Türk edebiyatının ve basın dünyasının "öfkeli" ve "asi" kalemi, kelimelerin kılıç ustası Nihat Genç, aylardır sürdürdüğü amansız yaşam mücadelesini kaybetti. 69 yaşındaki usta yazar ve gazeteci, bir süredir tedavi gördüğü kanser hastalığı nedeniyle başkent Ankara'daki Gazi Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu. Son günlerini yoğun bakımda geçiren ve durumu ağırlaşınca entübe edilen Genç'in vefat haberi, kurucusu olduğu Veryansın TV tarafından duyuruldu. Bu acı haber, sadece onu tutkuyla takip eden on binlerce okurunu değil, fikirlerine katılmasa bile entelektüel birikimine ve cesaretine saygı duyan tüm kesimleri derinden sarstı.

Aylardır süren yaşam mücadelesini kaybetti

Usta yazar Nihat Genç, uzun bir süredir kanser ile mücadele ediyordu. Sağlık durumu son haftalarda ağırlaşan Genç, geçtiğimiz günlerde Ankara'daki Gazi Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesine kaldırılmıştı. Tedavi sürecinde sevenlerinin dualarıyla ve umutla bekleyişi sürerken, durumunun ciddiyetini koruduğu ve solunum desteği için entübe edildiği öğrenilmişti. Ancak, yapılan tüm tıbbi müdahalelere rağmen, Türk düşünce hayatının bu önemli ismi, 4 Temmuz 2025 Cuma günü hayata tutunamadı. Nihat Genç neden öldü sorusu, onun amansız bir hastalıkla verdiği son büyük kavgada yenik düşmesiyle yanıt bulmuş oldu. Genç'in vefatı, ardında bıraktığı eserler kadar, verdiği bu son mücadeleyle de hafızalara kazındı.

Kelimelerin kılıç ustası: Ödünsüz bir muhalif

Nihat Genç kimdir sorusunun cevabı, tek bir kalıba sığdırılamayacak kadar katmanlı ve karmaşıktır. O, her şeyden önce kelimeleri bir kılıç gibi kullanan, düşüncelerini hiçbir filtreye tabi tutmadan, en ham ve en sert haliyle okuruna sunan ödünsüz bir muhalifti. Onun muhalifliği, sadece iktidarlara karşı değil, aynı zamanda basmakalıp düşüncelere, entelektüel yozlaşmaya, toplumun sinikleşmesine ve muhalefetin yetersizliğine karşıydı. Bu nedenle sık sık hem iktidar hem de muhalefet çevrelerinin şimşeklerini üzerine çekerdi.

Trabzon'da başlayan hayat yolculuğu, onu İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nde eğitim almaya, ardından da Türk basın ve yayın hayatının en renkli ve en tartışmalı figürlerinden biri olmaya götürdü. Özellikle 90'lı yıllarda efsanevi mizah dergisi Leman'da yazdığı "Memleketin Sırları" köşesiyle geniş kitleler tarafından tanındı. Burada kullandığı kendine has, argoya ve halk diline yaslanan, öfke ve coşkuyu birleştiren üslubu, onun alametifarikası oldu. Genç, bu köşede ülkenin siyasi ve sosyal panoramasını en acımasız şekilde eleştirirken, aynı zamanda okuruyla eşi benzeri görülmemiş bir bağ kurdu. Daha sonra Akşam gazetesinde, Skytürk ve Halk TV gibi kanallarda programlar yapsa da, onun asıl mecrası her zaman bağımsız platformlar oldu. Son olarak, kendi gibi düşünen bir grup aydınla birlikte kurduğu Veryansın TV ile bu tavizsiz duruşunu dijital dünyaya taşıdı ve son nefesine kadar yazılarını ve eleştirilerini buradan okurlarıyla paylaşmaya devam etti.

