Ebeveynler, çocuklarının iyi bir eğitim almalarını ister. Onların gelecekte kendilerine yeter hale ulaşmasını, kimseye muhtaç olmadan mutlu bir yaşam sürmelerini ister. İnsanlık tarihinde eğitim, hiç bugünkü kadar önemli olmamıştır. Tarih boyunca eğitim, bireyi fark yaratan bilgi ve becerilerle donatmayı amaçlamıştır. İnsanın, insanla rekabetinde bu beceriler bireyi güçlü kılacaktır. Oysa yeni çağda insanın, insanla rekabeti değil insanın makineyle rekabeti öne çıkmaktadır.
Bugün insanın insanla rekabetinin yerini insanın makineyle rekabeti almak üzeredir. Yapay zekâ, biriktirdiği bilgiyi analiz edebilmekte ve sentez bilgiler üretebilmektedir; bir insan gibi hafızasında anı biriktirebilmektedir. Yakın gelecekte yapay zekaların yönettiği robotlarla hayatın pek çok alanında meta ve hizmet üretilebilecektir. Yeni meslekler ortaya çıkacak, bazı meslekler ise tarihe karışacaktır.
***
'Bugünün çocukları yapay zekayla rekabetlerinde nasıl avantaj yakalayabilirler' sorusunu sorduğumuzda, bakmamız gereken şey yapay zekanın yapabildikleri değil yapamadıkları olsa gerek. Çocuklara bilgileri ezberleterek yapay zekayla rekabet etmelerini hedeflersek, çok aşikardır ki bu oyundan galip ayrılmamız mümkün görünmemektedir. Saniyede binlerce terabayt bilgiyi karşılaştırabilen bir bellekle insan zihninin yarışması mümkün değildir.
***
Eğitimde yeni bir paradigmaya ihtiyaç var. İnsanın, yapay zekada olmayan becerilerine odaklanmalıyız. Çocuklarımıza yaşam becerileri kazandırmalıyız. Yirminci yüzyıl öğretimin önemli olduğu bir tarih dilimiydi oysa yirmi birinci yüzyılda eğitim önem kazanacaktır. Yirmi birinci yüz yıl becerileri olarak ifade edilen sorgulama, iletişim, liderlik, organizasyon, empati, sanat ve spor becerileri çok önemli hale gelecek.
Bu noktada eğitim sistemleri yeniden tartışılıp yeni bir paradigmayla kurgulanmalıdır. Bilgiyi bellekte tutmak eski önemini kaybetmiştir. Hafızanız ne kadar güçlü olursa olsun cebinizdeki telefonda depolanmış bilgiyi bir ömür ezberlemeye çalışsanız da başarılı olma şansınız yoktur. Yapmamız gereken şey, çocuklara, bilginin nasıl analiz edileceğini, yeni sentezlere nasıl ulaşılacağını öğretmektir. Bunun için eleştirel ve sorgulayıcı bakış kazandırmaktır. Bugün, artık insanın bilgi depolamasına gerek yoktur, o işi yapay zekalar yüksek performansla yapıyorlar. Önemli olan bilginin nasıl kullanılacağını, yeni bilgilerin nasıl üretileceğini öğrenmektir.
Bu bağlamda mevcut eğitim sistemimizin yeni çağa hazır olduğunu söylemek çok gerçekçi olmayacaktır. Bu durum ebeveynler ve çocukların işini zorlaştırmaktadır. Örgün eğitim dışında kalmak mümkün olmadığına göre, iş başa düşmektedir. Çocuklarımızı yarının dünyasına hazırlamak için yukarıda sözünü ettiğimiz yaşam becerilerini kazandırarak alternatif çözümler üretmeliyiz.
Ezcümle, çocuklarımızın potansiyel eğilimlerini iyi gözlemlemeli, onları tanımaya çalışırken onların da kendilerini tanıyıp yeteneklerini keşfetmelerine zeminler hazırlamalıyız. Örgün eğitimdeki sanat, spor, sosyal etkinlik, felsefe, psikoloji gibi dersler bugün artık; doğa bilimleri, matematik gibi derslerden daha önemli hale gelmiştir. Eğitimin öğretimden daha önemli olduğu bir çağa girerken bu gerçeği görerek çocukları yarına hazırlamanın elzem olduğunu düşünüyorum.
Hoş kalın.