“Yaşamdan sonra da hatırlanmak isterseniz, ya okunmaya değer şeyler yazın ya da yazmaya değer şeyler yaşayın.” (B. Franklin)
Cem Gürdeniz, 2012’de “Tümamiral” rütbesiyle Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanlığı'nı yürütürken, TSK’ya kurulan büyük kumpasta merhum Tuğamiral Cem Aziz Çakmak ile tutuklanan ilk muvazzaf amiraldi. Sonra bir kez daha FETÖ’nün ürettiği sahte delillerle (Balyoz Davası’nda) tutuklanmıştır. Anımsarsanız, “Mavi Vatan” kavram ve doktrininin fikir babası sayılan Gürdeniz, “Amiraller Bildirisi” soruşturmasında da gözaltına alındı, ardından elektronik bilezik takıldı ayağına. Atatürkçü, Cumhuriyetçi, yurtsever ve denizci olmanın bedeliydi bu!
***
Cem Amiralin yaşadığı zorlu ve karanlık süreçte en yakınında biricik eşi vardır. Yılmamıştır, mücadele bayrağını asla yere düşürmemiştir Rengin Gürdeniz. Dile kolay, 30 yıl kocasının nefesidir, en büyük desteği verenidir. Dört yıla yakın hapisliğinde de Rengin Gürdeniz, “Vardiya Bizde” platformunun kurucularından oldu, “Sessiz Çığlık” eylemlerinin de ön safında yer almıştır. Silivri’de çadırlar kurmuş, her tutsak için bir fidan eylemi gerçekleştirmiştir. Seçkin amiral ve subayların eşlerini de -bıkmadan usanmadan- örgütlemiştir.
***
“Mutabıkız”, Rengin Gürdeniz’in, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan kitabının adı!
Ön sözünü de, bir Kuvayi Milliye kahramanının torunu, tarihte ilk kez cübbesini giyerek Anayasa Mahkemesi’nin önünde “Adalet Nöbeti” başlatan Avukat Şule Nazlıoğlu yazmıştır.
Şu ifadesi önemlidir Nazlıoğlu’nun; “Rengin Gürdeniz bir eş, bir anne, bir anneanne ve en önemlisi bir Türk kadını olarak Cem Gürdeniz’le kurduğu huzurlu ve mutlu bir hayatın üst üste yaşanılan haksızlıklara rağmen, hepimize ve özellikle gençlerimize örnek olacak şekilde nasıl da dimdik ayakta kaldığını haykırıyor.”
***
Neden, kitabın adı “Mutabıkız”? Yazar, şöyle yanıtlıyor bu soruyu: “1982’de Sarıyer, Piyasa Caddesi’nde yaşanan evlilik teklifinde geçen ‘Mutabıkız’ cevabından ismini alıyor. O dönem Deniz ve Hava Kuvvetleri ortak tatbikatlar yapıyordu. Tatbikatlarda da ‘mutabıkız’ kelimesi çok sık kullanılıyordu. Cem’in de çok sık kullandığı bir kelime olmuştu ‘mutabıkız’. ‘Bir yere gidelim mi?’ sorusuna bile ‘mutabık’ kelimesi ile cevap veriyordu. Evlilik teklifine ben de unutulmayacak bir cevap vermek istedim ve ben de ‘Mutabıkız’ dedim.
***
Tümamiral Gürdeniz ve silah arkadaşlarıyla tutuklandığında eşine şöyle der: “Bu bir siyasi dava. Hiçbir elle tutulur noktası yok ama siyasi davaların bir ömrü vardır. Minimum beş yıllık bir süreçtir bu. Sen beni beş sene unut.”
Rengin Gürdeniz anlatıyor: “Dediği çıktı ve çok şükür beş sene sürmedi ama dört seneye yakın bir ayrılığımız oldu. Bunun bir siyasi dava olduğunun bilincinde olduğu için ‘iddianamede adım geçiyor’ düşüncesinden yola çıkarak savunma yapmak istemedi. Gerçekler vardı. Neden, o gün orada olduğunu açıkça anlatıyordu. Hatta savunmanın sonunda şu an FETÖ’den hükümlü Hakim Ali Efendi Peksak sordu: 'Size karşı büyük bir saldırının var olduğunu iddia ediyorsunuz ama dijitallerin hepsini sizin son kaydettiğiniz görülüyor, bunu nasıl izah edebilirsiniz?'
Cem, öyle bir cevap verdi ki, eminim sorduğuna o dakika pişman olmuştu. Cevap şuydu: 'Bunu size saatlerce anlatabilirim ama tek şey söyleyeceğim. Benim az önce söylediğim, ‘Mavi Vatan’ dediğimiz denizlerimize sahip çıkmak; bu çerçevede dört ayrı Deniz Kuvvetleri Komutanı ile Türk Deniz Kuvvetleri’nin stratejisini, konseptlerini oluşturan bir denizci, bir Amiral, bir stratejist, bir deniz tarihçisi olarak kendimi yetiştirmiş ve tarihin ve kaderin beni yetiştirdiği yerde ve zamanda bu hizmetleri sunmuş olmamdır.'
Cevap o kadar net ve açıktı ki, Cem’in savunma yapmasına gerek kalmamıştı adeta.”
***
Kitabın “Son Söz” bölümü, yazının da finali olsun: “…Hayatımızın en büyük imtihanı olan Balyoz sürecinden kapanabilir yaralarla çıkmış olduğumuzdan dolayı şükrediyorum. Doğruyuz, haklıyız. Ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar doğru tarafta, erdemin ve gerçeğin yanında olmanın verdiği güçle etkisiz olacaklarını adım gibi biliyorum. Bu noktada Meksika sözü olarak bilinen, en zor zamanlarda yatak odamın bir köşesine asarak güç aldığım bir sözle sizlere veda ediyorum: Bizi gömmeyi denediler, fakat tohum olduğumuzu unutmuşlardı.”
Hep “mutabık” kalın Rengin ve Cem Gürdeniz. Kalbinize değen kalpler çok olsun.