Çocuklar, öz disiplin becerisini erken yaşlarda kazanamadıklarında eğitim yaşamlarında çok zorlanmaktadırlar. İlkokul birinci sınıfta eğlenceli, mutlu çocukluğa veda edip sorumlulukların birden bire ağırlaştığı farklı bir çocukluk dönemi başlar. Çocuğun, yeni duruma uyum sağlaması kolay bir süreç olmayacaktır. Bu dönemde süreç doğru yönetilemez ise çocuk, öğrenim hayatı boyunca eğlenceli, mutlu okul öncesi dönemi arayacak; her fırsatta yaşamaya çalışacaktır.
Ebeveyn, “Bu yaştaki çocuğa bu kadar çok ödev verilir mi?” sorusunu sorarak duygusal davranırsa çocuk, bunu hemen fark eder ve her zorlandığında ebeveyninin zaafını kullanır. Elbette çocuklardan yapabileceklerinden fazla sorumluluk beklememeliyiz ancak okulla tanıştıkları ilk yıl siz çocuktan ne kadar az sorumluluk beklerseniz bekleyin onlara çok gelecektir. Öncelikle yapabileceği ve yapamayacağı sorumluluğu doğru belirleyip yapabileceği sorumluluklardan kaçmasına izin vermemek gerekir. Ancak bunu yaparken çocuklarla müzakere edilmeli, tekrar tekrar sorumluluklarını neden yerine getirmesi gerektiği ısrarla ve sabırla anlatılmalıdır.
“Daha çok küçük, büyüdüğünde akıllanır ve sorumluluklarını yerine getirir.” düşüncesi de başka bir yanılgıdır. Arzu ve isteklerini ertelemeyi, eğlenmenin hakkı olduğunu ancak sorumluluklarını yerine getirebilirse bu hakkı kazanabileceğini çocuklarımıza öğretmek zorundayız. Bunu öğretmek ebeveyn sorumluluğudur, haklarını hak etmek için sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini çocuğumuza öğretemediysek liseli yıllara gelindiğinde, ergenliğin ve sınav kaygısının yarattığı baskıyla birlikte çocuğumuzla yaşayacağımız çatışmalar çok daha şiddetli olacaktır.
Çocuklarımıza okul öncesi dönemde, evde yaşlarıyla orantılı belirli sorumluluklar vermeliyiz. Üç yaşındaki çocuk yemeğini yedikten sonra kendi tabağını mutfak tezgâhına taşıyabilir. Sürahiden bardağa su doldurup içebilir. Suyu masaya, yere döker diye çocuğu engellememeliyiz. Bırakın suyunu ve çorbasını kendisi içsin. Ortalık biraz dağılabilir ancak kazancınızı düşündüğünüzde kesinlikle karlısınız. Verilen sorumlulukların takibini yapmalıyız. Onlardan beklediğimiz, ev işlerinde bize yardım etmeleri değildir, çok daha önemli ve büyük bir hedefimiz vardır: Öz disiplin becerisi kazanabilmelerini sağlamak.
Her ebeveyn, çocuğunun gelecekte güçlü ve güvende olmasını ister. Öz disiplin becerisini erken yaşlarda edinen çocuk, geleceğini belirleyecek önemli bir yaşam becerisi kazanmış olacaktır. Çocukken ve gençliklerinde sizi eleştireceklerdir. Ancak emin olun ki yetişkin olduklarında onları zorlamakla doğru yaptığınızı size itiraf edecekledir. Sabırla, azimle yirmili yaşlarına gelene kadar çocuklarımıza bu konuda rehberlik etmekten vazgeçmemeliyiz.
Ezcümle, “Zahmet olmadan rahmet olmaz.” Hem çocuklar hem ebeveynler için geçerli bir atasözüdür. Çocuk, sorumluluklarını yerine getirmenin, ebeveyn çocuğuna bu beceriyi kazandırmanın zorluklarını göze almalıdır. Hoş kalın.