Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi'nin kurucu kadrosunda yer alan, aynı zamanda eski bir asker ve akademisyen olarak tanınan Metin Gürcan, bir hukuki süreçle gündeme geldi. Yabancı misyon temsilcilerine gizli bilgi sızdırdığı ve casusluk yaptığı iddialarıyla uzun bir süredir yargılanan Gürcan hakkında, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada karar açıklandı. Mahkeme heyeti, Metin Gürcan'ı, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 328. maddesi kapsamında "Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal ve Askeri Casusluk Amacıyla Zincirleme Biçimde Temin Etme" suçundan suçlu bularak, tam 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu ağır ceza, hem Metin Gürcan'ın siyasi kariyeri hem de Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve ulusal güvenlik tartışmaları açısından önemli sonuçlar doğuracak nitelikte. Kararın açıklanmasının ardından Gürcan, Sincan 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na nakledildi.
Metin Gürcan kimdir? Askerlikten akademiye, siyasete uzanan bir yaşam öyküsü
Peki, Türkiye'nin gündemine oturan bu davayla adı anılan Metin Gürcan kimdir? 1976 yılında Bilecik'te dünyaya gelen Metin Gürcan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) uzun yıllar görev yapmış bir eski askerdir. 1998 yılında TSK'ya katılan Gürcan, 2014 yılına kadar çeşitli birimlerde ve önemli pozisyonlarda görev aldı. Bu süreçte, özellikle yurt dışı coğrafyalarda (Afganistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Irak gibi) kritik görevlerde bulundu ve uluslararası operasyonlarda deneyim kazandı.
Askerlik görevinin yanı sıra akademik alanda da çalışmalarını sürdüren Metin Gürcan, 2008-2010 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri Enstitüsü'nde (Naval Postgraduate School) güvenlik çalışmaları alanında yüksek lisans yaptı. "Bölgesel Kürt Yönetimi ile Bağdat merkezi yönetimi arasındaki çevre-merkez ilişkisi" başlıklı teziyle master derecesini alan Gürcan, bu çalışmasıyla bölgesel güvenlik dinamikleri ve uluslararası ilişkiler konusundaki uzmanlığını pekiştirdi.
Ocak 2015'te TSK'dan emekli olan Metin Gürcan, akademik kariyerine odaklandı. Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nde, "TSK'nın kurumsal dönüşüm kapasite ve isteği" konusunda bir doktora tezi yazdı. Bu teziyle, Türk ordusunun modernleşme süreci, kurumsal yapısı ve gelecekteki rolü üzerine önemli analizler sundu. Gürcan'ın, ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde güvenlik politikaları, terörle mücadele, bölgesel çatışmalar ve askeri strateji konularında çok sayıda makalesi ve çalışması yayınlandı.
Akademik çalışmalarının yanı sıra, aktif siyasete de ilgi duyan Metin Gürcan, Ali Babacan liderliğinde kurulan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. Partinin güvenlik politikaları ve dış ilişkiler konularındaki çalışmalarına katkı sağlayan Gürcan, bir dönem partinin önemli karar alma organlarında da görev üstlendi.
Metin Gürcan neden ve kaç yıl ceza aldı? Casusluk suçlamasının detayları
Metin Gürcan'ın adını kamuoyunun gündemine taşıyan ve ağır bir hapis cezasıyla sonuçlanan hukuki süreç, yabancı misyon temsilcilerine casusluk yaptığı iddialarıyla başladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Gürcan'ın, devletin güvenliği ve siyasal yararları açısından gizli kalması gereken bazı bilgileri, yabancı ülke diplomatlarına ve istihbarat görevlilerine para karşılığında veya farklı menfaatler temin ederek aktardığı iddia edildi.
Soruşturmanın derinleştirilmesiyle birlikte, Metin Gürcan hakkında "Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal ve Askeri Casusluk Amacıyla Zincirleme Biçimde Temin Etme" suçlamasıyla iddianame hazırlandı ve dava Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Yargılama süreci boyunca, savcılık makamı Gürcan'ın bu suçu işlediğine dair çeşitli deliller sundu. Bu deliller arasında, yabancı diplomatlarla yaptığı iddia edilen görüşmelerin kayıtları, para transferlerine ilişkin belgeler ve bazı gizli bilgilere erişim sağladığına dair bulgular yer aldığı öne sürüldü.
Metin Gürcan ise, yargılama boyunca hakkındaki tüm suçlamaları reddetti. Savunmasında, yaptığı görüşmelerin ve paylaştığı bilgilerin, akademik çalışmaları ve güvenlik analizleri kapsamında olduğunu, herhangi bir casusluk amacı taşımadığını ve devlete zarar verecek gizli bilgileri sızdırmadığını belirtti. Gürcan, yaptığı analizlerin açık kaynaklara dayandığını ve uluslararası ilişkiler çerçevesinde bilgi paylaşımının normal olduğunu savundu.
Ancak, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda Metin Gürcan'ı suçlu bularak, TCK'nın 328. maddesi uyarınca "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir" hükmü ve suçun zincirleme şekilde işlenmesi gibi ağırlaştırıcı nedenleri de dikkate alarak, 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, kararında, sanığın eylemlerinin devletin güvenliğini ve siyasal yararlarını tehlikeye düşürdüğü ve casusluk suçunun unsurlarının oluştuğu kanaatine vardığını belirtti.
