bu iş daha çok su kaldırır ve biz bunu daha çok tartışırız.