Ortadoğu'da tansiyon yeniden tehlikeli bir şekilde yükselirken, bölgedeki her krizde, her suikastta ve her gizemli operasyonda adı fısıltıyla anılan o meşhur teşkilat bir kez daha sahneye çıktı: Mossad. Son olarak, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine ve üst düzey askeri liderlerine yönelik düzenlediği iddia edilen "Yükselen Aslan" (Am Kelavi) operasyonuyla gündeme gelen bu yapı, sadece bir istihbarat teşkilatı olmanın çok ötesinde, bir ülkenin dış politikasını şekillendiren, dostlarını ve düşmanlarını belirleyen, gölgeler içinde hareket eden güçlü bir aktör. İsrail Devleti'nin gözü, kulağı ve gerektiğinde de yumruğu olan Mossad'ın tarihi, kuruluş felsefesi ve çalışma prensipleri, Ortadoğu'daki güç dengelerini anlamak için de kritik bir anahtar niteliği taşıyor.

Bir devletin doğuşu, bir teşkilatın kuruluşu

Mossad'ın kökleri, İsrail devletinin kuruluş sancılarının yaşandığı, belirsizlik ve kaosun hakim olduğu bir döneme dayanıyor. Henüz yeni kurulmuş ve etrafı düşman olarak gördüğü Arap ülkeleriyle çevrili olan İsrail için, hayatta kalmanın en temel yolu, düşmanlarından daha fazlasını bilmek ve onlardan bir adım önde olmaktı. İşte bu varoluşsal ihtiyaç, Mossad'ın doğumuna zemin hazırladı. Takvimler 13 Aralık 1949'u gösterdiğinde, dönemin Başbakanı ve İsrail'in kurucu lideri David Ben-Gurion'a, yakın çalışma arkadaşı Reuven Şiloah tarafından sunulan bir öneriyle, ülkenin kaderini değiştirecek o teşkilatın temelleri atıldı.

Mossad, "İstihbarat ve Özel Operasyonlar Enstitüsü" anlamına gelen İbranice bir kısaltmadır. Kuruluş amacı, son derece net ve hayatiydi: Yeni kurulan devletin düşmanları hakkında istihbarat toplama, yurt dışında İsrail'in çıkarlarını tehdit eden unsurlara karşı gizli operasyonlar düzenleme ve terörle mücadele etme. Ancak Mossad'ı, Amerikan CIA'i veya İngiliz MI6'sı gibi diğer büyük istihbarat teşkilatlarından ayıran temel bir felsefe daha vardı. Mossad, sadece İsrail'in ulusal güvenliğini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda dünya genelindeki tüm Yahudi topluluklarını koruma ve onlara yardım etme misyonunu da üstlenmişti. Bu misyon, teşkilatın operasyonel sahasını tüm dünyaya yaymasına ve ideolojik bir motivasyonla hareket etmesine neden oldu.

Teşkilatın benimsediği slogan ise, bu felsefenin ve stratejik aklın bir özeti gibiydi. Tanah'tan (Eski Ahit) alınan "Yol göstereni olmayan uluslar düşer, danışmanı bol olan zafere gider" sözü, Mossad'ın her adımını planlı, stratejik ve bilgiye dayalı atma prensibini yansıtıyordu.

Doğrudan başbakan'a bağlı: devlet içindeki özerk güç

Mossad'ın gücünün ve etkinliğinin ardındaki en önemli sırlardan biri, onun organizasyon yapısında ve doğrudan bağlı olduğu makamda gizli. Mossad, Savunma Bakanlığı'na veya herhangi başka bir kuruma değil, doğrudan İsrail Başbakanı'na bağlı olarak çalışır. Bu durum, teşkilata hem muazzam bir hareket serbestisi hem de bürokratik engellere takılmadan, en üst düzeyde alınan kararları hızla uygulama yetkisi verir. 1951 yılında yeniden yapılandırılarak, İsrail'in diplomatik misyonlarından ve Dışişleri Bakanlığı'ndan tamamen bağımsız bir yapıya kavuşturulması, onun küresel ölçekteki operasyonel kabiliyetini daha da artırdı.

