İzmir, 4 Temmuz 2025 sabahına gökyüzünü kaplayan kesif bir duman kokusu ve siren sesleriyle uyandı. Ege'nin incisi, bir kez daha yılın en korkulan kâbusu olan orman yangını gerçeğiyle yüzleşiyor. Seferihisar'dan başlayarak kentin en gözde turizm merkezlerinden Çeşme'ye, tarım arazileriyle ünlü Ödemiş'e ve merkez ilçe Buca'nın ormanlık alanlarına kadar yayılan alevler, İzmir'in yeşil dokusunu adeta bir bıçak gibi kesiyor. Ekiplerin havadan ve karadan yürüttüğü amansız mücadele sürerken, yangınların çıkış nedenine ilişkin yapılan resmi açıklamalar, endişeli bekleyişin ortasında tartışmaların fitilini ateşledi.

Alevler kenti dört koldan sardı

Yangın felaketi, dün öğleden sonra farklı noktalarda neredeyse eş zamanlı olarak başladı. İlk alevler Seferihisar ve Foça'da yükselirken, kısa süre içinde rüzgarın da etkisiyle alevler Çeşme'nin makilik alanlarına ve Ödemiş'in dağ köylerine ulaştı. Gece saatlerinde ise Buca'daki ormanlık alandan gelen yangın haberi, kent merkezinde yaşayanları bile tedirgin etti. Dört farklı ilçede birden alevlerin yükselmesi, ilk anda akıllara "sabotaj" ihtimalini getirdi ve sosyal medyada bu yönde endişeler hızla yayıldı.

Alevlerin yerleşim yerlerini tehdit etmesi üzerine birçok mahallede ve tatil sitesinde tedbir amaçlı tahliye kararları alındı. Özellikle Çeşme'nin Alaçatı ve Ovacık mahallelerine yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlar, geceyi güvenli alanlarda geçirmek zorunda kaldı. Gökyüzünü kızıla boyayan alevlerin ve kilometrelerce öteden görülen duman bulutlarının yarattığı apokaliptik manzara, bölge halkına büyük bir korku yaşattı.

Vali Elban'dan yüreklere su serpen açıklama: Sabotaj değil

Kamuoyunda giderek yükselen sabotaj iddiaları ve "İzmir yangını neden çıktı?" sorusu üzerine, İzmir Valisi Süleyman Elban'dan kritik bir açıklama geldi. Vali Elban, yürütülen ilk incelemeler ve teknik değerlendirmeler sonucunda, yangınların herhangi bir insan kaynaklı kasıt veya sabotaj sonucu çıkmadığını kesin bir dille ifade etti. Bu açıklama, endişeli bekleyiş içindeki kamuoyunun yüreğine bir nebze olsun su serpti.

Vali Elban, yaptığı açıklamada, "Hem Ödemiş hem Çeşme hem Seferihisar hem de Foça'daki yangınımız, maalesef elektrik hatlarından kaynaklı olarak çıkmış durumda," diyerek felaketin nedenini ortaya koydu. Bu açıklama, tartışmaları sabotaj ihtimalinden, bölgedeki enerji altyapısının durumu ve bakım eksiklikleri gibi daha yapısal sorunlara kaydırdı.

Sıcak hava, rüzgar ve eski hatlar: Felaket reçetesi

Uzmanlar, İzmir'de yaşanan bu büyük felaketin tek bir nedene bağlanamayacağını, bir dizi olumsuz faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıktığını belirtiyor. Temmuz ayının getirdiği mevsim normallerinin üzerindeki aşırı sıcak hava, havadaki nem oranının tehlikeli seviyelere düşmesi ve bölgenin meşhur rüzgarlarının şiddetini artırması, ormanları adeta bir barut fıçısına çevirdi.

Bu kritik iklim koşullarına, Vali Elban'ın da işaret ettiği gibi, eski ve bakımsız elektrik hatlarının eklenmesi, felaketin reçetesini yazmış oldu. Rüzgarın etkisiyle birbirine çarpan ya da koparak kuru otların ve çalılıkların üzerine düşen elektrik tellerinin çıkardığı kıvılcımların, bu büyük yangınları başlattığı değerlendiriliyor. Bu durum, özellikle ormanlık alanlardan geçen enerji nakil hatlarının yeraltına alınması veya düzenli olarak bakımlarının yapılması gerekliliğini bir kez daha acı bir şekilde gündeme getirdi.