Edebiyatın 'öfkeli' kalemi: Romanları ve denemeleri

Nihat Genç, sadece bir köşe yazarı veya polemikçi değildi. O, aynı zamanda Türk edebiyatının en üretken ve en özgün romancılarından, denemecilerinden biriydi. Onun edebi eserleri, köşe yazılarındaki o "öfkeli" ve "coşkulu" ruhu, daha derinlikli bir kurgu ve felsefi bir altyapıyla birleştiriyordu. "İhtiyar Kemancı", "Kompile Hikayeler", "Dün Gece Bir Rüya Gördüm", "Arkası Yarın" gibi onlarca esere imza attı. Romanlarında ve denemelerinde, genellikle memleketin kaybolan değerlerini, modern dünyanın bireyi yalnızlaştırmasını, siyasi ihanetleri ve toplumsal çürümeyi anlattı.

Squid Game 4.sezon ne zaman? Squid Game Amerikan versiyonu çıkacak mı?
Squid Game 4.sezon ne zaman? Squid Game Amerikan versiyonu çıkacak mı?
İçeriği Görüntüle

Eserlerinde kullandığı dil, akademik ve steril bir edebi dilden çok uzaktı. O, sokağın dilini, halkın öfkesini, Karadeniz fıkralarının kıvrak zekasını ve Anadolu'nun kadim bilgeliğini harmanlayarak benzersiz bir anlatı evreni yarattı. Onun kitapları, kolay okunan, okunduktan sonra bir kenara atılan metinler değildi. Okurunu sarsan, rahatsız eden, sorgulatan ve taraf olmaya zorlayan yapıtlardı. Bu nedenle, edebi çevrelerde kimi zaman "kaba" veya "ham" bulunarak eleştirilse de, yarattığı sadık okur kitlesi tarafından her zaman baş tacı edildi. O, edebiyatın fildişi kulelerde değil, hayatın tam içinde, halkın arasında yapılması gerektiğine inanan bir "halk yazarı"ydı.

Sosyal medyada taziye seli: Sevenleri ve karşıtları onu yazdı

Nihat Genç'in vefat haberi, duyulduğu andan itibaren sosyal medyada bir taziye seline neden oldu. Onu bir "usta" olarak gören, yazılarını bir manifesto gibi okuyan on binlerce takipçisi, duydukları derin üzüntüyü ve hissettikleri boşluğu dile getiren paylaşımlarda bulundu. Okurları, onun sadece bir yazar değil, aynı zamanda "karanlıkta yol gösteren bir fener", "zulme karşı susmayan bir vicdan" ve "memleketin onurlu bir evladı" olduğunu vurguladılar.

İşin ilginç yanı, sadece sevenleri değil, hayatı boyunca en sert şekilde tartıştığı, fikirlerine taban tabana zıt olduğu kişiler bile onun ölümünün ardından saygılarını sunan mesajlar yayımladı. Siyasetçiler, gazeteciler, yazarlar ve sanatçılar, Nihat Genç'in Türk düşünce hayatındaki "vazgeçilmez" ve "doldurulamaz" yerine dikkat çektiler. Bu durum, onun ne kadar sevilse de, nefret edilse de asla "yok sayılamayacak" bir entelektüel güç olduğunu bir kez daha kanıtladı. O, fikirleriyle, üslubuyla ve duruşuyla, sevenleri için bir kahraman, karşıtları için ise her zaman ciddiye alınması gereken güçlü bir rakipti.

Arkasında büyük bir boşluk bıraktı

Nihat Genç'in vefatıyla birlikte, Türk basını ve edebiyatı, en özgün, en cesur ve şüphesiz en "rahatsız edici" seslerinden birini kaybetti. O, kimseye yaranamama pahasına, her zaman inandığı doğruları en yüksek perdeden haykıran bir Don Kişot'tu. Kimi zaman öfkesi mantığının önüne geçse de, samimiyetinden ve memleket sevdasından kimse şüphe etmedi. Şimdi, o gür ses sustu. Ancak geride bıraktığı onlarca kitap ve yüzlerce yazı, onun düşüncelerini ve mücadelesini yaşatmaya devam edecek. Türkiye, onu keskin zekası, müthiş hafızası, sarsıcı polemikleri ve her şeyden önemlisi, bu topraklara olan derin ve sarsılmaz sevgisiyle hatırlayacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