Sayıları resmi makamlarca bile tam olarak bilinemeyen yaklaşık 3 milyon Suriyeli. 'Türk vatandaşlığına alınacaklar' buyurdu asrın lideri. Bu kadar mı kolay? Bu kadar mı ucuz Türk Vatandaşlığı? Bakın diğer ülkelere nasıl alıyorlar vatandaşlığa?
Almanya ülkede 8 yıl ikamet etme şartı koymuş. 'Kendisi ve ailesi için yeterli bir konutunun olması gerekir' diyor. Yeterli bir gelir sahibi olmasını, yeterli Almanca bilmesini, Anayasal düzene bağlılık belgesini imzalamasını istiyor vatandaşlığa alacağı kişinin.
Fransa 5 yıldır ülkede yaşama koşulunun yanında, fransızlarla uyumlu bir şekilde yaşadığını kanıtlamasını istiyor. Ayrıca vatandaşlığa alacağı kişinin Fransızca düzeyini, genel kültürünü, tarih ve güncel olaylar hakkındaki bilgisini ve banka hesaplarını denetliyor. Bu işlemler de yaklaşık iki yıl sürüyor. Amerika'da ise ülke çıkarlarını korumaya yemin etmeniz yeterli değil. Yapacağınız 1 milyon dolarlık yatırımla oturma izni alırsınız. 5 Yıl beklersiniz. Yılın en az altı ayını Amerika'da geçirmek zorundasınız.
Malta, Singapur, Karadağ, Dominik, Barbuda ve daha niceleri... Her birinin vatandaşlık bedelleri yüzbinlerce dolar. Öyle dünyada işsiz, güçsüz kişileri vatandaşlığa alan bir tek ülke yok.
Peki bize ne oluyor? Bu girişimlerin ardında gizli bir strateji mi var?
Elbette var. Bunun insani bir girişim olduğuna inanacak kadar saf mı görüyorlar bizi? Düşündükleri onların yaşamları değil, yalnızca kendi siyasal gelecekleri. Siyasi rant peşindeler.
Başarı gösteremedikleri kıyı şehirlerinde bu kişileri iskan ederek, seçim sonuçlarını değiştirmek istiyorlar.
3 milyon Suriyelinin yaklaşık 1 milyon 700 bini seçmen kimliğine kavuşacak. Bu da toplam seçmen oranının yüzde 3 buçuğunu oluşturuyor. Bütün hesapları bu.
Peki bu girişimin ülkedeki tahribatı ne olacak?
En başta laik düzen büyük bir tehdit altına girecek.Ülkenin tüm demografik yapısı değişecek. Milli gelirden alınan pay azalacak. Korkunç bir işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız. Kalkınma hızında düşüş görülecek.
Toplumda suç oranları artacak. Toplumsal sapkınlıklar ortaya çıkacak.
Eğitimde, sağlıkta verilen hizmetler bugün bile yetersizken, ülkenin bir bölümü açlık sınırında yaşarken, 3 milyon işsiz-güçsüz insanın ülke nüfusuna katılmasının yaratacağı tehlikeleri görebiliyor musunuz?
Bir de düşünün, yüksek üreme oranındaki bu insanların 10 yıl sonra genel nüfus içindeki yerlerini. Muhtarlarımız, belediye başkanlarımız milletvekillerimiz kısa bir gelecekte bu devşirme vatandaşlardan oluşacak.
Tehlikenin farkında mısınız?
Biz demiyoruz, Times Gazetesi diyor; "Erdoğan, oylarını satın almak için 2.7 milyon Suriyeliye vatandaşlık öneriyor" Bu iş bu kadar ucuz olmamalı. Bir ülkenin geleceği, bir kişinin iki dudağı arasında olmamalı. Şimdi seslerin yükseltilme zamanı. Yalnızca muhalefet partileriyle olmaz. Medya, sendikalar, üniversiteler, gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, barolar, tüm sivil toplum örgütleri bu tehlike karşısında yekvücut olmak zorundalar.
Ama ben yine de asrın liderinden bir U dönüş bekliyorum;
"Buraya gelirken bana mı sordunuz? Ben vatandaşlık derken yalnızca fizik alimlerini kastetmiştim."
* * *
Hergün şehit haberlerinin geldiği bir ülkede bayram kutlamak çok zor. Herşeye rağmen hiç değilse bu bayramdaki günlerinizin şeker tadında geçmesini dilerim.