Ama olayı öğrendik tabii... Daha doğrusu ne yazık ki!
Erzincan Orduevi'nde bir er, bir kediyi önce yumruk darbeleri sonra da tekmeleyerek, vahşice öldürüyor. Etrafındaki en az kendisi kadar cani ruhlular da olayı sakin sakin izliyor.
Kıllarını kımıldatmıyorlar.
Aynı şehvet ve zevkle bu korkunç katliamı film izler gibi izliyorlar.
Şimdi bu adama (ve olayı izleyenlere) ne diyelim? Bir manyak, bir şerefsiz, bir cani, bir sapık...
Ne derseniz deyin... Hatta daha çok şey de deyin.
İsyan edin, eylemler yapın, şikayet dilekçeleri hazırlayın, kamuoyu oluşturun, sosyal medyayı ayağa kaldırın...
Ama neye yarar?
Ülkemizde sahipli hayvanlar can değil 'mal' sayıldığı, hatta sahipsiz hayvanlar candan bile sayılmadığı için bu manyak ceza falan almayacak.
500 lira civarı bir ceza ödeyip, sokaklara başka hayvanları işkenceyle öldürmek üzere salıverilecek.
Peki bu caninin ilk vukuatı mı zannediyorsunuz?
Bu kim bilir kaçıncı cinayeti?
Adım kadar eminim.
Bu vahşinin sadece hayvanlara karşı şiddet uyguladığına asla inanmıyorum.
Bu ruh halindeki biri insan da keser... Bir çocuğu da yumruklayarak öldürebilir mesela. Ya da bir kadını lokma lokma doğrayabilir.
Çünkü kardeşim, cani canidir!
Ve dünyadaki bütün sosyopat katillerin insan öldürmeden önce mutlaka hayvanlarla ilgili bir şiddet geçmişi vardır.
Yani bunlar hayvanlar üzerinde önce pratik yapar sonra insanlara yönelir.
Elde istatistikler ve bilimsel veriler varken şimdi biz bu adamı toplumun gazını almak için birkaç gün 'içeride' tutup sonra yeniden toplumun içine salıvereceğiz öyle mi?
Tedavi etmeden, hak ettiği cezayı kesmeden.

Bu katil baktı pabuç pahalı, devreye bakanlar falan girdi, kıvırmaya başladı.
Ayılmıştır da tabii artık!
Ne de olsa orduevinde, belinde silah olan bir asker olarak kendisinin olay sırasında 220 promil alkollü olduğunu öğrendik.
İşin içinde uyuşturucu iddiaları da var.
Dediğimiz gibi baktı pabuç pahalı, pişman olduğunu söyleyen bir ifade verdi. Hatta onun da hayvanları varmış, o da bir hayvan severmiş falan filan.
Hadi ordan cani yalancı!
Pişman falan değilsin sen? Eğer dediğin gibi evinde baktığın (!) hayvanlar varsa umarım onlar da elinden alınır. Etrafında aklı selim birkaç akraban, eşin dostun varsa, ki hiç sanmıyorum, bundan sanra hiçbir hayvana yaklaşmana izin vermezler.
Bu arada sorulacak sorular var tabii.
O asker o orduevine çarşı izninden bu kadar alkollü nasıl girdi mesela?
Kediye dakikalarca işkence yaparken onu sakin sakin seyredenler kimlerdi?
Onların da geçmişlerine bir bakmak lazım.
Hepsinin suça ve şiddete eğilimli olduklarına kalıbımı basarım.
Yok üst devreymiş de, yok askeriyede üst devrene söz söyleyemezmişsin de...
Yahu tırnak kadar şerefiniz, vicdanınız olsa, askerliğinizi yakma pahasına o caninin bunu yapmasına izin vermez, gereken insanlık dersini oracıkta verirdiniz.
Ama öyle korkak bir kalas gibi durup izlediniz.
Yüzünüze tükürüyorum hem sizin, hem o caninin.
Siz asker de değilsiniz, insan da ...
Sahi siz nesiniz be nesiniz?