Az kaldı...

Şunun şurasında iki hafta sonra,

Sandıklar açılıp da,

Koyunlar sayılmaya başlayınca,

Hepimiz alacağız boyumuzun ölçüsünü...

***


Kimileri ilk kez vekil olacak.

Kimileri de yeniden seçilecek.

Önemli olan,

Seçildikten sonra ne yapacakları,

Bir dört yıl daha,

Vekillerimize bakıp duracağız.

Bayramdan bayrama,

Selam verip kaçmamalarını umacağız.

***


Kimileri de,

Vekilliğe veda edip,

Sıradan vatandaşlar gibi,

Eskileri anlatmakla geçirecekler vakitlerini

***


Çin'in kırsal kesiminde,

Yaşam savaşı veren bir aile vardı.

Dede, baba, anne ve çocuktan oluşan,

Aile oldukça sıkıntı çekiyordu.

***


Bir gün baba,

Yılların verdiği yorgunlukla,

Bir köşede oturmaktan başka,

İşe yaramayan dedeyi,

Pazar küfesine koyarak,

Nehre doğru yola çıktı.

Nehrin kenarında,

Arkadaşlarıyla oynayan oğlu,

Babasına ne yaptığı sordu.

***


Baba biraz da utanarak,

Büyük babanın bize yük olmaktan başka,

Yaptığı hiçbir şey yok.

Onu bu küfe ile beraber,

Nehre atmaya karar verdim” dedi.

***


Çocuk önce sustu,

Sonra düşündü,

Babasına öyle bir şey söylemeli,

Öyle bir şey yapmalıydı ki,

Babası yaptığından,

Hem utanmalı,

Hem de des almalıydı.

***


Aklına gelen fikirle,

Heyecanlanarak atıldı.

Aman baba,

Küfeyi sakın atma.

Çünkü bir gün gelip,

Sen de yaşlandığında,

O küfe bana lazım olacak” dedi.

Babası yaptığından utanıp,

Yaşlı babasını yeniden evine götürdü...

***


Kıssadan hisse;

Hiçbir yoksulluk,

Size yol arkadaşınızı satma hakkı vermez...