Rus aşısı, Avrupa Birliği kurumlarından Avrupa İlaç İdaresi'nin (EMA, Amerika FDA benzeri) onayını bekliyor olsa da pek çok Avrupa Birliği üyesi, aşıyı satın alma için görüşmelere devam ediyor. Rus aşısı, yüksek oranda etkinlik göstermesine rağmen üretim aşamasında EMA'nın uluslararası bilimsel ve etik standartları nedeniyle onay sürecinde gecikmeler yaşanıyor ancak İtalya Kovid-19 Acil Durum Komiseri Francesco Figliuolo, bu ay içinde onay için son aşama olan Rusya'da üretim tesislerinde inceleme yapılmasının öngörüldüğünü belirtti. Sputnik v, esasında ilk kullanıma giren aşılardan birisi. Önceleri Rusya’nın Faz-3 ön çalışmalarına yönelik kuşkular oldu, geldiğimiz noktada Avrupa dahil pek çok ülkeden acil kullanım onayı aldı ve yaygın olarak kullanılmakta. Ünlü Tıp Dergisi Lancet’te, bin 6501 erişkin gönüllüye dair Faz-3 verileri tüm dünya bilim çevrelerinde olumlu olarak değerlendirildi. Gerek hızlı üretimi gerekse saklama için düşük sıcaklık gerektirmemesi bir avantaj. Halen Avrupa dahil 57 ülkede kullanılmakta. Son olarak Almanya da, Sputnik V aşısından toplam 30 milyon doz satın alacağını açıkladı.
Oxford&AstraZeneca ve daha az tanınan Belçika’nın Janssen aşısı gibi SARS-CoV-2 virüsünün küçük bir parçasını (rAd26 ve rAd5), insan vücudu için zararsız bir virüs aracılığı ile vücuda sokarak antikor oluşması sağlanılmakta. Rusya'daki, dünyaca çalışmaları yakından takip edilen saygın Gamaleya Mikrobiyoloji ve Epidemiyoloji Enstitüsü'nde üretildi. Sputnik V aşısı için kullanılan vektör aşı teknolojisi Türkiye’de de var ve yerli sanayi ile Rusya teknolojiyi paylaşırsa hızla seri üretim yapma kapasitemiz sözkonusu olabilir. Nitekim, Rusya'da aşının geliştirilmesi ve pazarlanmasında yetkili kuruluş olan Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) ile Viscoran İlaç şirketi koronavirüse karşı geliştirilen Sputnik V aşısının Türkiye'de üretimi için resmi olarak anlaşmaya vardıklarını açıkladılar.
An itibari ile, ülkemizde Almanya ve Çin orijinli BioNTech ve Sinovac aşıları uygulanmakta.
Bu noktada diğer aşılara da bir göz atmakta yarar var: Oxford&Astrzeneca; azd1222 bilindiği gibi İngiltere orijinli ve Oxford Üniversitesi menşeli. Bu aşı da Rus aşısı gibi koronavirüsün dahil olduğu ve soğuk algınlığına yola açan adenovirüslerin zayıflatılmış ve kendisini çoğaltma yeteneği olmayan bir versiyonunu içermekte ve bazı avantajları var: Çok ucuz, kolay depolanıyor, soğuk zincir gerektirmiyor ancak önemli dezavantajı yüzde 70 düzeyinde diğerlerine göre düşük koruyuculuk yeteneğinde.
Moderna: mRna1273, Amerikalı bir biyoteknoloji şirketinin geliştirdiği bir aşı. CEO Stephan Bancel’a göre antikor oluşturma etkisi yüzde 95, sirkülasyon için 2-8 derecelik standart buzdolabı saklaması yeterli ve -20 derecelerde 6 aya kadar etkisini kaybetmiyor. En önemli özelliği RNA aşısı olması yani orijinal virüsün genetik kodunun bir parçası insan bağışıklık sisteminin virüse karşı bir bağışıklık geliştirmesi için deyim yerindeyse yem olarak kullandırılıyor.
Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci’nin Amerikan Pfizer İlaç firması ile birlikte geliştirdiği BNT162b1 aşısı da yine Moderna aşısı gibi yüksek teknoloji ürünü ve Virüsün m-RNA kompenantlarını içeriyor. Tek dozda bile koruma oldukça yüksek olmasına rağmen önemli dezavantajı eksi 70 dereceleri gerektiren bir transfer ve lojistik ağına gereksinim göstermesi.
Çin kökenli CoronaVac ise, öldürülmüş viral partiküller kullanarak yapılıyor yani inaktive edilmiş bir aşı. Kuduz, Çiçek, Kızamık gibi birçok iyi bilinen aşıda başarıyla kullanılan geleneksel bir aşı yöntemi ile üretiliyor.
Sonuçta, tüm bu aşılar güvenilir ve acil kullanım onaylı olmasına rağmen çıktığı aşının yaptırılması almanız tüm bilim otoritelerinin ortak önerisi.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Ghebreyesus’a bakılırsa, pandemi en az bir yıl daha dünyanın gündeminde olacak. Ülkemizin de 100 milyon aşıya ihtiyacı olduğu gözönüne alınırsa, aşı çeşitliliğini artırarak mümkünse de ülkemizde ürettiğimiz aşı ile toplum bağışıklığını sağlayıp salgını bertaraf eden şanslı ülkeler arasına bir an önce katılmamız ulusal bekamız için stratejik önemde.