Sihirli Dokunuşlar adlı sergisiyle sanatseverlerle buluşan Resim Sanatçısı Pınar Encan, akrilik boyayla ince detay çizgilerinin dışında parmaklarıyla resim yapıyor. Encan, gökkuşağının renklerine tutunuyor

Resim Sanatçısı Pınar Encan, 1975 İzmir Karşıyaka doğumlu. Pınar Encan’ın eğitim öğretim hayatından öte yaşamı Karşıyaka’da geçer. İlk kişisel sergisini de Karşıyaka’da Güzel Sanatlar Parkı Bostanlı Sanat Galerisi’nde açar. Hayali üniversitede resim eğitimi almaktır. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Bölümü yetenek sınavını dördüncü olarak kazanır. Özel nedenlerden dolayı üniversitede resim eğitimine kayıt yaptırmaz. Bunun sonucunda uzun yıllar resim yapmaz ancak bu sanat dalına tutkusu gitgide büyür. Yıllar sonra resim yapmaya başlar. Kullandığı akrilik boyayla ince detay çizgilerinin dışında parmaklarıyla resim yapar. Bu tekniğinden dolayı Amerika’da çevrimiçi sanat galerisi Saatchi Art’a kabul edilir. Ardından Fransız Art Majeur’da resimleri yer alır. Karşıyaka’da yer alan Güzel Sanatlar Parkı Bostanlı Sanat Galerisi’nde açtığı, 26 Ekim’e kadar açık kalacak sergisi, yapıtları üzerine Resim Sanatçısı Pınar Encan ile Dokuz Eylül Gazetesi okurları için konuştuk.

Pınar Encan

Resim yapmaya ne zaman başladınız?

Ailemde zaten babam, halalarım hep resim yaparlar. Beş yaşımda periler çizermişim, kanatlı melekler... Anlayacağınız resim aşkı bende beş yaşından beri var. Hayalim üniversitede resim eğitimi almaktı. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Bölümü yetenek sınavını dördüncü olarak kazandım. Özel nedenlerden dolayı üniversitede resim eğitimine kayıt yaptırmadım. Bunun bende yarattığı üzüntüyle uzun yıllar resim yapmadım. Ancak resim sanatına tutkum yok olmadı. Bu tutkum gitgide büyüdü. Yıllar sonra resim yapmaya başladım.

6-107

Resim sanatında ya da Plastik Sanatlar’ın farklı bir dalında etkilendiğiniz bir sanatçı var mı?

Romen Sanatçı Otillia Cormos’dan etkilendim. Cam Üzerine Ters Yağlı Boya Çalışmaları Yapıyor. Kendi özgün eserlerimin yanı sıra onun eserlerine de parmaklarımla hayat veriyorum. Otillia Cormos, cam üzerine yapmış eserlerini. Ben onun sadece çizimlerini ve renklerini kullanmak istedim. Parmaklarımla kendisine hayat vermek istedim. Ve onun iznini aldım kendisinden. Dedim ki, “Parmaklarımla hayat vermek istiyorum eserlerinize. İzin verir misiniz?” Dedi ki, “Şeref duyarım.” Kendisine gönderdiğimde inanamadı. Parmaklarla bu şekilde resim yapılacağına inanamadı. Çok şaşırdı. Sonrasında kendi özgün çalışmalarımı yaptım.

8-83

Parmaklarınızla resim yaptığınızı söylüyorsunuz. Bu teknik ve yaratma sürecinizi anlatır mısınız?

Detay çizgileri ve ince detayların dışında hiçbir şekilde boyamada, renklendirmede fırça kullanmıyorum. Tablolarımı parmaklarımla yapıyorum. Tablolarımı o anki ruh halime göre yaptığım için eşsizdir, tektir. Yani tekrarı yoktur. O an parmaklarımın boyaya gelişi çok farklı olduğu için aynı eserden bir tane daha yapamıyorum. O nedenle tablolarım sanat eseri kategorisine girdi.

İçimdeki küçük kız çocuğunu mutlu eden, heyecanlandıran resimler yapıyorum. Gökkuşağının renklerinde geziniyorum.

9-68

Güzel Sanatlar Parkı Bostanlı Sanat Galerisi’nde açılan Sihirli Dokunuşlar adlı serginiz nasıl doğdu? Sergiye ne kadar sürede hazırlandınız?

Resme olan tutkumla doğdu. Bu eserlerimi üç buçuk yılı kapsayan bir çalışma sonucu ortaya koydum. Bir eserim ortalama bir buçuk ayda bitti.

4-141

Resimlerinize baktığımda doğayla bütünleştirdiğiniz kadınları ağırlıklı olarak görüyorum. Yapıtlarınızda ruhsal, mistik bir evrenin kapısı aralınıyor. Yanılıyor muyum?

Evet yanılmıyorsunuz. Çünkü kadınlarımız yani bizler; içimizde gökkuşağının bütün renklerini taşırız. Ve dikkat ettiyseniz bütün eserlerim rengarenk. Biz istedikten sonra her türlü rengi dışarı çıkartabiliriz. Şartlar ve koşullar ne olursa olsun. Yani hayatın bütün zorluklarına, yaşadığımız bütün haksızlıklara rağmen. Biz istedikten sonra parmaklarımızla bile hayatı rengarenk bir gökkuşağına dönüştürebiliriz.

2-341

Bunda kadının doğurganlığı dolayısıyla yaratıcılığının etkisi mi var sizce?

