Urla’da bu yıl ikincisi düzenlenen UrlaDam Kitap Festivali, müziğin ve edebiyatın iç içe geçtiği özel bir geceye sahne oldu. Festival kapsamında sahne alan Adasu Akın, güçlü sahne enerjisi, etkileyici çello performansı ve yalın vokaliyle katılımcıları büyüledi. Gecede yer alan sanatseverler, Akın’ın müziğinde buldukları duygusal derinliğe hayran kaldı.
Genç yaşında uluslararası başarı
1999 yılında İzmir’de doğan Adasu Akın, çocuk yaşta başladığı müzik yolculuğuna dünya sahnelerinde devam etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olduktan sonra İtalya’nın prestijli kurumlarından biri olan Parma Conservatorio Arrigo Boito’ya birincilikle kabul edildi. Eğitimi süresince İtalya, İspanya, Yunanistan ve Türkiye’de çok sayıda masterclass’a katıldı, yeteneğiyle akademik çevrelerde övgü topladı.
80'in üzerinde konserle sahnelerde
Lise yıllarında Türkiye’de 30’dan fazla konsere çıkan Akın, üniversite sürecinde İtalya’da 50’nin üzerinde klasik müzik konserinde sahne aldı. Kimi zaman baş çellist, kimi zaman orkestra üyesi olarak klasik müzik ve caz orkestralarında performans sergileyen genç sanatçı, çok yönlü müzik kariyerini istikrarlı adımlarla sürdürüyor. Halk TV ekranlarında da defalarca yer alan Akın, medyada da adından sıkça söz ettiriyor.
Evrensel müzikle yereli buluşturuyor
Adasu Akın’ın müziği sadece teknik bir yetkinlik değil; aynı zamanda anlatısı olan bir sanat. Pop, caz ve Türk halk müziğini çellosuyla buluşturan Akın, bu türleri bir potada eriterek kendine özgü bir tarz oluşturuyor. 2023 yılında başladığı yüksek lisans programıyla birlikte evrensel müzikle yerel ezgiler arasında köprü kurmayı amaçlayan sanatçı, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, adalet ve yoksullukla mücadele gibi konularda beste ve söz çalışmalarını sürdürüyor.
Hem çellist hem piyanist
Adasu Akın yalnızca çellodaki yeteneğiyle değil, aynı zamanda piyanoya hâkimiyetiyle de dikkat çekiyor. Çello sahnelerinde sergilediği virtüözlük, piyano yorumlarıyla daha da zenginleşiyor. Müziği bir ifade aracı olarak gören Akın, sahne performanslarını da bu anlayışla kurguluyor.
Adasu Akın, sadece bir sanatçı değil; sesiyle, çellosuyla ve duruşuyla yaşadığı çağın tanıklığını yapan genç bir müzikal anlatıcı olarak öne çıkıyor.