Haftalardır, Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikleri yazıyoruz. Bizler bu kanuna sadece ahlaki ve vicdani yönden değil; bilimsel ve işlevsel yönden de karşı çıkıyoruz.

Çünkü bu yasanın masumları öldürmekle kalacağını, asıl sorunu çözemeyeceğini ve bu haliyle uygulandığı takdirde tarihimize kara bir leke olarak geçeceğini öngörebiliyoruz.

*

Yasanın can alıcı maddeleri nelerdi, hızlıca hatırlayalım:

  • Sahipsiz köpekler toplanarak bir daha sokağa bırakılmamak üzere barınaklara yerleştirilecek.

  • Burada hepsi kısırlaştırılacak, sahiplendirilmeye çalışılacak.

  • Bakımevindeki hayvanlar; iyileşmeyen hastalık taşımaları, akut bulaşıcı hastalık taşımaları, olumsuz davranışlarının kontrol edilememesi durumunda veteriner hekim kararıyla öldürülebilecekler.

  • Köpekleri toplamayıp yasaya uymayan belediye başkanlarına hapis cezası verilecek.

Bu maddelerin birçoğunun kaotik durumlara yol açabileceğini, toplumsal travma yaratabileceğini, işlevsel olmadığını önceki yazılarda ele almıştık.

Bir de yasada olmayanlar var ki; onu da konuşmak lazım.

*

Bu yasa, güya popülasyonun kontrolsüz şekilde arttığı sokak hayvanı sorununa çözüm sunmak için yapıldı. Ama gelin görün ki yasada, evcil hayvan üretimine getirilmiş herhangi bir yasak yok. Kedi-köpek satışına yasak yok. Merdivenaltı evcil hayvan üreten ve satanlara yönelik herhangi bir ağır ceza yaptırımı veya önlem yok.

O halde soru şu: Üretimin ve satışın engellenmediği bir ortamda popülasyon sorunu uzun vadede çözülebilir mi?

Derdimiz gerçekten popülasyonu azaltmaksa; ilk yapmamız gerekenlerden biri üretimi ve satışı engellemektir. İkinci adım işleyen, güçlü bir denetim mekanizmasını devreye almaktır. Bunlar yapılmadan “mevcut hayvanları toplayalım, gerekirse öldürelim” demekle sorun çözülmez. Sokaktan birini toplarsınız, yerine yenileri sokağa atılır.

Hayvanlara çip zorunluluğu getirmiş olmanız da bir şeyi değiştirmez. Hayvanını çiplememiş kişiler ve merdivenaltı üreticiler istemedikleri canları sokağa terk etmeye devam eder. Ve siz onların izini süremezsiniz.

*

Alain de Botton’un “Felsefenin Tesellisi” adlı kitabında şöyle yazar: Bilgi sahibi olmak yalnızca bir şeyin niçin doğru olduğunu bilmek değil, aynı zamanda öteki seçeneklerin niçin yanlış olduğunu da bilmek demektir.

Yeni yasa maalesef yanlış seçeneklerle dolu. Popülasyon kontrolünün öldürmeden, incitmeden yapılacak ekonomik yöntemi ülke çapında eşzamanlı kısırlaştırma yapmaktır. Yeniden böyle bir problemin oluşmaması içinse sistem oturana dek üretim-satış engellenmelidir. Doğru yol budur.