Basın ve ifade özgürlüğü geçen yıl en çok konuştuğumuz şeylerdi. Daha açıkçası 2018 basın özgürlüğü için kara bir yıl oldu.
Basın özgürlüğünün ne kadar çok önemsendiğine en güzel örnek dünyanın en ünlü meydanı Times’da düzenlenen kutlamaların onur konukları gazeteciler oldu. New York’daki Times Meydanı her yıl olduğu gibi bu yıl da ABD’de yeni yıl kutlamalarının merkezinde yer aldı. Kutlamaları organize edenler bu yılın onur konuğu olarak, basın özgürlüğünün savunucuları gazetecileri seçti. Organizatörler basın özgürlüğü ve gazeteciler için ‘ölümcül bir yıl’ olduğunu belirttiler. Buna örnek olarak da Kaşıkçı cinayetini gösterdiler.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de 2018 yılı basın özgürlüğü raporunu açıkladı; “Gazeteler ve gazeteciler için 2018 yılı işsizlik,baskı, tehdit, sansür, erişim engeli, soruşturma, tutuklama ve davalar yanında ekonomik olarak artan baskılarla geçti.”
Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü açısında 2018’i kötü kapattığına dikkat çeken Çakırözer, uluslararası kuruluşların raporlarının da bu acı gerçeği açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğine belirten Çakırözer şöyle dedi: “Türkiye’de gazeteciler tamamen gazetecilik faaliyeti olan düşünceleri, haberleri, yorumları nedeniyle 'Terör Örgütü üyeliği', 'Örgüt Propagandası', 'Cumhurbaşkanına hakaret' gibi suçlamalarla karşı karşıya kalmakta. Şu anda tutuklu gazeteci sayısı 142. Bunlardan biri de Parti Meclis üyemiz Eren Erdem. OHAL ilanından bu yana 516, sadece bu yıl 118 gazeteci gözaltına alındı. 2018 yılında105 gazeteci hakim karşısına çıktı.”
Çakırözer raporunda şu görüşlere yer verdi: “Türkiye’nin kritik bir yerel seçime girdiği bu dönemeçte iktidar yetkililerinin hedef göstermesi ile davalar açılmakta, cezalar verilmektedir. Halk TV ve Fox TV’ye RTÜK tarafından kesilen cezalar tamamen basın özgürlüğünü yok edici halkın haber alma hakkını engelleyici niteliktedir. Sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in de sadece düşünceleri nedeniyle ifade vermeye çağırılmaları basın özgürlüğü açısından son derece kaygı vericidir.Basına bir darbede yeni basın kartı yönetmeliği ile geldi.”
Sözün özü gazetecilik faaliyeti suç olmamalı. Bu konuda yeni yasalara değil, hem yönetimde hem de yargıda önemli zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var.
Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.