TFF 2. Lig'de hafta sonu Ege Derbisi heyecanı yaşandı. Buca Arena Stadı'nda Bucaspor 1928 ile Akhisarspor karşı karşıya geldi. Bir dönem Süper Lig'de mücadele eden, yetiştirdiği futbolcularla Türk futbolunda iz bırakan iki ekip şimdi 2. Lig'de karşı karşıya geliyordu. Bu burukluğu körükleyen bir detay daha gözüme çarptı. Buca Arena'ya giriş yaparken Akhisar takım otobüsünün dış cephesinde UEFA Avrupa Ligi armasıyla birlikte, Süper Kupa ve Türkiye Kupası logoları vardı. Daha 3 sene önce Avrupa kulvarında mücadele eden, Sevilla, Krasnodar deplasmanlarına giden bu otobüs, şu an ligde tutunma yarışı veren oyuncuları taşıyordu. Ama maç başlayınca yaşanan duygusallık yerini futbol şölenine bıraktı. Beklediğimin aksine Akhisarlı oyuncuları oldukça fit ve fiziksel olarak yapılı gördüm. Genelde transfer yasaklısı kulüpler, eldeki genç oyuncularıyla bitkin ve aciz bir görüntü verirler ancak Manisa ekibi ne yaptığını bilen, kontraataklara ve duran toplara çalışmış organize bir yapıdaydı. Gökhan Köseoğlu'nun defanstan çıkarkan yaptığı hatada cezayı keserek de çok erken dakikalarda 1-0 öne geçtiler. Bucaspor 1928 ise geriye düşmesine rağmen çok iyi yanıt verdi Akhisar'ın şaşırtan oyununa. Teknik Direktör Cihan Erdil ile futbolcuların dokusu birbirine uymuş belli ki. Bu pozitiflik taraftara da yansımış. Sulu kara rağmen az sayıda da olsa Buca taraftarı takımına desteğini hiç eksik etmedi.
KİEV KARAMBOLÜNÜ ANIMSATTI
İleri ikilide yer alan Mehmet Fuat ile Tunç Murat'ın resitali görülmeye değerdi. Özellikle Tunç ikinci baharını yaşıyor. Fuat'ın en ileride olduğu dizilişte kendisi 10 numara pozisyonunda yaşadığı serbestlikle kendisinde hiç görmediğimiz derin paslarıyla, Berke'ye, Yusuf'a, Fuat'a duvar olmasıyla Harry Kanevari bir oyun oynuyor. Akhisar kalesini ablukaya alan Buca, hele ilk yarının ortalarında bir pozisyon yakaladı ki, meşhur Kiev karambolünü(Beşiktaş-Dinamo Kiev maçında, Kiev'in Beşiktaş ceza sahası içinde üst üste yakaladığı pozisyonların gol olmaması üzerine türetilen bir güncel futbol deyimi) hatırlattı futbolseverlere. Mehmet Fuat ve Tunç'un üst üste 5 net pozisyonda Akhisar kalecisi Enes ve Akhisar savunmasını geçememesi evet futbolcuları ve taraftarı üzmüştü ama bu golün geleceğinin habercisiydi. Sonrasında ilk yarının sonu ve ikinci yarının başında attığı gollerle Buca öne geçti. Ama futbolun yazısız kuralı devreye girdi. En tehlikeli an olan golü attıktan sonraki 5 dakika içinde Fırtına, kalesini koruyamayınca skor 2-2'ye geldi. Bu arada Akhisar'ın ikinci golünü atan Mert Çölbeyi'ne ayrı bir parantez açmak lazım. Fiziğiyle Brezilyalı efsane yıldızlar Hulk ve Adriano'yu andıran 21 yaşındaki futbolcu, eğer biraz incelebilirse o kuvvetiyle Türkiye ligini sallayabilecek bir kapasiteye sahip. Merakla gelişimini takip edeceğiz.
İSTANBUL TAKIMI OLMASIN
Sonrasında yine Buca galibiyet için çok yüklendi ancak yorulan 2 kule forvetin alternatifsizliğinin sıkıntısını yaşadı İzmir ekibi. Transfer döneminde bu ikiliye yardımcı olabilecek faydalı bir santrfor alınırsa Buca, şu an 11 puanlık fark çok gibi gözükse de Pendikspor'u geçebilecek oyun gücüne sahip. Berke Bıyık eski formunu yakaladı. Sağ kanatta geçen sezon olduğu gibi geçemeyeği sol bek yok. O pırpırlığını yakalamışa benziyor. Savunma ve orta saha belli bir ortalama yakaladı. Hücumda Fuat ve Tunç rüya ikili oldu. Sol kanatta Yusuf Yıldırım oyun tarzıyla Alanyaspor'a giden Oğuz Aydın'ı çok andırıyor. Eğer oyun olarak da Oğuz'un adam geçme, skora katkı yapma meziyetlerini geliştirirse Buca'nın şu an makine gibi olan takımı kusursuz işlemeye başlar. Yarın lider Pendikspor ile karşılaşacaklar. 6 puanlık maçta deplasmanda İstanbul ekibini yenerlerse lig yeniden başlar. Kaybederlerse artık Play Off gerçekçi bir hedef olur. Buca sadece kendi taraftarı için değil, artık üst liglerde daha çok İstanbul takımı olmasın isteyen futbolseverler için de Pendik'i geçip 1. Lig'e çıkmaya çabalayacak. Belki farkında değiller ama bu misyonu da sırtında taşıyorlar.