“Herkes bilmelidir ki genç Cumhuriyet Hükümeti, fesat ve gericiliğe, her türlü lanetli eylemlere kesinlikle göz yummayacaktır. Yıllardan beri şeyhlerin ve ağaların baskısı altında sömürülen, eriyen, inleyen, mal, can ve ırzları şeyhlerin, beylerin, ağaların keyfine kurban edilen bu bölgenin zavallı halkı, artık sizin fesadınızdan ve kötülüğünüzden kurtularak Cumhuriyetimizin verimli ilerleme ve mutluluk sözü veren yollarında yürüyerek rahatlık ve mutluluk içerisinde yaşayacaktır. Siz de döktüğünü kanların söndürdüğünüz ocakların cezasını adalet sehpasında canınızla ödeyerek hesap vereceksiniz. İşte Cumhuriyet'in sert ama adil kanunlarının yargısı budur. Hükümlüleri götürünüz!”

Yıl 1925. İstiklal Mahkemesi Başkanı Mazhar Müfit, Şeyh Sait ve diğer vatan hainlerinin hükmünü bu cümlelerle açıklıyordu.

Şeyh Sait, İngilizler'den aldığı silah ve para yardımıyla kışkırtılmış, Musul sorunuyla ilgilenilmesini engellemişti. Bakın o yıl Fransa'nın Bağdat Yüksek Komiserliğinden Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen raporda ne deniliyordu;

“Kürt ayaklanması bundan daha iyi koşullarda patlak veremezdi. Ayaklanma, Türklerin Musul üzerindeki iddialarını araştıran komisyona, Türklerin kendi topraklarındaki Kürtler arasında bile huzuru sağlayamayacağını gösterecektir.”

İşte böyle hain bir planın uygulayıcılarıydı Şeyh Sait ve adamları.

Şimdi bunlar ne yapıyorlar? Bu hainden Evet oyu devşirmeye çalışıyorlar. AKP Diyarbakır İl Başkanlığı'nın astığı afişte, Başbakan Binali Yıldırım'ın resminin yanında “Her Evet Şeyh Sait ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır” yazısı yer alıyor.

Aslında hiç şaşırmadık. Kaybetmenin korkusu ve telaşı içindeler. Hayır oyu verenleri teröristlikle suçlayanlar, vatan hainlerinin Evet oyuna sığınıyorlar.

Geçtiğimiz yıllarda FETÖ'cülerle kol kola yürüyenlerin, PKK ile Oslo'da masabaşı sohbet edenlerin, IŞİD'cilere 'öfkeli çocuklar' diyenlerin, vatan hainlerinden oy istemelerini çok da yadırgamıyoruz.

Sonuçta gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Tek adam rejimini kurmak istiyorlar. Parlamenter rejimi ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunun için her yol geçerli. Cumhuriyet karşıtlarının, Atatürk düşmanlarının ve hatta vatan hainlerinin oylarına bile muhtaçlar...