Kadınların doğurganlığı, yaratıcılığı yönlendirici güç. Benim de başlangıcımdır. Başlangıcım aslında bir Anka Kuşu’nun yeniden hayat bulmasıdır. Çok büyük bir dibe vuruştan sonraki hayata dönüşümdür. Birçok kişi gibi benim için de hayat zordu. Resimle hayata tekrar tutundum, bağlandım. O içimdeki resim aşkı beni tekrar hayata bağladı. İçimdeki gökkuşağını serbest bıraktım. Yani hayallerimi... Hayatın bana öğrettiği en önemli şey; hayallerinize asla yaş sınırı koymamız gerektiği. Her kim ne derse desin. “Bu saatten sonra olmaz, yapamazsın!” sözlerine inanmayın. Çünkü insan istedikten sonra her şeyi yapabilir. Ben kalbimin sesini dinledim.

1-776

Resimde kullandığınız teknik yaygın mı az mı tercih diliyor? Yurtdışında da resimlerinizin yer alması için girişimleriniz oldu mu?

Akriliğin parmakla yapılması az görülen bir şey. Akrilik boya çok zor. Aykırı ve eşsiz bir teknik olarak kabul ediliyor. Bu teknikten dolayı Amerika’da Saatchi Art’a kabul edildim. Ardından Fransız Art Majeur’da da resimleri yer aldı. Aykırı tekniğimden dolayı da Gaziemir’de yer alan Fuar İzmir’de Mayıs ayında gerçekleştirilecek 3. Uluslararası İzmir Sanat ve Antika Fuarı'na solo sanatçı olarak seçildim.

Köylerde, kasabalarda genelde sanat galerisi yok. Oysaki yetenekli çocuklar, gençler, yeteneği bastırılmış yetişkinler olabilir. Resim sanatını insanlarla buluşturmak için neler yapılabilir?

En ücra köşeler, resim sanatıyla nasıl buluşur bilmiyorum. Okullara iş düşüyor. Ressamlar öğrencilerle bir araya getirilebilir. Sergilere gelinebilir. Sanatçıların yaptığı resimler okullarda tanıtılabilir. Fuarlar da bu anlamda önemli bir katkı sunuyor.

Sihirli Dokunuşlar serginiz Karşıyaka’da açıldı. Karşıyaka’da yer alan okul öğrencileri serginize getirilebilir değil mi?

Ben kendilerine duyuruları yaptım. Her okula ulaşamadım. “Milli Eğitim Bakanlığı'na bildirmemiz gerekli” dediler. “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onay çıkarsa biz ancak o şekilde gelebiliriz” diye söz ettiler.

Bu duyurularla, izinlerle ressamların ilgilenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Sanat galerilerinin okullarla, kurumlarla iletişim kurması gerekmez mi?

Evet, sanat galerileri programlarını aylar öncesinden Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaşabilirse bu görüşünüz gerçekleşebilir. Bunu gerçekleştiren sanat galerileri vardır. Bakın ben afişlerimi bile kendim yaptırdım. Gittim okullara sergimden bahsettim, “Beklerim” dedim.

Resim ve ressamlarla iletişimi olan çocukların çoğalması yaşama nasıl bir katkı sağlar?

Dünyada kötülük diye bir şey kalmaz. Asla kalmaz. Neden biliyor musunuz? Çünkü resmi, sanatı seven empati yapabilen insandır. Değil mi? Eserlerimdeki hayvanların, insanların, kadınların gözlerine bakan çok kişide bu olumlu yansımayı gördüm. Her insan sanatla ilgilense, uğraşsa dünya bu halde olmaz ki... Kullandığım renkler gibi insanlar da. Belki o farklı renkleri fark ettiğimizde farklı insanlara da hoşgörülü olacağız. Birbirimizin bedenlerinden önce ruhlarına dokunabilmeliyiz diye düşünüyorum. Eğer birbirimizin ruhlarına dokunabilirsek güzel bir dünyaya yol alabiliriz.

“Ruha dokunmak” dediniz. Resimlerinizde insanların, doğanın, hayvanların, meyvelerin, nesnelerin ruhunu verdiğinizi şiirsel bir bakışla hissettim. Hisler mi sizce yaratıcılığa adım attırır?

Hisler tabi ki önemli. Bana “şu resmi yap” deseniz aylarca yapamam. Hislerimin canlanması, ruhuma dokunması lazım. Size şu kadarını söyleyeyim, hiç abartmıyorum, resim sergime gelenlerin hepsinin ortak sözü şu: “Ben burada tekrar hayat buldum, can buldum. Neden? Kendime döndüm. Çünkü renkler var.” İnsanlar gökkuşağının renklerini unuttuklarını söylüyorlar. Dünyanın halinden, koşturmacasından kendi içimizdeki renkleri unutmuşuz. “Bize bu renkleri hatırlattınız” dediler. Resimlerimin kendilerini mutlu ettiğini söylediler.

Mutlu olmayı da unuttuk mu? Sanatın birçok dalında acılar, yıkımlar yorumladığı gibi mutluluk da bu yorumlar arasında daha çok yer alarak güç vermeli mi?

Tabi ki. Yaşamda hiç mutlu olmuyor muyuz? Mutluluk yaşamı sürdürme gücü değil midir? Tabi birçok sanat dalının, sanat dalları arasında resim sanatının şifa veren bir yönü olduğuna inanıyorum. Kendimi, ruhumu, yaralarımı resim yaparak sardım. O gökkuşağının renklerine tutundum.

2-341

Eserlerini detay çizgileri ve ince detaylar dışında fırça kullanmadan, tuval üzerine akrilik boya kullanarak parmakları ile yapan Resim Sanatçısı Pınar Encan, ruh halinin yönlendirici olduğuna dikkat çekiyor. Azim, tutku ve aşkın eserlerini ortaya koyarken güç verdiğini belirtiyor. Kendi özgün çalışmalarının yanı sıra Otillia Cormos’un ters yağlı boya çalışmalarına da parmaklarıyla hayat verdiğini söylüyor.