Yazın en bunaltıcı günlerinde, büyük şehrin beton grisi ve bitmek bilmeyen temposundan bunalan milyonlarca İstanbullunun aklına gelen ilk kaçış rotalarından biridir şüphesiz ki Çeşme. Turkuaz denizi, hareketli Alaçatı sokakları ve altın rengi kumsallarıyla Ege’nin bu gözde tatil beldesi, özellikle hafta sonu kaçamakları için bir cazibe merkezi olmayı sürdürüyor. Ancak bu cazibenin ve hayalin, günümüz ekonomik koşullarında cüzdanlara yansıması, tatilin keyfini daha yola çıkmadan kaçıracak cinsten. Peki, iki kişilik bir ailenin veya bir çiftin, kendi aracıyla İstanbul’dan yola çıkıp bir gece Çeşme’de konaklayacağı iki günlük bir mini tatilin bedeli ne kadar? Bu sorunun cevabını arayan bir seyahatin detaylı dökümü, Türkiye'de tatil yapmanın artık ne denli büyük bir lüks haline geldiğini gözler önüne seriyor.

Pexels Kubrakuzu 18330662

Yola çıkmanın bedeli cep yakıyor: Geçiş ücretleri tatil bütçesini aşıyor

İstanbul’dan Cumartesi öğlen saatlerinde başlayan yolculuğun ilk masraf kalemi, henüz şehirden çıkmadan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde ödenen 47 TL ile başlıyor. Ancak bu, devasa ulaşım faturasının sadece bir başlangıcı. Asıl şok, Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan ve geçiş ücretleriyle sıkça gündeme gelen otoyollarda yaşanıyor. Osmangazi Köprüsü’nden geçiş için ödenen 795 TL’lik ücret, yolculuğun daha başında bütçede büyük bir delik açıyor. Köprüyü takiben Bursa Kuzey Gişeleri’nde alınan 250 TL’lik otoyol ücretiyle birlikte, yolun ilk etabının maliyeti bin lirayı aşıyor.

Pexels Ahmetkurt 12778563

Yolculuğun en ağır darbesi ise İzmir-İstanbul Otoyolu’nda vuruluyor. Manisa civarından geçip İzmir Otogarı çıkışına ulaşıldığında ödenen 920 TL’lik ücret, bu otoyolun ne kadar maliyetli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Son olarak, İzmir’den Çeşme’ye uzanan otoyolda yapılan 47 TL’lik ödeme ile gidiş yolculuğunun sadece köprü ve otoyol masrafı tamamlanmış oluyor. Dönüş yolculuğunda da benzer bir tarife uygulanıyor. Çeşme Otoyolu için 42 TL, İzmir Otogarı’na kadar olan bölüm için yine 920 TL ve Osmangazi Köprüsü ile bağlantı otoyolunun tek seferde alındığı son gişede ise 1.045 TL’lik bir ödeme daha yapılıyor. İstanbul’daki trafik yoğunluğundan kaçmak için tercih edilen Avrasya Tüneli’nin 225 TL’lik ücreti de eklenince, iki günlük bir tatil için sadece köprü ve otoyollara ödenen toplam rakam 4.286 TL’ye ulaşıyor. Bu rakam, tatilin toplam bütçesinin üçte birinden fazlasını oluşturarak, ulaşımın konaklama ve yeme-içmeden daha pahalı olduğu gerçeğini yüzümüze çarpıyor.

Pexels Elene Karenashvili 528852009 16444505

Depoyu doldurmak ayrı bir masraf kalemi

Ulaşım maliyetleri sadece otoyollarla sınırlı değil. Artan akaryakıt fiyatları da tatil bütçelerini zorlayan bir diğer önemli faktör. İstanbul’dan yola çıkarken dolu olan depo, Manisa civarında ilk yakıt takviyesini gerektiriyor ve bunun için 1.500 TL ödeniyor. İki günlük gezinin ardından İstanbul’a dönüldüğünde ise boşalan depoyu yeniden doldurmanın maliyeti 1.720 TL’yi buluyor. Böylece, yaklaşık 800-900 kilometrelik bu gidiş-dönüş yolculuğunun toplam akaryakıt maliyeti 3.220 TL’ye ulaşıyor. Ulaşımın toplam faturası, otoyol ücretleriyle birlikte 7.506 TL gibi inanılmaz bir rakama çıkıyor.

Pexels Musa Yilmaz 2148837900 30432678

Konaklama: Butik otel pazarlığı mı, her şey dahil lüksü mü?

Ulaşım faturasının şokunun ardından sıra konaklamaya geliyor. Çeşme otel fiyatları, sezonun yoğunluğuna ve tercih edilen konaklama tipine göre büyük farklılıklar gösteriyor. Özellikle lüks ve her şey dahil konseptiyle hizmet veren büyük otellerde gecelik oda fiyatları on binlerce lirayı bulabilirken, daha mütevazı bir tatil arayanlar için butik oteller bir alternatif oluşturuyor.

