“... Günler ağır,/ günler ölüm haberleriyle geliyor./ En güzel dünyaları yaktık ellerimizle/ ve kaybettik gözümüzde ağlamayı,/ bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp/ gitti gözyaşlarımız...”
Büyük Usta Nazım 'Kurtuluş Savaşı Destanı'nın bir bölümünde böyle aktarmış duygularını...
Yine ağır günlerden geçmekteyiz. Yılın son ayına çok az kaldı. Neler yaşadık ay boyunca, yıl boyunca. Dünyanın hangi ülkesinde böylesine aksiyon dolu, gündemi her gün değişen bir yaşam var acaba? Ne diyordu damat bakan ekonomimizi anlatırken; “Mart ayı Şubat'tan daha iyi olacak. Nisan Mart'tan. Mayıs hepsinden iyi olacak.”

Güldük geçtik. Hepsi birbirinden beter oldu. Aynı 2024'ün 2023'den ,2023'ün 2022'den beter olduğu gibi. Bakın son bir ayda yaşadıklarımıza; Halk iradesine vurulan Kayyum atamaları darbesi aya damgasını vurdu. Bir taraftan MHP'nin terörist başının Meclis'te konuşma yapmasını istemesi, diğer yandan DEM Parti ve CHP'li belediyelere kayyum atanması gündeme bomba gibi düştü. Elbette özgürlüklere indirilen darbeler de gündeme damgasını vurdu. Himalayalara Türk Bayrağını çeken, deprem bölgelerinin görünmez kahramanı Nasuh Mahruki'nin YSK'yı eleştiren paylaşımı sonucu tutuklanması, gazeteciler Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'ın halka yanıltıcı bilgi verdikleri iddiasıyla haklarında soruşturma açılması demokrasimizin bulunduğu noktayı açıkça ortaya koymakta. Aynı günlerde adı altın kaçakçılığına karıştığı iddia edilen ve partiden istifa ettirilen üç MHP milletvekilli hakkında bir soruşturma dahi açılmaması, SGK'dan vurgun yapan hastane patronunun elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşması son derece düşündürücü.
 

***

Ordumuzun yüzakı teğmenlere 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' dedikleri için ceza verme çabasındalar. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününde birçok kentte kadınlar polis şiddetine maruz kaldı. Maden işçileri Soma'da, yapı işçileri Afyon'da, öğretmenler Gaziantep'te direnmekte. Ankara Nallıhan'daki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'nın özelleştirilmesine karşı çıkan madenciler dondurucu soğukta 'Direne direne kazanacağız' diye haykırıyor. Bir haftadır kendilerini madene kapatan 500 madenci, onlara yer üstünde destek veren yüzlerce arkadaşları bir haftadır direnmekte. AKP iktidarında gündem tükenir mi? Sokaklar uyuşturucu baronlarına teslim olmuş. Bebekler ticari meta haline gelmiş, hastanelerde öldürülüyor. Eğitim tarikatlara, cemaatlara teslim. Kadınlar sokağa çıkmaya korkmakta, hayvanlar ortalıkta katledilmekte. Sınırlar mültecilere açılmış, yolgeçen hanına dönmüş. Halk yoklukla, yoksullukla, pahalılıkla, ağır vergilerle, açlıkla, sefaletle, çaresizlik içinde mücadele etmekte, umutsuzluk sarmalında savrulmakta. Yandaş medya yanan mahallede saçlarını taramakta. Bu vahim tabloda ne manşetleri var biliyor musunuz?

***
“Herşey Türkiye için”, “Kuantum çağına resmen girdik”, “Somali'ye üs, Nijerya'ya ATAK, Pakistan'a tesis”, “Her kıtada ayak izlerimiz var”, “Emekli ve asgari ücretliyi ezdirmeyiz”, “Türkiye kartları yeniden karıyor.”
İşte yandaş medyanın durumu da bu... Tek amaç var: Ezilen halkın gündemini değiştirmek. Millî Eğitim Bakanı da bu kervana katılmış. Kabataş Yalancıları sustu, bunların yalancıları susmadı. “Camilere kilit vuruldu, ahıra çevrildi” yalanıyla gündem değiştirme çabasındalar.
Gündem değiştirme çabaları beyhude. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 19 bin 830 lira. Yoksulluk sınırı ise 64 bin 595 lira. Gerçek gündem belli; Milyonlarca kişi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşam savaşı vermekte...