Kaptan Mustafa Yurtbulmuş ve eşi Elif Hanım'ın Balıkçıl tekneleriyle çıktıkları dünya turu, kitap haline geldi. Naviga Yayınları etiketiyle yayımlanan 'Balıkçıl'ın Dünya Turu', beş yıl süren, tekneyle beş kıta, beş okyanus geçişinin öyküsünü anlatıyor. Balıkçıl, Sadun Boro'nun Kısmet'inden bu yana dünyayı dolaşan on altıncı Türk teknesi oldu

Sardunya-İbiza etabına dahil olduğum Balıkçıl teknesinin dünya turu, harika bir seyahat kitabıyla taçlandı. Kaptan Mustafa Yurtbulmuş ile 21 Eylül 2014 yılında Marmaris'ten başlayan, günü gününe beş yıl süren, beş kıtayı saran beş okyanus ve dört Ekvador geçişiyle tamamlanan Balıkçıl'ın dünya turunu konuştuk.

•      Kendi teknesiyle dünyayı dolaşmak denizcinin en büyük hayali. Siz bunu başardınız. Ne zaman karar verdiniz bu zorlu serüvene çıkmaya?

Kesinlikle doğru. Her denizcinin olduğu gibi benim de hayalim günün birinde bu turu başarabilmiş olmaktı. Sanırım 2001'di ve Türkiye'nin ekonomik krizle boğuştuğu günlerdi. Önce tekne sahibi olmaktan çok daha kolay ve ucuz olan dev bir dünya haritası satın alarak işe koyuldum. Bu harita iş yerimdeki çalışma odamın bir duvarını tamamen kaplamıştı. O günün zorlu koşullarında işlerden bunaldığımda haritama bakıp açılacak yelkenlerin, tutulacak rotaların düşlerini kuruyordum.

•      Birçok Türk denizci bu işi daha önce başarmıştı sanırım.

Biliyorsunuz bu turu 1965-1968 yıllarında ilk kez eşi Oda Hanım ve Kısmet adlı yelkenlisiyle Sadun Boro başarmıştı. Yanılmıyorsam biz 16'ncı Türk teknesiyiz turu tamamlayabilen.

EN AZ BİR KEZ EKVADOR

•      Turun ne gibi standartları var?

Bir teknenin dünya turu tamamlamış kabul edilmesi için 360 derece dünya etrafında dolaşması ve çıktığı limana geri dönmesi gerekiyor. Dünya yuvarlak olduğu içinde en az bir kez ekvatoru geçmesi icap eder. Bu kural da özellikle yüksek enlemlerde kısa yoldan dünya turu yapmasınlar diye konulmuş. Biz Kızıldeniz rotasından dönmeyip Ümit burnunu dolaştığımızdan biraz uzun sürdü ve nihayetinde bir buçuk dünya turu oldu. Böylece dört kez ekvator ve beş kez okyanus geçişi gerçekleştirdik.

•      Standartlara uyulup uyulmadığını kim denetliyor?

Hayır böyle bir kuruluş yok. Ancak dilerseniz "Ocean Crusing Club" diye bir kuruluş var turu tamamladığınızda oraya kaydınızı yaptırabiliyorsunuz.

 

•      Balıkçıl beş yılda ne kadar yol almış oldu?

Seyahat kitabım için tuttuğum günlüklerden çıkardığım sonuca göre yaklaşık 50 bin deniz mili (92 bin 600 kilometre) yol kat etmişiz.

ARALIKSIZ BEŞ YIL DENİZLERDE

•      Sadun Boro'nun turu üç yıl sürmüştü. Ya sizinki?

Marmaris Netsel marinasında ilk kez yelkenlerimizi açtığımızda 21 Eylül 2014 idi. Aynı iskeleye teknemizi yanaştırdığımızda 21 Eylül 2019 idi. Yani yolculuğumuz aralıksız tamı tamına beş yıl sürdü.

 

•      Turunuzun cefasını tekneniz Balıkçıl da çekti. Neden Balıkçıl?