Bu seyahatte tercih edilen yöntem, yoğun olmayan bir dönemde son dakika pazarlığı yaparak butik bir otelde yer ayırtmak oluyor. Bu strateji sayesinde, iki kişi için bir gecelik konaklama ücreti 2.000 TL’ye ayarlanabiliyor. Bu rakam, Çeşme standartları için oldukça makul kabul edilebilir. Ancak bu fiyatın, yüksek sezonda veya bayram dönemlerinde kolay kolay bulunamayacağını da unutmamak gerekiyor. Konaklama, toplam bütçenin sadece altıda birini oluşturarak, tatilin ana maliyet kaleminin barınma değil, yolda olmak olduğunu gösteriyor.

Çeşme’de yeme içme: Alaçatı’nın pahalılığı ve esnaf lokantası gerçeği

Çeşme ve özellikle Alaçatı, yeme-içme fiyatlarının yüksekliğiyle sıkça gündeme geliyor. Akşam saatlerinde varılan Çeşme’de, Marina bölgesinde yapılan kısa bir gezintinin ardından seçilen bir mekanda yenilen akşam yemeğinin iki kişi için maliyeti 875 TL tutuyor. Bu, ortalama bir restoranda ödenen bir ücret olarak kabul edilebilir.

Ancak ertesi sabah yapılan kahvaltı, Çeşme’de bütçeye uygun seçeneklerin de mevcut olduğunu gösteriyor. Bir fırından alınan meşhur İzmir boyozu, yumurta, peynir ve çaydan oluşan iki kişilik bir kahvaltının bedeli sadece 160 TL. Bu durum, tatil beldelerinde lüks mekanlar ile yerel ve mütevazı esnaf arasındaki fiyat uçurumunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Öğle yemeği için ise yine ortalama bir mekanda 755 TL’lik bir harcama yapılıyor. Toplamda iki günlük yeme-içme masrafı yaklaşık 1.790 TL’yi buluyor. Yolculuk sırasında alınan atıştırmalıklar da eklendiğinde bu rakam 2.000 TL’ye yaklaşıyor.

Denize girmenin de bir bedeli var

Çeşme’nin meşhur plajlarında denize girmenin de bir maliyeti var. Altınkum Plajı’nda denize girmek için tercih edilen bir işletmede, plaja giriş ücreti olarak kişi başı 200 TL talep ediliyor. İki şezlong ve bir şemsiye için ödenen toplam 400 TL’lik ücret, tatilin diğer masraflarına ekleniyor. Bu durum, Türkiye’nin birçok sahil beldesinde yaşanan halk plajlarının azalması ve özel işletmelerin kıyıları ticarileştirmesi sorununu bir kez daha gündeme getiriyor.

Toplam fatura: Bir asgari ücrete yakın tatilin düşündürdükleri

Tüm bu masraflar alt alta konulduğunda, İstanbul’dan Çeşme’ye yapılan iki kişilik, bir gece konaklamalı bu hafta sonu kaçamağının toplam faturası tam 11.906 TL olarak ortaya çıkıyor.

Bu faturanın dökümü ise oldukça düşündürücü:

Dünyanın en iyi soğuk tatlısı seçildi: Zirvede Türkiye'nin dondurması var!
Dünyanın en iyi soğuk tatlısı seçildi: Zirvede Türkiye'nin dondurması var!
İçeriği Görüntüle
  • Otoyol ve Köprü Ücretleri: 4.286 TL

  • Akaryakıt: 3.220 TL

  • Konaklama: 2.000 TL

  • Yeme-İçme: 1.790 TL (Atıştırmalıklar hariç)

  • Plaj Girişi: 400 TL

  • Yol Atıştırmalıkları: 210 TL

Bu tablo, 12 bin liralık bir tatilin sadece 2.000 TL’sinin konaklamaya, geri kalan yaklaşık 10.000 TL’sinin ise yolda, yemekte ve diğer harcamalarda tüketildiğini gösteriyor. Özellikle ulaşım maliyetlerinin (yol+yakıt) 7.506 TL ile toplam harcamanın yüzde 63’ünü oluşturması, Türkiye’de kendi aracıyla seyahat etmenin ne kadar pahalı bir hale geldiğinin en net kanıtı. 17.002 TL olan asgari ücretle kıyaslandığında, iki günlük bu tatil, bir asgari ücretlinin maaşının yüzde 70’ine denk geliyor. Bu rakamlar, orta gelirli bir aile için bile hafta sonu kaçamağının artık ciddi bir lüks olduğunu ve tatil hayallerinin yüksek maliyet bariyerine takıldığını acı bir şekilde ortaya koyuyor

Kaynak: HABER MERKEZİ