''Kabotajın bu yıl içinde sadece ve tamamen Türk bayrağına dönüşü fiilen gerçekleşmiştir. Bu olayı övünerek anmak isterim. Bu olay yüzyıllarca süren engellere karşı ,ancak milli yönetimin elde edebildiği başarılardandır.'' Ulu Önder Atatürk, Kapütülasyonların ortadan kaldırıldığı İkinci Lozan konferansı sonrası Kabotaj haklarının elde edilmesi karşısında duygularını bu cümlelerle açıklıyordu.
Kaputülasyonların kaldırılma mücadelesi 150 yıldır sürmekte idi bu ülkede. Osmanlı'nn çeşitli dönemlerinde batılı devletlere birer ulufe gibi dağıtılan kaputülasyonlar deniz ticaretimizin tamamen elden çıkmasıyla sonuçlanmış, denizlerdeki egemenlik haklarımız bir şekilde yabancıların eline geçmişti.
Birinci Lozan Konferansı'nda emperyalist devletler Osmanlı devleti ile yapılan anlaşmaların geçerli olduğunu öne sürerek, Türk deniz filosunun da yetersiz olduğunu iddia ediyorlar ve kapütülasyonların devam etmesi konusunda diretiyorlardı. Bu istekler Türk heyetince tartışılmaya dahi değer bulunmayarak reddedilmiş, kabotaj haklarımız emperyalist devletlerce İkinci konferansta kabul edilmek zorunda kalınmıştı.
İki Lozan arasında düzenlenen İzmir İktisat Kongresi'nde Atatürk, kabotaj hakkının önemine değinirken "iktisadi zaferlerle sonuçlandırılmayan askeri zaferler kalıcı olamaz'' diyor ve İkinci Lozan'da izlenecek rotayı işaret ediyordu.
Konferansta iki yıllık bir geçiş döneminden sonra kabotaj haklarına kavuşan genç cumhuriyet 19 Nisan 1926'da kabul edilen yasayı1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe koydu.
Artık emperyalist ülkelere tanınan kapütülasyonlar sona ermiş,8 bin 333 kilometreyi bulan kıyı şeridimizde ve karasularımızda egemenlik haklarımız tescil edilmişti. Kabotaj'ın egemenlik kavramının denizler üzerinde vücut bulmuş hali olduğunu da unutmamak gerekir.
Peki bugün limanlarımızdaki durum nasıl açıklayabiliriz? Doğrusu pek iç açıcı değil... Ülkedeki 27 büyük ticaret limanının yalnızca ikisi devlete ait.25 Liman özelleştirilmiş ve yerli ve yabancı ortaklara satılmış durumda. Türkiye'nin en büyük Limanı olan Mersin limanının yüzde 90'ı yabancı sermayenin elinde...
'Yerli ve Milli ' hükümetimiz bu konuda birçok alanda gösterdiği hassasiyeti limanlarımızda da ihmal etmemiş. Mersin'in arkasından gelen Tekirdağ Asyaport ve Derince Safi Port limanları da buram buram yabancı sermaye kokmakta...
Atatürk'ün tam bağımsızlık konusundaki düşünceleri ise yeterince açık, ''Tam bağımsızlık dendiği zaman doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda bağımsızlık anlaşılır.'' Ata böyle diyordu.
'Yerli ve milli ' olduklarını ilan edenlerin bu sözlerden çıkaracakları çok dersler var daha...