Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı, Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dallarının yaptıkları çok başarılı ve yararlı araştırmanın ön sonuçları, birçok konuyu aydınlattı. Başta sevgili Erhan Eser ve sevgili Sinem Akçalı olmak üzere, tüm ekibi tekrar kutlarım. İki Sinovac sonrası, üçüncü doz olarak Sinovac veya Biontech uygulanan kişilerde elde edilen antikor düzeylerini, yan etkileri ve son aşıdan 28-45 gün sonraki aralıkta Kovid-19’a yakalanma sıklıklarını karşılaştıran araştırmanın sonuçlarını ve düşündürdüklerini, basite indirgeyerek sunmaya çalışacağım.

***

Sağlık çalışanları üzerinde yapılan araştırmada, Türkiye’de yaygın olarak uygulanan iki Sinovac sonrası bir BioNTech uygulamasının özellikle antikor düzeyi sonuçları, beklediğimden de iyi. Olguların yüzde 95’inde koruyucu doz olan 1’in en az 150 kat üzerinde (testin saptadığı en yüksek antikor değeri 150) nötralizan antikor bulunmuş. Ortalama antikor değeri 145.1 iken, koruyucu düzeyin altında kalma oranı sadece binde 5 olmuş. Üç doz Sinovac uygulananların tümünde koruyucu düzeyde antikor oluşmuş, ortalama antikor değeri 32,4 iken, olguların yüzde 8.2’sinde 150’nin üstünde bulunmuş. Üçüncü dozu uygulamayan iki Sinovac aşılılarda ise, son doz sonrası üçüncü ayda yüzde 77’ye inen koruyucu antikor düzeyi oranının, altıncı ayda yüzde 55.8’e düştüğü görülmüş.

BU SONUÇLARIN ANLAMI NE?

Bu sonuçlar, ikinci Sinovac uygulaması üzerinden 6 ay geçmişse, üçüncü doz aşının gerekli olduğunu ve bunu BioNTech olarak uygulamanın yerinde olduğunu gösteriyor. Özellikle üçüncü dozu BioNTech olarak uygulayanlar ve sağlık çalışanları gibi fazladan risk altında bulunmayanlar için, dördüncü doz aşı uygulaması için çok erken olduğu da söylenebilir. İki Sinovac sonrası bir BioNTech uygulananlar, bu araştırmanın sonuçlarını bilimsel kanıt olarak göstererek, kendilerini kabul etmeyen Avrupa Birliği ülkelerinde dava açabilirler; hatta açmalılar. “Berlin’de hakimler var” diye biten malum öykünün (ya da efsanenin) halen geçerli olup olmadığını kontrol etmek için, davayı Berlin’de açmayı önermiştim ve gayet ciddiyim. Bu sonuçlar, ilk iki doz Sinovac’ın ‘çöp’ olmadığının ve çok işe yaradığının da kanıtı. Üç doz Sinovac sonrası, tüm olgularda korunmak için yeterli düzeyde antikor oluşması, muhtemelen daha güvenli buldukları için Sinovac aşısını seçen benim gibilerin seçimlerinin de yanlış olmadığını gösteriyor.

KORUNMA VE YAN ETKİLER

Çalışmada, son aşı sonrası 28-45 günlük izlemede, iki Sinovac sonrası bir BioNTech uygulanmış 902 kişiden 6’sında (yüzde 0,7), üç doz Sinovac olan 130 kişinin 5’inde (yüzde 3.8) Kovid-19 gelişmiş. Bu aradaki farkın, araştırmanın sonlanacağı üçüncü aşıdan üç ay sonraki dönemde azalacağını tahmin ediyorum. Üç doz Sinovac uygulananların yüzde 29.5’inde enjeksiyon bölgesinde ağrı, yüzde 14.8’inde yorgunluk gözlenirken, iki Sinovac sonrası bir Biontech uygulananların yüzde 66.6’sında enjeksiyon bölgesinde ağrı, yüzde 35.8’inde yorgunluk, yüzde 21.9’unda baş ağrısı gelişmiş.

SONUÇ

Bu sonuçlar, Delta varyantına bağlı Kovid-19’un yüksek antikor yanıtı sağlayan üç doz aşı uygulaması sonrası bile gelişebildiğini, ancak hafif geçtiğini; yani aşının her koşulda ‘hayat kurtarıcı’ olduğunu göstermekte. Antikor oluşumu sağlamada BioNTech aşısı, Sinovac’a karşı belirgin bir üstünlük sağlasa da özellikle güvenliği ön planda tutanlar için Sinovac da iyi bir seçenek. İki Sinovac ve bir BioNTech uygulananların sonuçları, en az 6 ay, muhtemelen daha fazla süreyle korunacaklarını gösteriyor. Bu süre sonunda varyantlara karşı yeni bir mRNA aşısı piyasaya sürülmezse, dördüncü doz olarak Sinovac da düşünülebilir; yani 6-8 ayda bir BioNTech yerine, 4-6 ayda bir Sinovac uygulamak tercih edilebilir. 20 yaş altı gençlere aşılanmalarını öneririm; bu gruba Sinovac uygulanması önerim de değişmedi. Geçtiğimiz hafta, Pakistan’da 16 yaşındaki Muhammad Mudassar adlı öğrencinin BioNTech aşısı sonrası evde düşerek ölmesi sonrasında yapılan otopsinin sonuçları bakalım ne gösterecek?