Yaşamın her alanına dokunur şiir.
Düşündürür, sorar, sorgular, duyumsar, duyumsatır, baş kaldırır, tepki verir… İnsana, doğaya, umuda, aydınlanmaya, ışığa, sevgiye, emeğe, özgürlüğe açar penceresini.
Turgut Uyar’ın “ben şiiri hayattan ayrı düşünmedim” demesi de yersiz değil elbette. Uyar, şu sözlerini de katar düşüncelerine: “Şiir bir yaşama çabasıdır önce. Yaşadığımıza tanıklık eder. Her gün yeni bir dünya içinde, her gün yeniden ve başka etkilerle duygulanan insan, her gün yeni biçimlerle söylemelidir…”
***
Şiirin içinde olmak ne güzeldir.
Yazın-sanat dergisinde ilk şiirim Urfa Lisesi son sınıfındayken, 1965’te yayımlandı; biri İstanbul’da SANAT DÜNYASI, diğeri Ankara’da ÇELE Dergisi.
O günden bugüne; hadi diyelim 60 yıldır şiirin içindeyim. Yorulmadım, yılmadım. Şiir yayımlamaya ara verdiğim yıllarda da yine şiir içimdeydi.
Dün olduğu gibi bugün de şiir iyi ki var diyorum yaşamımızda. İyi ki yazıyoruz, üretiyoruz, sunuyoruz, paylaşıyoruz şiiri… Şiirdeki sesi, sevgiyi, barışı, kardeşlik duygularını, toplumsal duyarlılığı,
Türkçenin varsıl olanaklarını; sıcak, içten, aydınlık, duru dilini bize sunan, günümüze dek ulaşan ozanlarını, şairlerini düşündükçe, sanırım siz de bu düşünceme katılırsınız şiir sever dostlarım.
“ŞİİRİN VAKTİ” BİTMEZ…
Hidayet Karakuş adı öncelikle şiiri, şairin kimliğini çağrıştırır.
Onun için şiir bir yaşam alanıdır, söz gücüdür, dil eylemidir, “yurdu savaşarak korumak gibidir şiir”.
Bilgi Yayınlarından yakın zamanda çıkan, okurlarıyla buluşan ŞİİRİN VAKTİ kitabıyla göz gözeyiz:
"gün yanıyorsa için için / işçiler sessiz sedasız ölüyorsa
toprak altında kanlı bir ikindi / yeşil çağlam gök ekinim
şiirin vaktidir artık / yürü dizelerin ışığında şimdi"
Karakuş, yaşamın gerçeklerine, çelişkilerine, açmazlarına da ayraç açıyor, bu kitabındaki şiirleriyle.
Evet benim yarım yüzyıllık dostum, şiir kardeşim Hidayet Karakuş, şiirin hep vakti olsun.
ABDULLAH BOLULU’DAN İNCE SÖZLER
Eğitimci, dilci, yazar, şair Abdullah Bolulu, Dil Derneği’nin de çalışkan, verimli, üretken üyelerindendir. Türkçeyi konuşurken, yazarken arı-duru biçimiyle kullanmaya özen gösterir.
Bolulu 11 Ocak 2025 Cumartesi günü Kemeraltı Mirkelam Han’da yönettiğim şiir buluşmasına da izleyici olarak katıldı.
İki şair konuğum MEHMET SARSMAZ ve NESLİHAN PERŞEMBE KULAKOĞLU şiirleriyle, konuşmalarıyla kulağımızın pasını giderdikten sonra, Bolulu da söz aldı, beni şaşırtan güzel, övücü sözler etti, benimle ilgili dizelerini okudu. Duygulandım.
Nisan 2020’de kaleme aldığı OĞUZ’UN ŞİİRİ’ni izninize sığınarak, biraz da bencillik yaparak sizlerle de paylaşmak istiyorum:
“Bellek Pazar’ında / Yürek Söylencesi,
İnce Oda’da / Küşüm Çınlaması,
Dingin Sözler Avlusu’nda / İyi Günler Terzisi…
Oğuzeli’nin Oğuz’u / Dili Oğuzca’dan yörük
Ülkü Tamer liriği / Ömer Asım Aksoy’dan ödül hemşehrisine
İnceden duyarlılıkla
Şarkıların, türkülerin iç geçirten ezgilerinden bir tını
Söylemin yüreğe dokunan sevecenliği / Kucaklayıcı sıcak somun /
Alleben’den bir gözedir / Oğuz’un şiiri
Sevgili Abdullah Bolulu’nun duyarlılığına, içtenliğine, “küşümlü, utangaç çocuk” Oğuz’un diliyle sağ osun derim.
***
Evet, ne çok şiir yazıcısı, şiir heveslisi varsa; şiiri yaşamına katan, şiiri ciddiye alan, şiirle var olan, şiire bilinçle tutunan, saygı duyan varsa; şiirin kalbine giren tüm dostlarıma saygıyla, sevgiyle, değerle…
Şiirin ipini bırakmayın. Evrenselliğin yörüngesinden çıkmayın.