Su gibi aziz ol.
Ramazan mübarek günde ağzımızı açarken hep böyle diyoruz.
Ülkemin insanları siyaseten olsun, ekonomik yönden olsun zamlı gıda maddeleri ile iftarını yaparken bir de su zamları kapımızı tıklattı.
Evet markasını reklam olur diye malum güçlerin soruşturmasına uğramamak için yazmıyorum.
Ramazan zammı ile 90 - 95 liradan tamı tamamına 105 lira öderken gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Gel de Su Kasidesini okuma !
Ya da elleri açıp su duasına çıkma!
Hep birlikte "Yağdır Mevlâm su" dedikçe kapımızı tıklayan markaların sakaları, müşterilerin "Ramazan hürmetine bugünlerde bunu yapmasaydınız!" tepkisine karşılık "Biz emir kuluyuz" demekle yetiniyor.
Bu "Emir kulu" sözleri günümüzde siyasetten, ekonomiye kadar gündemin ilk sıralarına oturdu!
Ramazan hürmetine demeden zamları bastıran bastırana!
Bu zamlar nedense emeklilerin, işçilerin "Bayram ikramiyelerine" pek yansımamışa benziyor. Öyle ya, klasik 3'er bin liralık Bayram ikramiyesine bin liracık eklenerek 4'er bin liraya çıkarıldı.
Şu mübarek Ramazan'ın 21. Günü hepimiz "zamsız" gıda, su peşinde koşarken ayağımız kayıp hastanelik olmaya başladık!
Geçtiğimiz hafta eşimin sağlık kuruluşlarında tomografisini çektirecek hastane arayıp durdum.
Acil Servisten içeri girdiğimde bine yakın kayıtlı hastaya rastladım. Hastamız, sevgili eşim dört saat müşahede altında tutuldu. Sonra çevre eczanelerden 900 TL'ye aldığım çelik korse ile sarıp sarmalanıp evimizin yolunu tuttuk.
Bir hafta çeşitli serum, ağrı kesicilerle evimizde, çocuklarımın gözetiminde ayağa kalkacağı günü bekliyoruz.
İnşallah Ramazan Bayramı'nda ayağa kalkıp, iktidarın ikram ettiği 1000 lira ile toplam 4 bin liralık Bayram İkramiyesini alıp geçirdiğimiz kaza için 'başımızın, gözümüzün sadakasını' dağıtırız! Kalırsa! çocuk ve torunlarımıza da bayram harçlığı veririz!
Yazımın ilk satırından bu satırına kadar huzursuz cümleler kurduğumun farkındayım.
Benim Acil Kapısından içeri giren kadın, erkek, çocuk ve yakınlarıyla konuştuklarımdan da yola çıkarak bu Ramazan'ın 4'üncü yazısına imza atarken bu gözler daha neler gördü, neler yaşadı!
Tabii ki, ülkemizde siyaset çukuruna itilip nice kıymetli Belediye Başkanları ve siyaset adamının yolunun kesilmesi günümüzün en çok konuşulan konusu oldu. İşte İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 30 yıl önce aldığı üniversite diplomasının iptalinin istenmesi bardağı taşıran su oldu! Hele 19 Mart şafak operasyonu ile evinden alınıp çifte sorgu ile gözaltına alınması ülkenin kıymetli hukukçularının TV ekranlarına çıkıp büyük bir yanlışı anlatması insanları sokaklara döktü. Bunu önlemek içinde 4 günlük yasak getirildi.