Biliyorsunuz, sosyal medya dünyası artık “dijital kimlik krizi” diye bir olay çıkaracak kadar büyüdü. Eskiden dijital ortamda bir profiliniz olurdu, biterdi. Şimdi ise hangi platformda hangi rozeti takmalıyım, hangi statüyü göstermeliyim diye insanlık derin sorulara dalıyor. İşte tam da bu yüzden, Instagram mavi tik mi alsanız yoksa LinkedIn Pro mu yapsanız, kim bilir belki başka bir şey mi alsanız diye size dostane (ve biraz alaycı) bir rehber hazırladım. Hazırsanız, kendinize uygun tik veya pro statüsüne yolculuğa başlayalım!

1. Önce Kafanıza Şunu Kazıyın: “Ben Kimim?”

Evet, belki felsefi bir başlangıç oldu ama bu işin esası kendinizi tanımaktan geçiyor. Şimdi hemen “Ben kimim?” sorusuna cevap verin. Bir influencer mı? Yoksa “gizli CEO” olarak iş dünyasında rakiplerinizi şaşırtma peşinde misiniz?

  • Eğer influencer’lık yolundaysanız, Instagram mavi tik tam size göre! Ne de olsa “Ya ben influencer’ım bak, işimi ciddiye alıyorum” havasını ancak o mavi tik verebilir.

  • Eğer bir iş insanıysanız ve gündelik kahve molasında bile CEO ciddiyetini koruyorsanız, LinkedIn Pro sizin platformunuz. Mavi tik burada bir hiç; LinkedIn’de Premium rozetini gösterir, “Evet, buradayım ve bağlantı kurmaya değerim” dersiniz.

2. Peki, Hangi Tik Size Daha Havalı Gelecek?

Mavi Tik: Doğruya doğru, kim sosyal medya hesabının yanında ufak bir rozet istemez? Mavi tikin yanında sanki yıldız tozu var, insanlar hesabınıza gelir, sizi saygıyla selamlar. Herkes sizi tanır sanır, halbuki alt tarafı algoritma sizi sevmiş, o kadar.

LinkedIn Pro: Öte yandan LinkedIn Pro’luğun farklı bir havası var. “Bak, sadece sabah 9 akşam 5 değilim; LinkedIn’de bile profesyonelim” diyen bir auraya sahipsiniz. Profilinize kim bakmış görebiliyorsunuz. Belki eski sevgili bile sizi stalklamış, neden olmasın?

3. Mavi Tik mi İşe Yarar Yoksa LinkedIn Premium mu?

Şimdi şu kritik konuya geldik: Bu rozetlerin gerçek hayatta size nasıl faydası olacak? Instagram mavi tik ile arkadaşlarınız size “Ooo, ünlü mü oldun?” diye laf atarken, LinkedIn Pro’yla tanımadığınız iş insanları “Hmmm, bakalım ne yapmış?” diye profilinizi stalklıyor. İşte faydalar:

  • Instagram Mavi Tik’in Faydaları: İlk buluşmada kartvizit olarak Instagram hesabınızı uzatmak istiyorsanız süper bir tercih. “Bu mavi tik, ben özelim” demek. Gerçek hayatta kullanmayacağınız türden bir güç gösterisi.

  • LinkedIn Pro’nun Faydaları: Gerçekten iş arıyorsanız veya iş ağı kurmak peşindeyseniz, LinkedIn Pro mantıklı bir yatırım. Yoksa iki dakikada profiliniz stalklanır, işveren “Ne yapıyor bu?” der.

4. Hangisi Ucuz Kaçar? Ahhh, İşte Zurnanın Zırt Dediği Yer!

Şimdi cüzdanınıza bakma zamanı! LinkedIn Premium’a bakınca, insanın “Şimdi bu profilime kim bakmış görmeye değer mi?” diye düşündüğü oluyor. Hani birkaç aylık kullanırım dersiniz, sonra bir bakmışsınız kahve alışkanlığınızdan kısmaya başlamışsınız.

Instagram mavi tik için öyle aylık ücret falan yok ama almak da öyle kolay değil. Instagram diyor ki “Hak ettin mi gerçekten?” E peki ya hak etmediyseniz? İşte o noktada bir hayal kırıklığı dalgası sizi sarar.

5. Kime Hangi Havalı Rozet? İşte Altın Değerinde Tavsiyeler:

  • İnfluencer: Takipçi kitleniz varsa ve profilinizle havalı görünmek istiyorsanız, gidin mavi tiki kapın.

  • Yeni Mezun İş Arayan: Gerçekçi olun ve LinkedIn Pro’ya yatırımı düşünün.

  • Kendi İşini Kurmuş Sosyal Medya Ustası: İkisini de alın! Sonuçta iş insanı ve popüler kültür ikilemini ancak böyle çözebilirsiniz.

Sonuç: İş Hayatı mı Sosyal Medya Ünü mü? Kendinize En Layık Olanı Seçin!

Unutmayın, kim olduğunuz ve hangi kitleye hitap ettiğiniz çok önemli. Eğer profesyonel bir imaj peşindeyseniz ve insanlarla iş odaklı bağlantı kurmayı istiyorsanız, LinkedIn Pro ile başlayın. Yoksa, Instagram’da birer “Dijital Kahraman” gibi gezmek istiyorsanız, mavi tik için başvuru yapın ve yolunuza bakın. Her iki durumda da, dijital dünyada nasıl göründüğünüz sizin elinizde, ama unutmayın, içerik her zaman en güçlü araçtır.