Sevgili günlük...Senin için bir kapak tasarımı hazırladık sevgili meslektaşım Fikret Yüce ile (Camianın Fiko'su). "Eğlenceli bir şey olsun hacı abi" dedim. Bık bık bık bıktık artık üstten üstten konuşmalardan. Güle oynaya eğlene yaptık senin için bir kapak.
Üç gün oldu bekliyordum eğlenceli bir şey çıksın da yazayım, belki her zaman denk gelmez ama en azından girizgahımız, kapak tasarımımız gibi renkli olsun diye. Ama olmadı...
Bugün 12 Temmuz Cuma. Hafta sonu da geldi yaşasın derken akşam tam 17.30'da önce şimşekler çaktı, sonra da çat diye elektrikler kesildi. Gazetede bir bağrış çığrış tam dönme saati sayfalar uçtu. Biz de siteyi gececiye emanet edip hadi arkadaşlar herkes eve deyip dağıldık. Bir kısmımız eve gitti bir kısmımız da aşağı yukarı her akşam olduğu gibi önce Alsancak'a.
Yağmurun şiddeti çığrından çıkınca bizim içişleri grubu hareketlendi. Hepimiz çektiğimiz fotoları, videoları atmaya başladık haftanın gececisi Efe'ye. İnsanlar yolda kaldı, vapurlar kıyıya yanaşamadı, biz arabada mahsur kaldık falan filan da kimin aklına gelirdi kentin göbeğinde iki kişinin elektrik akımına kapılıp öleceği. 28 yıllık meslek hayatımda hatırladığım ikinci olay. Diğeri de yine bir ağustos yağmuruydu Kemeraltı'nda bir kişi yağmurda elektrik akımına kapılıp can vermişti yıllar yıllar önce.
Daha dakikalar önce can arkadaşlarım geçti o sokaktan, kimilerinin çocuğu, anası, babası, anneannesi... Yüzler... Binler geçti dakikalar önce. Ama ölüm 23 yaşındaki Özge ile 44 yaşındaki Karşıyakalı müzisyen İnanç'ı yakaladı. Hayatta kalmak için çırpınışları gitmiyor gözümün önünden. Sana daha ilk günden böyle kötü şeyler yazmak istemezdim ama uyku tutmuyor be sevgili günlük.
Hep İzmirliyiz diye övünürüz ya biz, yine neyin kurbanı olduk bilmiyorum. O elektrik kaçağı esnasında neden sistem otomatik olarak kapanmadı, yeraltına alınan elektrik kablolarında böyle bir tehlike var mı, yoksa yine birilerinin işgüzarlığı mı kıydı o canlara?... Hiç bilmiyorum.
Gökte hala bir gürültü patırtı var korkuyorum. Korkuyorum gencecik insanlar saçma sapan nedenlerle yine ölecek diye. Fiko söyledi ölenlerden biri Karşıyakalı bir müzisyen diye ama korkuyorum; belki üniversiteli, belki de işe yeni başlamış Özge'nin annesine biz ne diyeceğiz diye. Tüm bunları geçirirken bir bir aklımdan bizim deli dolu Ömer'i aradım git bi bak bakayım oralara gelen giden var mı diye. Fotograf attı, Alsancak ta ölüm sessizliği, ne gelen var ne giden... Vali uğramamış, Büyükşehir Belediye Başkanı Çeşme'de davette. Bi tek Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu geldi olay yerine. Ne yapacak bilmiyorum ama inşallah birileri elini vicdanına koyacak. Burdan geçen benim çocuğum da olabilirdi o zaman ne yapardım diyecek. İşte böyle sevgili günlük... 40 derecede temmuz ortasında yağmur yağdı ama inan biz gram serinlemedik. Aksine, işte gün 13 Temmuza dönmüş uyuyamadık... Öyle bir çarpıldık ki, yandık ha yandık...