Merhaba sevgili günlük. Kendi derdim başımdan aşkın da yine memleketin derdiyle dertlenmekten vazgeçemiyorum.
Görüşmeyeli bizim buralarda hiç de iyi şeyler olmadı. Alsancak'ın göbeğinde elektrik akımına kapılıp çırpınarak can veren Özge, tıp fakülteli çıktı, hem de 5. sınıf öğrencisi. Memleketi Osmaniye'ye beyaz doktor önlüğüyle gidecekti olmadı... Annesinin acısını hafifletecek bir söz tabii ki bulamadık. Başımız önümüzde bekliyoruz.
O gün Alsancak'a iki kişinin can verdiği yere gelmedi Cemil Başkan ama neyse ki cenazeye katıldı. İnanç'ın annesi "Benim oğlum eceliyle ölmedi" diye haykırdı yüzüne. Bizim başkan da doktor biliyorsun, o gece evine gidip uyuyabildi mi bilmiyorum ama ne fayda giden gitti.
Biz mi ne yaptık? Günlerdir top sektiriyoruz, Büyükşehir Belediyesi "Bizim suçumuz yok" deyip, el altından basına nerde, ne zaman çekildiği belli olmayan fotoğraf sızdırarak (yersen) "GDZ Elektrik suçlu" diyor. GDZ Elektrik "İZSU bize haber vermeden rögar yapmış, kablomuzu zedelemiş" deyip topu İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne atıyor. Oysa suçlu belli(!) akşamın o saatinde (19.00) kentin göbeğine inen Özge ile İnanç. Bunun başka da açıklaması yok!
Ha bu arada boş durmuyoruz gözaltılar filan yapılıyor. Biri tutuklanıyor, diğeri salınıyor. Alsancak'ta o ölüm sokağından yine her gün yüzbinler geçiyor. Şimdi sadece İzmirliler değil, bütün Türkiye, geçtiği yerde elektrik kablosu var mı diye önüne bakıyor. Yani yere. Başımızı öne eğdirdiler anlayacağın sevgili günlük. Oysa istikbal: Özge'nin stetoskopunda, İnanç'ın kemanının tellerindeydi. Şimdi her yer cinayet mahalli, ölüm yine pusuda.
Sadece o mu? İzmir'in üzerinde bu aralar bir melanet var sevgili günlük. Çeşme Alaçatı'da yangın çıktı, kaçmaya çalışan 3 kişi cayır cayır yanarak can verdi. 35 yaşındaki Mine çektiği kaçış videosunun üzerinden daha bir saat geçmeden hayata gözlerini yumdu. Ama neyse ki oraya gitti sayın valimiz.
Güzel bir şeyler de anlatmak istedim sana ama henüz olmadı. Dur bakayım şu olabilir belki; İzmir'de 90 dakikalık ücretsiz aktarma geri geldi. Cemil Başkan, bir seçim vaadini daha yerine getirdim diye övündü. 90 dakikalık ömrümüz var mı bilmeden, 90 dakika geri geldi diye sevinelim bari ölmeden...