Yunan mitolojisinde Pandora'nın, kendisine tanrılar tarafından açılmamak üzere verilen bir kutuyu merakı sebebiyle açması ve insanlığa bu kutudan kötülüklerin yayılması hikaye edilmekte.
Efsaneye göre açılan kutudan hastalıklar, acılar, kederler, sefalet tüm dünyaya yayılmış.
Bugünlerde Meclis'e gelecek 'Vergi Paketi'ni ‘Pandora'nın Kutusu’na benzetmek yanlış mı olur acaba? Yıllardır yüksek enflasyon altında ezilen, açlık sınırında gezinen dar gelirliyi daha da perişan edecek, sefalete sürükleyecek bir ‘Pandora Paketi’yle mi karşı karşıyayız? Bakın bakalım neler çıkacak 'Paket'ten; ucuz et kuyrukları mı, askıda ekmek uygulaması mı, sofralardan eksilen süt-peynir mi, yoksa akşam pazarlarında artık toplayan ev kadınları mı? Şu kesin ki paketten artarak devam edecek mutfak yangınları çıkacak.
Son beş yılda dört Hazine ve Maliye Bakanı, beş Merkez Bankası Başkanı, yedi de TÜİK Başkanı değiştirildi. Ekonomide ne değişti? Tablo ortada; yeterli beslenemeyen, mutfak alış-verişini yapamayan, sinema, tiyatroya gidemeyen, kitap alamayan, ev eşyasını yenileyemeyen, kıyafet alamayan, seyahat edemeyen, dışarıda yemek yiyemeyen bir toplum...
Ekonomi cahilleri tatil yörelerini işaret ediyorlar. Pahalı plajlar lebalep doluymuş. Lüks restoranlarda yer bulunmuyormuş. Hesap pusulaları dudak uçuklatıyormuş. Bu zeka yoksunları bütün ülkeyi Bodrum'dan Alaçatı'dan ibaret sanıyorlar. TÜİK'in verileri var; bu bayramı evlerinde geçirenlerin oranı yüzde 71.4. Yüzde 24'ü akraba ziyareti yapabilmiş. Tatile gidebilenlerin sayısı ise yüzde 4.2... Tatil beldelerindeki kalabalıklığı 'kriz yokmuş' gibi algılayan cahil bir güruh sosyal medyayı işgal etmiş. En büyük ekonomik krizlerde dahi lüks tüketimin etkilenmeyeceğini, zenginlerin daha fazla harcamaya devam edeceğini idrak edemiyorlar.
***
Ne diyordu Muhteşem Hazinemizin sayın bakanı daha birkaç ay önce; 'Yeni vergi yok. Oranlar da artmayacak.' Peki bu ne şimdi? Pandora'nın paketinde gariban kuryelerden de vergi alınacağı, garson bahşişlerinin vergilendirileceği konuşulmakta. Kira gelirlerinden yüzde 20 harç alınacağı, yurtdışı çıkış harçlarının 20 kat artırılacağı, avukat, doktor, mimarlara peşin vergi uygulanacağı, gübreden alınan yüzde 1’lik KDV'nin yüzde 20'ye, yemden alınanın ise yüzde 10'a çıkarılacağı dillendiriliyor.
Gözlerini geçim mücadelesi veren vatandaşın cebine dikmişler. Asgari ücrete zam yapmıyorlar, emekli maaşlarını açlık sınırının altında tutuyorlar, üreticiyi, çiftçiyi yüksek vergilerle perişan ettiler. Vergi salarak ekonomiyi, düzelteceklerini düşünüyorlar. Tipik bir IMF politikası güdüyorlar. Tasarruf önlemleri balonu patladı. Kamu harcamaları alabildiğine artarak devam ediyor. Çift maaşlar, lüks makam araçları hiç bitmedi. Yandaşların silinen vergi borçları, tarikat ve cemaatlere aktarılan fonlar aynen devam. Kayıtdışı ekonomi yüzde 30'ları çoktan geçti. Zengin iyice zengin olurken, fakir açlık sınırında debelenip durmakta. Vergi adaleti toplumsal adaletin temel taşı olmalı. Yine TÜİK'in verileri var; en yüksek gelire sahip grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 48'den 49.8'e yükselmiş. En düşük gelir grubunun payı ise yüzde 5.9...
Pandora'nın Kutusu'nda efsaneye göre bütün kötülükler dünyaya yayılırken, bir tek umut kutunun içinde kalmış. Bizim pakette de umarız küçük bir umut kalmıştır...