Ne kadar çok benziyorlar birbirlerine... Kurtuluş Savaşı sırasındaki mütareke basını ile günümüzün yandaş basını adeta yarışıyorlar.

Yalnız şu var ki günümüzün Ali Kemal'leri sayıca daha fazla. 1920'lerin hain gazetesi Peyam-ı Sabah'da satılık kalem Ali Kemal neler yazmış;

"Fenalığın kaynağı Kuvayı Milliye'dir. Dost bir devletin, İngiltere'nin aleyhinde bulunan Mustafa Kemal cezalandırılmalıdır. Ciddi bir hükümet Kuvayı Milliye denen o serserilerin hakkından gelir. Büyük Millet Meclisi küçük heriflerin eseridir. Şimdi Yunanlılar Ankara kapılarını dayandılar. Mustafa Kemal'e barınacak yer kalmayacak."

Alemdar'da bir diğer Saray soytarısı Refii Cevat'in yazdıkları da bunun bir kopyası;

"Milli teşkilatı yok etmek, millet için var olma meselesidir. Dahildeki Müslümanlar bilmelidir ki o alçaklara karşı çıkanlar dine, halifeye, millete unutulmaz hizmetlerde bulunacaklardır.”

Peyami Sabah, İstanbul, Alemdar, Islahat ve Irşad gazeteleri böylesine kin kusuyorlar, çeşitli yalanlarla halkı Mustafa Kemal'in aleyhine kışkırtıyorlardı. Saraydan besleniyor, padişahın emirlerini yerine getiriyorlardı.

Günümüzde Atatürk düşmanı basın yine işbaşı yapmış görünüyor. Hedeflerinde yalnızca Atatürk yok. Cumhuriyet var, laiklik var, demokrasi var. Bunlar bir yandan yalanlarla halkı kandırmaya çalışırken, diğer yandan da Saray'a yaranma çabasındalar. Yalakalıkta sınır tanımıyorlar. Erdoğan'la yapılan röportajlardan birkaç küçük örnek verelim;

"Şu anda dünyada 2 lider vasfında başbakan ve cumhurbaşkanı var. Biri siz, diğeri Putin."

Bir diğeri ;

"Ne yiyor ne içiyorsunuz ki bu kadar enerjiksiniz?"

Ya buna ne dersiniz?;

"Benim en büyük sorunlarımdan bir tanesi sizin başbakan olduğunuz ülkede köşe yazarı olmak. Çünkü bazen ben hayali kurmayı bitirmeden siz o işi yapmış oluyorsunuz. Ben de böyle ortada, kalıyorum.”

Nasıl? Mideniz bulanıyor mu?

Ergenekon sürecinde her tür kumpası destekleyen, iftira atan, sahte belge üreten bu paçavralar, şimdi Atatürkçü, cumhuriyetçi basını hedef alıyorlar. Cumhuriyet Gazetesi'nden sonra hedefleri Sözcü Gazetesi.

Evrensel meslek ilkelerine yürekten bağlı, Atatürkçü,Yurtsever gazeteci Gökmen Ulu'nun bir haberi üzerinden bu gazeteye saldırıyorlar. Bir soytarı köşesinde "Sözcü kendi ipini çekmiştir." diyor. Bütün amaçları attıkları iftiralarla, yaptıkları fotomontajlarla gazetenin el değiştirmesi sağlamak. Biliyorlar ki “Milletin a....sına koyan” müteahhit, bir köşede ellerini oğuşturarak, bir sırtlan gibi gazeteye el konulmasını bekliyor.

Altı savcının suç unsuruna rastlamadığı soruşturmada, yedinci savcının arama ve el koyma kararı vermesinin cani FETO çetesine yarar sağlayacağını, bu mücadeleyi sulandıracağını da idrak edemiyorlar...