Sokakta halkın nabzını tutarak röportajlar yapan muhabirler EGM Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nca eş zamanlı gözaltına alındı. (Youtube’tan yayın yaptıkları için Youtuber da diyebiliriz.)
İlave TV’den Arif Kocabıyık, Kendine Muhabir’den Hasan Köksoy, Sade Vatandaş’tan Mehmet Koyuncu en tanınan muhabirler. Hasan Köksoy tutuklandı. Eşi Tuğba Köksoy mikrofonu alıp, sokak röportajları yapmaya başladı. Kocabıyık, Koyuncu ve kameraman Turan Kural’a ev hapsi verildi, yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Vatandaşa mikrofon uzatıp onların genellikle siyasi gündeme, ekonomiye ait eleştirilerini dinleyen ve sokağın sesi olan onlar. İktidar partisinin bir yöneticisinin şikayetiyle gözaltına alındıklarını iddia etti muhabirler. Kameraman Kurul, “Sosyal medyadan çok korktukları için ve sokak röportajları yapmasınlar diye hakkımızda ev hapsi kararı verdiler” diye tweet attı.
***
Bakınız, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) bir açıklama yaptı 3 gün önce. Gazete haberlerine göre IPI açıklamasında, “Türkiye’nin bağımsız medyasının karşı karşıya olduğu büyük zorluklar ve tehditler” vurgulandı. IPI, son yıllarda hükümetin, adli taciz, orantısız yasalar, çevrimiçi saldırılar ve karalama kampanyaları, düzenleyici para cezaları, reklam ve yayın yasakları gibi çeşitli yöntemlerle medya üzerindeki baskıyı sistematik olarak artırdığını belirterek, “Hükümet, dostça sahiplik ağları aracılığıyla ana akım basının çoğunluğunu da ele geçirdi” ifadesini kullandı.
IPI Türkiye Program Koordinatörü Renan Akyavaş ise, “Sansür ne kadar büyük olursa olsun, baskı ne kadar güçlü olursa olsun, gazetecilerin eleştirel, olgusal ve bağımsız habercilik konusundaki özverileri sayesinde gerçek, her zaman bir çıkış yolu bulur” dedi. Akyavaş şöyle devam etti: “2021 yılı boyunca Türk makamları, hükümet tarafından hassas olan veya beğenilmeyen konuların ele alınmasına karşılık olarak medyaya sistematik olarak sansür ve yasaklar uyguladı. Bir örnek, bu yaz Türkiye’nin güneybatısındaki orman yangınlarını bildiren haber medyasının hedeflenmesi ve sansürlenmesidir. Yayıncılar yasaklarla karşı karşıya kaldı ve gazeteciler yangınlar hakkında eleştirel haberler yaptıkları için saldırıya uğradı. Benzer sansür, döviz krizinden kamu ihalelerine ve hükümet yetkililerini kapsayan yolsuzluk iddialarına kadar uzanan diğer konulara yanıt olarak da görüldü.”
***
IPI açıklamasında, İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD) tarafından hazırlanan “Engelli Web Türkiye 2020” raporuna göre, yerel yetkililerin 2020’de en az 58 bin 809 URL’yi ve alan adını engellediğini belirtti. Engelleme emirlerinin toplam yüzde 89’u Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından verildi. Açıklamada, ayrıca Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), 2020’de TV yayıncılarına toplam bin 503 idari para cezası verdiği hatırlatıldı. Kamuya açık ilanların gazetelere adil dağıtılması için görevli Basın İlan Kurumu (BİK) ise gazetelere “etik ihlal” iddiasıyla toplam 572 gün süreyle reklam yasağı verildi.
***
2021 Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 153'üncü sıradayız. (2002’de Türkiye 99.sıradaydı.)
Çoklu tek sesli medya oluşmuş durumda iktidara destek veren. “Sosyal medya günümüz demokrasisi için ana tehdit kaynaklarından birine dönüşmüş durumda” bizi yönetenlere göre. Oysa düşünceyi ifade ve basın özgürlüğü herkesin hakkı!
Muhabirlerin gözaltına alındığı gün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle diyordu: “Tayyip Erdoğan’ın ülkesinde bugün herkes kendini ifade edebiliyor. Kimse korkmuyor, kimse çekinmiyor.”