Yeşil cennetin kara talihi: İzmir neden sürekli yanıyor?

İzmir'in orman yangını ile imtihanı ne yazık ki yeni değil. Türkiye Ormancılık Derneği ve Tarım ve Orman Bakanlığı verileri, acı bir gerçeği gözler önüne seriyor. Son on yıllık istatistiklere bakıldığında, Türkiye'de en çok orman yangınının çıktığı ve en fazla alanın kaybedildiği illerin başında Muğla ve Antalya ile birlikte İzmir geliyor. Hatta bazı yıllarda İzmir, çıkan yangın sayısı bakımından diğer iki ili geride bırakıyor.

Peki, İzmir'i orman yangınları karşısında bu kadar savunmasız kılan ne? Bu sorunun cevabı, kentin coğrafi yapısı ve bitki örtüsünde saklı. İzmir'in ormanları, büyük ölçüde kızılçam ve kolay alev alabilen, reçineli maki bitki örtüsünden oluşuyor. Bu bitki örtüsü, kurak yaz aylarında en küçük bir kıvılcımla bile tutuşmaya hazır bir hale geliyor. Ayrıca, kentin engebeli ve sarp arazi yapısı, karadan müdahaleyi zorlaştırarak alevlerin hızla yayılmasına neden oluyor.

Havadan ve karadan amansız mücadele

Yangın haberinin alınmasıyla birlikte, Orman Bölge Müdürlüğü, itfaiye ve jandarma ekipleri teyakkuza geçti. Gece görüş kabiliyetine sahip helikopterlerin de katılımıyla gece boyunca süren müdahale, günün ilk ışıklarıyla birlikte hem havadan hem de karadan daha da yoğunlaştı. Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen takviye ekipler, yangın söndürme uçakları, helikopterler ve yüzlerce arazöz, alevleri kontrol altına alabilmek için cansiperane bir mücadele veriyor.

Ekipler, özellikle alevlerin yerleşim yerlerine ve stratejik tesislere ulaşmasını engellemek için yoğun bir çaba sarf ediyor. Rüzgarın sürekli yön değiştirmesi ve sarp arazi koşulları, "yeşil vatanın" isimsiz kahramanları olan orman işçilerinin ve itfaiyecilerin işini daha da zorlaştırıyor. Bölge halkı ve sivil toplum kuruluşları da lojistik destek sağlayarak bu amansız mücadeleye katkıda bulunuyor.

Çeşme'de alevler durdu, gözler ödemiş ve Buca'da

Tüm Türkiye'nin nefesini tutarak takip ettiği yangınlardan ilk iyi haber, 4 Temmuz sabah saatlerinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'dan geldi. Bakan Yumaklı, turizm cenneti Çeşme'deki yangının, ekiplerin yoğun çabaları sonucunda "tamamen kontrol altına alındığını" duyurdu. Bölgede soğutma çalışmalarının titizlikle devam ettiği belirtilirken, bu haber felaketin ortasında bir nebze de olsa moral oldu.

Nihat Genç kimdir, neden öldü?
Nihat Genç kimdir, neden öldü?
İçeriği Görüntüle

Ancak, Ödemiş ve Buca'daki yangınlara müdahale henüz tamamlanabilmiş değil. Bakan Yumaklı, bu iki ilçedeki yangınların devam ettiğini ve ekiplerin müdahaleyi tüm gücüyle sürdürdüğünü açıkladı. Özellikle Ödemiş'in dağlık ve sarp arazisindeki alevlerin kontrol altına alınmasının daha fazla zaman alabileceği tahmin ediliyor. Gözler ve dualar, şu anda alevlerle boğuşan bu iki ilçeden gelecek iyi haberlerde. İzmir'in son durum raporu, rüzgarın insafına ve ekiplerin insanüstü çabasına bağlı olarak her an değişebilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