Öncelikle teknemin isminin Türkçe olmasını istedim. Balık avlamayı ve yemeyi çok severim. Balıkçıl kuşu da devamlı balıkla beslenir ve balık peşinde koşar. O nedenle Balıkçıl kuşuyla kendimi özdeşleştirip teknemin ismini Balıkçıl koydum.

 

•      Balıkçıl büyük okyanus geçişleri için modifiye edildi mi?

Evet Balıkçıl’ı aldıktan sonra onu tam bir uzun yol teknesine dönüştürdüm. Öncelikle armaya ilave olarak fırtına flog yelkenini basmak için baş üstüne ilave bir ıstralya yaptırdım. Ayrıca asimetrik sarma balon yelkeni için bir de baston yapıldı. Güneş panellerini koymak için kıç üstüne paslanmaz bar ve servis botumuz Tıfıl için matafora yapıldı. Ayrıca kıçtan takma motoru kolayca yukarı çekmek için bir palanga düzeneği yaptım. Uzun yolda en büyük yardımcımız olan otopilotu da yedekledim. Deniz suyunu tatlı suya çeviren bir su yapıcı koyduk. Ayrıca bir çok yedek parça ve yelkenler alındı. Balıkçıl uzun süre hiçbir limana yanaşmadan kendi kendine yetecek hale gelmiş oldu.     

•      Seyahat boyunca talihsizlikler ve tehlikeler de yaşanmıştır doğal olarak...

Turun kendisi zaten başlı başına tehlike demektir. Mesela denizde başa gelebilecek en büyük felaket, denize düşmektir. Açık denizde denize düşen birini bulmak ve kurtarmak çok zordur. Hele ki gece karanlığında diğeri uyurken denize düşeni kurtarma işi bir hayaldir. Elif bir kez denize düştü ama gündüz vaktiydi. Tekneyle seyir halindeydik. Allahtan deniz sakindi ve dönüp onu tekneye çıkarabildim. Bir keresinde de okyanusta dümen palamız koptu. Bilmeyenler için söyleyeyim dümen palası teknelerin altında bulunan ve suyun akış yönünü değiştirerek teknenin manevrasını sağlayanparçadır. Bu palanın kopması yönünü tayin etmeyi imkansız hale getirir. Ancak bilgi birikimi ve tecrübemiz sayesinde kıçtan çektiğimiz halatlara bağlı ağırlıklarla günlerce rotamızda yol almayı başardık. Bizi çok etkileyen bu olayı gençdenizciler için kitabımda uzun uzun anlattım. Fazlasını merak edenler kitabımdan okuyabilirler.

BAŞUCUMDA HEMINGWAY VE MELVILLE

•      Deniz sevgisi denizcinin yaşama nedeni. Onun aranızdaki sevgi bağına dair neler söylersiniz?

Her okyanus geçişi bana inanılmaz duygular yaşatmıştır. Bir kitapta rastladığım ibare beni derinden etkilemişti: "Oh God! The sea is so great and my boat  is so small / Aman tanrım, deniz çok engin teknem ise çok küçük!"

Bu söz okyanusun muazzam büyüklüğü karşısında insanın küçüklüğünü, acizliğini ama aynı zamanda insanın denize karşı beslediği hayranlığın da ifadesidir. Tarif etmesi çok zor ama her okyanusun kendine özgü bir karakteri vardır. Ancak ortak noktaları her birinin sonsuzluğu çağrıştırmasıdır. Okyanusun, açık denizlerin cazibesine kapıldınız mı ondan vazgeçmeniz çok zordur.

•      Denizle edebiyat arasında sürekli ve önemli bir ilişki vardır. Sizin deniz edebiyatıyla ilginiz ne düzeyde?

Başucu kitaplarımda olaylar hep denizlerde geçer. Bunlar çoğunlukla deniz tarihi ya da içinde denizler geçen edebi eserlerdir. Mesela Halikarnas Balıkçısı'nı çok severim. Sanırım ömrüm boyunca dönüp dolaşıp tekrar okuyacağım onu. Öte yandan Ernest Hemingway’in 'Yaşlı Adam ve Deniz'ini, Joseph Conrad’ın çoğu denizlerde geçen romanlarını unutmak mümkün mü. Elbette ve 'Typee ve Moby Dick’in büyük yazarı ile Herman Melville'i de saymalıyım.

