Dün sabah saatlerinde sosyal medya hesaplarında TV8 ekranından alınan bir görüntü dönmeye başladı.
Her sabah canlı yayınlanan bir programda Bonbon Funda olarak bilinen bir isim ve isimlerini bilemediğim, şu anda Google'a bakacak kadar da önemsemediğim iki kişi daha, Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna kitabının dizi olarak ekrana gelmesini konuşuyorlardı.
Bonbon hemen atladı: "Madonna'nın hayatını çekmek..." falan diye söze başladı...
Neyse uzatmayayım hepiniz görüntüleri izlemişsinizdir zaten. Dün günümüzün yarısı bu acıklı ve bir o kadar da neşeli mevzu ile geçti.
Diğer sunucular da rejinin doğru bilgileri kulaklarına fısıldamalarına rağmen olayı bir türlü toparlayamadılar ve Türk televizyonculuğu tarihi bir rezilliğe sahne oldu.

***


Buna çok da şaşırmamak gerek.
Özellikle sabah programlarının kimlere teslim edildiği ortada.
Bu ülkede cehaletin nasıl büyük bir hızla yükseldiği ve yüceltildiği de.
Mesut Yar sabah kuşağına dönmek için küçük bir deneme yapayım dedi ama adamcağız bir hafta içinde nasıl kaçtığını bilemedi.
Partnerleri Seren Serengil ve Deniz Akkaya idi çünkü. Programı on dakika izleyen, izlemeye tahammül eden aklı şuuru yerinde herkes zaten Yar'ın haline üzülüp "Bu adamın o masada ne işi var?" diye sorgulamıştı.
O da durumu çabuk çözüp tası tarağı topladığı gibi masayı terk etti gitti.

***


Bonbon'un ve benzeri isimlerin televizyon ekranından taşan bilgisizliklerini ve cüretlerini izlerken kızıp şaşırmak dışında bizi daha zorlayan bir duygu var aslında: "Başkası adına utanmak!"
Bu bizi daha çok yoruyor.
Ortada bir gaf olduğu anlaşıldıktan sonra gelen pişkinlik ürkütüyor.
Ve bir kez daha anlaşılacak ki, bu ülkede gerçekten artık hiç kimse rezil olmuyor.
Ben Bonon ve ekip arkadaşlarının işlerine kaldıkları yerden devam edeceğine eminim.
En fazla bir iki güler, kendileriyle dalga geçer, ya da "öyle demek istemedim, linç girişimine maruz kaldım" deyip mağduru oynarlar olur biter.
Çünkü bu iki tavrın prim yaptığını, her ayıbın üstünü örttüğünü bu ülke son yıllarda acı tecrübelerle deneyimledi.
Utanmak, mahçup olmak, özür dilemek ve "ben ...tım bari sıvamadan ortadan çekileyim" demek bu ülkenin en azı yarısının kitabında yazmıyor artık.
Yüzünde tükürüğü hisseden "Oh yağmur bereketiyle geldi çok şükür" deyip yoluna devam ediyor.
Uğurlar olsun ne diyelim.

basliksiz-1

-------------------------------------------------------------------------------------

Küçük bir mola
oncel-ozicerrrDün bu Kürk Mantolu Madonna ve Bonbon meselesi üzerine geyikleri birbirine eklerken şu da görüldü ki, hepimizin kanlı ve karanlık siyaset gündeminden uzaklaşmaya çok ihtiyacı varmış.
Son yıllarda iç karartan, can yakan, vicdan yaralayan haberlerin ardı ardına geldiği ülkede yaşayan koca bir baykuş sürüsü gibiyiz çünkü. (Baykuşlara bayılırım, ayıp olmasın şimdi, mecazi anlamda yani...)
Hala da öyleyiz de işte, arada böyle hafif mevzularla gazımızı atmazsak ortadan ikiye yarılma ihtimalimiz söz konusu.
Bu yüzden söz konusu program ve sunucularına teşekkürü bir borç biliriz.