Meclis'te anayasa değişikliği görüşmelerinde ne yaşandığını az buçuk öğrendik.
Neden gece yaptıklarını da...
Meğer birbirlerine ne kadar hırsla saldırmak dürtüsü varmış içlerinde.
Ve de kavgacı tarafları...
Saklamaları iyi olmuş belki de...
***
Bir gün sınıfta öğretmen Olcay'a sormuş:
“Oğlum Olcay bir gemin var ve o geminle bir gün denize açılıyorsun ve tam denizin ortasındayken birden bir fırtına kopuyor. Ne yaparsın?”
Olcay biraz duraklamış ve yanıt vermiş: “Demir atarım öğretmenim...”
Öğretmen sorusuna devam etmiş.
“Peki onu atlatıyorsun ama ardından bir fırtına daha kopuyor. Ne yaparsın?”
Olcay yine duraklamış ve yanıtını vermiş:
“Yine demir atarım öğretmenim...”
Öğretmen ısrarlı.
“Ya bir tanesi daha çıksa ne yaparsın?” diye sorusunu yinelemiş.
Olcay bir süre beklemiş ve, “Tekrar demir atarım” demiş.
Öğretmen en sonunda dayanamamış:
“Oğlum sen bu kadar demiri nereden buluyorsun?” diye sormuş.
Olcay hiç beklemeden yanıtlamış:
“Sizin o kadar fırtınayı bulduğunuz yerden...”
***
Adı Cumhurbaşkanlığı ya da Başkanlık.
Değişen sistem onu anladık.
Anlamadığımız neden bizi “saf” yerine koydukları.
Kısaca anlatıp geçin bilelim...
***
Velayet davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış:
“Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım...”
Hakim de bu gerekçe karşısında kocaya dönüp sormuş:
“Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?”
Adam “Var tabii” demiş ve anlatmış:
“Sayın hakim. Farz edelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?
Hakim yazıcıya seslenmiş:
“Yaz kızım! Çocuğun velayetinin babaya verilmesine...”
***
Oysa vatandaş her şeyin farkında.
Olan biteni dikkatlice izliyor.
Sadece sessiz.
Sessizliği de saflığından değil, asaletinden...
***
Bir gün Temel hamsi satmaya başlamış. Ama yalnızca kafasını... Adamın biri yanaşıp Temel'e sormuş:
“Niye hamsinin sadece kafasını satıyorsun?”
Temel de demiş ki:
“Hamsinin kafası insanın zekasını güçlendirir, insanı daha akıllı yapar...”
Bunu duyunca adam sevinmiş:
“Ver bakalım bir tane” demiş.
Temel vermiş hamsi kafasını. Adam yemiş ve sormuş: “Ne kadar?”
Temel, “20 kuruş” demiş.
Adam çıkarıp vermiş parasını. Temel parayı alırken sormuş:
“Bir değişiklik hissediyor musun?”
Adam “Hayır” demiş.
Bunun üzerine Temel, “Bir tane yetmedi sanırım. Gel bir tane daha vereyim” demiş.
Adam bir tane daha almış. Bunun da parasını uzatırken, Temel'e dönüp:
“Yahu hamsinin kilosu 20 kuruş. Sen bana, hamsi kafasının tanesini 20 kuruşa sattın.”
Temel gülümsemiş, “Hah! Gördün mü? Nasıl da akıllanmaya başladın...”
***
Kıssadan hisse:
Sessizlikten korkun...
Bu milletin hayat zekası, fıkra zekasından iyidir.
Tarihte örneği çoktur...