Doğru ve iyi yapılanma her alanda, başarının temel taşıdır. İnşaatlarda yer seçimini iyi yapmazsan, doğru ve ölçüsünde malzeme kullanmazsan, kolonları yerinde kullanmazsan bina çöker. Harmanda düvenin çakıllarını iyi yerleştirmezsen başakla samanı ayıramazsın, yabayla iyi savurmazsan ekinin yarısı gider. Tarlayı, bostanı zamanında sulamaz ayrık otlarını temizlemezsen ürün alamazsın. Ekonomide sorunlara doğru tanı koyamazsan çözüm yollarını bulamaz batağa sürüklenir, çözüm bekleyenleri hüsrana uğratır, yaşamak için daha zor bir ortamın zeminini hazırlarsan.
***
Adaleti ve can güvenliğini sağlayamazsan, insanlar bunun oluşması için her türlü yola başvururlar, silahlanırlar. Adaleti kendi ararlar. Doğaya değer vermez, hoyrat kullanırsan intikamını seller, heyelanlar, yangınlar, depremle alır. Sevgi, saygı, yardımlaşma, yaşamayı güçlendiren, var olmayı sağlayan sosyal hayatın yapı taşlarıdır. Ötekileştirme bunları ortadan kaldırır.
***
Adalet, özgürlük, yaşam hakkı, eşitlik, adil gelir dağılımı, çağdaş eğitim, kadın hakları, barış, demokrasi ile yönetilen ülkelerin vaz geçilmez öğelerdir. Bunların olmadığı yerde demokrasiden bahsedilemez. Rejimin adı başka olur. Bu olumsuzluklar yapılanmada kaos, çürüme ve çöküşü beraberinde getirir. Bunların bazılarını gidermek için alınan palyatif önlemler çare değildir. Unutmayın çürümüş tahta çivi tutmaz.
Ülkelerin küresel bazda yeniden “yapılanma” dönemine girdiği günümüzde tüm bu olumsuzlukları öngörebilen “akla” ve onun yaratacağı uygulamaları benimseyen yönetimlere gereksinim vardır. Ancak gelişmeler bu yönde bir “umut” ışığı yakmıyor. Savaş çığlıkları arasında insanlara kendi mezarlarını kazdıracak yaklaşımlar ön alıyor.