Türkiye’de ne kadar önlem alınmaya çalışılsa da kadına uygulanan şiddet her geçen gün daha fazla artıyor, erkeklerin kadınları katletmesi günlük yaşamın bir parçası haline geliyor. Peki bir cana kıymak, hele ki sizden çok daha güçsüz ve yıllarca yoldaşınız olmuş bir eşe kıymak bu kadar kolay mı? Gelin bu sorunun yanıtını feminizm yoluna girmeden cevaplamaya çalışalım.
Aslında Türkiye’de şiddet sadece kadınlara özel olarak artmıyor. İnsana karşı yapılan şiddet eylemleri her geçen gün yükselen bir grafik halinde. Yani Türkiye’nin kadına yönelik şiddet sorunu olduğu gibi insana yönelik şiddet sorunu da var.
Bunun temeline bakmadan önce geçtiğimiz günlerde açıklanan bir araştırmanın sonuçlarını hatırlatayım.
Araştırmaya göre, rakamlara girmeden bahsetmek gerekirse Türkiye’nin zeka seviyesi her yıl biraz daha düşüyor.
Yani cehalet gitgide artıyor. bu durumu zaten toplumun hal ve hareketlerini takip eden herkes görebilir.
Ancak bu yaygınlaşan cehalet bizim için ciddi sonuçlar doğuruyor.
Cehalet, bilgi eksikliği ve yanlış anlamaların kaynağıdır. Bilgisizlik, insanları bencilce yönlendirebiliyor ve önyargılara yol açabiliyor.
insanların farklı kültürleri, inançları ve yaşam tarzlarını anlamayanlar da şiddetin temelini oluşturuyorlar.
Bu tür insanların belirli bir davranışı onaylaması veya reddetmesi, cehalet düzeyine bağlı olarak değişiyor
Yani bizim gülüp geçeceğimiz ya da arkamızı dönerek gideceğimiz bir durumda bu insanlar karşısındakini öldürmeye varan bir şiddete başvuruyorlar.
Türkiye’de cehaleti destekleyen maalesef bir çok faktör var.
Mesela Türkiye’de sıfırdan başlayan bir insanın istediği gelir seviyesine ulaşması için iyi bir eğitim alması beklenmiyor. İş çevirmesini, insan kazıklamasını bilen tuttuğunu koparan insan modelleri bu ülkede çok daha zengin olma şansına sahip.
Bu sadece bir örnek ve ülkemizdeki bu tür unsurlar, toplumun kendini geliştirmesine maalesef hiçbir şekilde destek olmuyor.
Ve artan cehalet her gün kadınlarımızın, evlatlarımızın, komşularımızın katledilmesiyle çığ gibi büyüyerek devam ediyor.
