Bir okurumuz soruyor: “Astsubay olarak çalıştığım ordudan emekli olduktan sonra bir konut sitesinde 4 yıldan beri yönetici olarak çalışmaktayım. Yönetim, günlük 7,5 saatin üzerinde ve pazar ile bayram günlerinde çalışmadığım için işten çıkarma kararı aldı. Ancak emekli olurken ikramiye aldığımı ileri sürerek herhangi bir tazminat ödemeyeceklerini söylediler. Ben hem ihbar ve hem de kıdem tazminatı almam gerektiğini biliyorum, ama işverenin de öğrenmesi bakımından haklarımdan söz edebilir misiniz?”
Daha önce de benzer sorular sorulduğundan o sorulara verilen yanıtı tekrarlayalım.
Okurumuz Emekli Sandığı'na tabi devlet memuru olarak çalışmakta iken emekli olduktan sonra konut sitesinde iş sözleşmesi ile işçi olarak çalışmaya başlayıp ilgili mevzuat gereğince çalışma süresi boyunca sosyal güvenlik destek primi ödeyerek, çalışmakta iken işverence iş sözleşmesi feshedilerek işten çıkarılmıştır.
Öncelikle şu hususun bilinmesi gerekmektedir: Okurumuz bir iş sözleşmesine dayanarak 4857 sayılı İş Yasası’na tabi işçi olarak çalıştığından İş Yasası’nın sağladığı bütün haklardan yararlanması gerekmektedir.
Diğer yandan işten işverence haklı bir nedeni olmaksızın, yani kıdem ve ihbar tazminatı almasını gerektirmeyen bir gerekçe ile işten çıkarıldığı için 4857 sayılı İş Yasası’nın 17 nci maddesi gereğince, sosyal yardım ve yan ödemeleri de dâhil tazminata esas ücreti üzerinden 56 günlük ücreti tutarında ihbar tazminatı ile 1475 sayılı (eski) İş Yasası’nın yürürlükte bırakılan kıdem tazminatı ile ilgili 14 ncü maddesi gereğince, yine tazminata esas ücreti üzerinden her yıl için 30 gün esasına göre 4 yıllık kıdem tazminatı alması, ayrıca kooperatifte çalışmaya başladığı ve işten ayrıldığı tarihte 50 yaşın üzerinde olması nedeniyle İş Yasası’nın 53 ncü maddesi gereğince 4 yıllık hizmeti karşılığı her yıl için 20 gün üzerinden kullandırılıp ücreti ödenmesi gereken izinlerinden kullanmadığı ve ücretini almadığı izni varsa bunların ücretinin de son ücreti üzerinden ödenmesi gerekmektedir.
Bir diğer okurumuz “Çalışmakta olduğum işyerinde ücretlerim düzenli olarak giren ayın ilk haftasında ödenmekte iken son 3 aydır hakettiğim aylık ücretimin yarısı ayın ilk haftasında, diğer yarısı da ayın 20’sinden sonra ödenmeye başladı. 6 yıllık çalışma sürem içinde kendi düzenimi ücretimin tamamını ayın ilk haftasında almama göre kurduğum, ödeyeceğim borçlarımı buna göre ayarladığım için hem düzenim aksadı, hem de alacaklılarıma mahcup olmaya başladım. Acaba ücretim zamanında ödenmediği için işten ayrılsam kıdem tazminatım ile kullanmadığım 2 yıllık iznimin ücretini alabilir miyim?”
4857 sayılı İş Yasası’nın 32 nci maddesi gereğince ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir. Başka bir deyişle hak edilen ücret, ülkemizdeki uygulamaya göre en geç giren ayın ilk haftasında ödenir. Ayrıca iş ya da toplu iş sözleşmesinde özel bir düzenlemeyle ödemenin haftalık ücret şeklinde yapılabileceği de kararlaştırılabilir.
Öte yandan İş Yasası’nın 24/II-e maddesinde işçiye işveren tarafından ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkı verilmiş olup, okurumuza ücretleri son aylarda en geç giren ayın ilk haftasında ödenmesi gerekirken ödenmediğinden okurumuz iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Bu durumda da kıdem tazminatı ile kullanmadığı 2 yıllık izin ücretinin de ödenmesi gerekir.
Okurumuza şu hususu da hatırlatalım: İş sözleşmesini feshettiğine ilişkin bildirimi noter kanalı ya da acele posta ile gönderdiğinde kıdem tazminatının ödenmemesi halinde faizin başlangıcı buna göre başlatılacaktır.