İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, siyasi gündemi sarsarken, ekonomistler bu gelişmenin ekonomi ve piyasalar üzerindeki olası etkilerini değerlendirdi. Uzmanlar, siyasi belirsizliğin kur, enflasyon ve faiz üzerinde ciddi baskılar yaratabileceğini ifade ediyor.
Prof. Dr. Selva Demiralp: "Ekonomik dengeler şoku kaldırabilir mi?"
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, siyasi krizin ekonomik maliyetlerinin ağır olacağını belirterek, "Bu maliyetleri daha yüksek kur, daha yüksek enflasyon, daha yüksek faiz ve yavaşlayan büyüme olarak özetleyebiliriz" dedi. Demiralp, Türkiye'nin son iki yılda biriktirdiği rezervlerin önemli bir kısmını kaybettiğini vurguladı.
Demiralp, "19 Mart'ı takip eden üç gün içinde yaklaşık 25 milyar dolar rezerv satışı yapıldı. Bu, iki yılda biriktirilen swap hariç net rezervin %38'ine denk geliyor" ifadelerini kullandı. Demiralp, Merkez Bankası'nın kur üzerindeki baskıları kontrol etmek için daha yüksek faiz vermek zorunda kalabileceğini, bunun da toplum için "acı reçete" anlamına geleceğini belirtti.
Prof. Dr. Aykut Lenger: "Piyasalarda türbülans artabilir"
Prof. Dr. Aykut Lenger, İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla birlikte piyasalarda yaşanan sert düşüşe dikkat çekti. Lenger, "İstanbul Borsası çok sert düştü, CDS primi 250'lerden 300'e çıktı. Bu, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güvensizliğini gösteriyor" dedi.
Lenger, Merkez Bankası'nın piyasalardaki türbülansı kontrol etmek için önlemler aldığını ancak siyasi belirsizliğin devam etmesi halinde bu önlemlerin yetersiz kalabileceğini ifade etti. Lenger, "Tutuklama kararı, sermaye kaçışını hızlandırabilir ve döviz talebini artırabilir. Bu da kurun daha da yükselmesine neden olabilir" diye konuştu.
Prof. Dr. Fatih Özatay: "Kur ve faiz sıçrayabilir"
İktisatçı ve eski TCMB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Özatay, Merkez Bankası'nın 20-25 milyar dolar döviz satmasına rağmen kurun yükseldiğini belirtti. Özatay, "Eğer siyasi kriz derinleşirse, kur ve faiz sıçrayacak, enflasyon yükselecek. Bu durum, şirket bilançolarını bozabilir ve büyümeyi durdurabilir" dedi.
Özatay, Türkiye ekonomisinin dış borçlanmaya bağımlı olduğunu ve artan risk primlerinin finansal istikrarı tehdit ettiğini vurguladı. Özatay, "Son dokuz-on yılda yaşanandan daha fazla zorluklar bizi bekliyor. Enflasyon, büyüme ve istihdam alanlarında ciddi sıkıntılar yaşanabilir" ifadelerini kullandı.
Ekonomik senaryolar ve riskler
Uzmanlar, siyasi krizin derinleşmesi halinde ekonomik dengelerin daha da bozulabileceği konusunda uyarıyor. Artan siyasi belirsizlik, yabancı yatırımcıların güvenini sarsarken, yerli yatırımcılar da döviz talebini artırabilir. Bu durum, kur ve enflasyon üzerinde ek baskılar yaratabilir.
Merkez Bankası'nın rezerv kaybı ve artan risk primleri, ekonomik istikrarı tehdit ediyor. Uzmanlar, siyasi krizin çözülmesi ve güven ortamının yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirtiyor.