 

F KLAVYE SIKINTISI

•      Beş yıllık tur, Balıkçıl'ın Dünya Turu ile kayda geçti. Zorlandınız mı bu güzel kitabı yazarken?

Dünya turu sırasında adet olduğu üzere mutlaka bir journal tutulur. Kitabımın omurgasını zaten Balıkçıl’ın jurnaline yazdığım günlüklerden, seyahat boyunca bilgisayarıma ve cep telefonuma aldığım yazdığım hatırlatmalar oluşturdu. Turu tamamladıktan sonra araya pandemi girmişti ve o sessiz zamanlar kitabımı yazmam için bana gerekli zamanı ve duygu gücünü sağladı. Denizlerde en çok zorlandığım şey, dizüstü bilgisayarımın F klavye olmamasıydı. Bu nedenle o notlar başttan sona elden bir kez daha geçti.

•      Ne kadar sürdü kitaplaştırma çalışması?

Sanırım iki yılımı aldı. Sonrası hangi yayıncıyla çalışacağımız ve teknik özelliklerin neler olması gerektiğine ilişkin kararlar meşgul etti beni.

•      Kitabınızdaki fotoğrafları da siz çektiniz, bunun eğitimi almış mıydınız?

Ben zaten üniversitede gazetecilik okumuştum. Fakültede temel fotoğrafçılık derslerimiz vardı. Ayrıca fotoğraf çekmeyi de sevdiğim için zaman için de kendi ihtiyacımı karşılayacak kadar öğrendim.

•      Böyle büyük bir seyahat için maddi imkan şart. Sponsorlarınız var mıydı?

Turu kendi imkânlarımızla yaptık. Ancak yola çıkarken birkaç firma malzeme ve ekipman konusunda yardımcı oldu. Bazı etaplara da kursiyer katılımcı aldık. Bu da seyahatin az da olsa bir kısım masrafını karşılamaya yardımcı oldu.

•      Bundan sonra benzeri bir seyahat planınız var mı?

Hayaller sonsuz. Balıkçıl beni zaten her daim "Ne zaman yola çıkıyoruz" diye kışkırtıp durmakta ancak denizcilerin de batıl inançları vardır. Bu nedenle yola tam hazır olmadan konuyla ilgili konuşmak uğursuzluk sayılır.

Aşk bazen denizleri aştırır insana

•      Tura hayat arkadaşınız Elif hanım ile başladınız ve Avustralya'da nikah masasına oturdunuz. Evlilik neden yolculuğa kaldı ve neden Avustralya?

Tanrı en çok plan yapanlara gülermiş. Aslında bu yolculuğa 2012'de tek başıma çıkmayı planlamıştım. Bir önceki yıl Nisan ayında Kızıldeniz’e birkaç ay sürecek bir eğitim, kurs programının hazırlık aşamasında tanışmıştım Elif'le. O sıralarda bel rahatsızlığım nüksedince ne Kızıldeniz’e ne de dünya turuna çıkamayacağımı düşünüp bıçak altına yattım. Ancak operasyon 'başarısız bel cerrahi’ olarak geçti kayıtlara ve eskisinden beter duruma düşüp adeta adım atamaz hale geldim. Uzun fizik tedavi döneminde planlar da değişti. Bu süreçte de Elif'le arkadaşlığımız da gelişince bir yıl sonra seyahate birlikte çıkmaya karar verdik. Ancak evlilik aşamasına gelmek için de iki okyanus aşmamız gerekiyormuş. 'Neden Avustralya' sorusuna gelince; dünyaca ünlü Sidney Opera Binası ve köprüsü altında binlerce havai fişeğin atıldığı ve milyonlarca inanın çılgınca kutladığı bir günde hem de kendi teknesinin havuzluğunda kim evlenmek istemez ki! 2016 yılının son gününde Balıkçıl'daki nikahımıza birçok denizci katılırken Sidney halkı da şahitlik etti.