Geçenlerde hükümetin Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi’nden aldığı kirli suyu bir şişede basın açıklamasına konu etti. Aynı Bakan, Ergene Nehri’nden benzer bir kirli suyu TBMM’de önüne koyan CHP’li milletvekiline elinin tersiyle müdahale etti ve çok kızdı.
Siyaset bu ülkenin iyi bir geleceği için vardır. En azından böyle olması gerekir. Ancak, siyasetin güzelliklere ışık olması durumu uzun süredir rafa kalktı. Bu kentte tüm yaşamını geçirmiş bir gazeteci olarak, şunu söylemek isterim. İzmir’i iyi veya olumsuz yönleriyle yaşayanlar, dünyada mükemmel şehirleri gezip geri dönenler de dahil, bu kentte yaşamaktan mutsuz değiller.
Çünkü İzmir dediğiniz zaman sadece fiziki güzellikler düşünülmez. Bu kent, ülkenin ve dünyanın her yerinden gelmiş insanların bir arada ortalamalarda yaşamasını bildiği bir kent. Bu kent ekonomik olarak uçurumların olduğu bir kent değil.
Bu kent inançlarını yaşayanların birbirine dayatmalarda bulunduğu bir kent değil. Bu kent yüzyıllar önce gelen levanten kökenli Türkler daha her yöreden gelenlerin barış içinde yaşayabildiği bir kent. Bu kent birbirinin kapısına işaret koyanların yaşadığı bir kent değil. İzmir’de ırkçılık yapmak, ayrımcılık yapmak zordur.
Gavur İzmir söylemi
Yıllardır siyaset yazıyorum. İzmir’de yaşamaya devam eden farklı köklerdeki yurttaşlarımızı kast ederek “Gavur İzmir” tanımlamasını yapan siyasetçilere bu kent geçit vermedi. İzmir siyasetin sağına iktidar verdi ama Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk’le derdi olanlara geçit vermedi.
Nice şairler, aydınlar, yazarlar İzmir’in kendine özgü bir kent olduğunu, bu kentte yaşamanın ayrıcalık olduğunu üstüne basa basa yazdı. Yukarıda yazdıklarım İzmir’i anlatmak için yeter mi? Asla yetmez. İzmir’e göç edenlerin en önemli özelliği ise bir süre sonra İzmirli olmalarıdır. Bu kent adamı sarıp sarmalar. Siyasi tercihlerini bile değiştirir. Bu kent seçtiğini eleştirir ama kurda kuşa yem etmez.
Türkiye’yi yönetiyordum diyenlerin, bu nedenle biraz dikkatli olmasında yarar var. O gösterilen İzmir körfezindeki sudaki kirliliğin “Ortak bir sorumluluk” olduğunu unutmamak gerekir. İzmir Körfezi İzmirliler’in sevgilisidir adeta. Elbette oradaki kirliliğin giderilmesi en önemli isteğimizdir.
Bu kirli suyu göstererek siyaset yapmak ise bu kişiler ve yönettikleri kurumların sorumsuzluğu anlamına gelmemelidir.