Bu özerk yapı, Mossad'ın dünyanın dört bir yanındaki İsrail büyükelçiliklerini ve konsolosluklarını birer operasyon merkezi gibi kullanmasına, ancak diplomatik statünün getirdiği kısıtlamalara tabi olmamasına olanak tanır. Mossad ajanları, çoğu zaman diplomat, iş insanı veya gazeteci kimliği altında, tamamen bağımsız bir şekilde faaliyet gösterirler. Bu yapı, teşkilatı hem daha esnek hem de daha öngörülemez kılar.

CIA'den sonra ikinci: dev bütçe ve karmaşık yapı

Mossad'ın operasyonel gücü, sadece siyasi desteğinden değil, aynı zamanda sahip olduğu devasa finansal kaynaklardan da geliyor. Yıllık bütçesinin yaklaşık 10 milyar şekel (yaklaşık 2,7 milyar ABD doları) olduğu tahmin edilen Mossad, bu rakamla Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı'ndan (CIA) sonra Batı dünyasının en büyük ikinci casusluk ajansı olarak kabul ediliyor. Bu devasa bütçe, teşkilatın en ileri teknolojileri kullanmasına, dünyanın dört bir yanında geniş bir ajan ağı kurmasına ve son derece karmaşık ve maliyetli operasyonları hayata geçirmesine olanak tanıyor.

Teşkilatın iç yapısı da oldukça karmaşık ve bölümlere ayrılmış durumda. En bilinen departmanları arasında; yurt dışından insan kaynağı devşirme ve casusluk faaliyetlerini yürüten Tahsilat Toplama Departmanı, dost ülkelerin istihbarat servisleriyle ilişkileri yürüten ve diplomatik faaliyetleri koordine eden Politik ve İrtibat Departmanı ve teşkilatın teknolojik altyapısını geliştiren, siber operasyonları yürüten ve yeni casusluk aletleri üreten Teknoloji Departmanı yer alıyor. Bu departmanların uyumlu çalışması, Mossad'ın hem insan istihbaratı (HUMINT) hem de teknik istihbarat (TECHINT) alanında dünyanın en yetkin kurumlarından biri olmasını sağlıyor.

Babalar Günü ilk ne zaman kutlandı? Babalar Günü mesajları
Babalar Günü ilk ne zaman kutlandı? Babalar Günü mesajları
İçeriği Görüntüle

Filmlere konu olan operasyonlar ve tartışmalar

Mossad'ın adı, kurulduğu günden bu yana sayısız cüretkâr, kanlı ve başarılı operasyonla anıldı. Bu operasyonların birçoğu, casusluk romanlarına ve Hollywood filmlerine ilham kaynağı oldu. Bunların en bilinenlerinden biri, Nazi savaş suçlusu Adolf Eichmann'ın 1960 yılında Arjantin'de yakalanarak İsrail'e getirilmesi ve yargılanmasıydı. Bu operasyon, Mossad'ın uluslararası alandaki itibarını bir anda zirveye taşıdı.

1972 Münih Olimpiyatları'nda İsrailli sporcuları katleden Filistinli "Kara Eylül" örgütü üyelerine karşı dünyanın farklı şehirlerinde yıllarca süren ve "Tanrı'nın Gazabı" olarak bilinen intikam operasyonları, teşkilatın ne kadar acımasız ve kararlı olabileceğinin bir göstergesiydi. Suriye'de yıllarca en üst düzeyde casusluk yaparak İsrail'e paha biçilmez bilgiler aktaran Eli Cohen'in hikayesi, Mossad'ın insan istihbaratındaki başarısının bir sembolü olarak tarihe geçti. Son yıllarda ise, İran'ın nükleer programını sabote etmeye yönelik siber saldırılar, nükleer bilim insanlarına yönelik suikastlar ve gizli belgelerin çalınması gibi operasyonlarla sıkça gündeme geldi. Ancak bu "başarı" hikayelerinin bir de karanlık yüzü var. Mossad, pek çok kez uluslararası hukuku ihlal etmekle, dost ülkelerin egemenlik haklarını çiğnemekle ve masum insanların ölümüne neden olan operasyonlar düzenlemekle suçlandı. Bu durum, Mossad'ı dünyanın en etkin istihbarat teşkilatlarından biri yaparken, aynı zamanda en çok korkulan ve en tartışmalı olanı haline de getirdi.

Kaynak: HABER MERKEZİ