Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan Başbakanı Miçotakis’le görüşmeye gidiyor. Uzun zamandır gergin olan Türkiye ve Yunanistan bir görüşmeyle barışamaz ama iki taraf da olumlu adımlar atarsa böyle bir yolculuk başlar. Ancak hükümet ve medyası uzun zamandır Yunanistan’a karşı sert bir milliyetçiliği vatandaşlara pompaladığı için kamuoyu bu barışa ne kadar inanır ya da ne denli sahiplenir?
Erdoğan Atina ziyaretinden önce Yunanistan basınına uzun bir röportaj verdi. Ancak Yunan gazeteciler de bize çok benzediği için en sansasyonel başlığı çıkartmak adına barış dilinden ziyade polemik arayışına girdi. Erdoğan’ın röportaj yaptığı gazeteci kendisine “bir gece ansızın gelebiliriz” sözlerini hatırlatarak çarpıcı bir manşet almak istedi. Erdoğan bu soruya “Ancak bizi tehdit edenler bizden çekinmelidir.” cevabını verdi ve bu sözlerinin muhattabı olarak terör örgütlerini işaret etti.
Bizim medya da benzer soruları, eleştiri olarak dile getirdi ve Erdoğan’ın daha önce “kendisi için artık Miçotakis diye birinin olmadığını” söylediği vurgulandı.
Ben ise Erdoğan’ın Yunanistan gazetesine verdiği röportajın tamamını okuyarak umutlandım.Çünkü Cumhurbaşkanı’nın tüm sözleri iyi niyetli ve geleceğe dönük barışçıldı. Çünkü ben daha düne kadar kafamıza vura vura yapılan Yunanistan düşmanlığından rahatsız olan biriyim. Çünkü ben dönemin Dışişleri Bakanları İsmail Cem ile Yorgo Papandreu'nun "sirtaki dansı" ile başlattığı barış yolundan gitmek isteyen biriyim.
Bir İzmirli olarak Yunan işgalinin yaşandığı topraklarda doğup büyümeme rağmen bununla ilgisi olmayan Yunanistan halkını çok seven biriyim. Ve Yunanistan'ın gerek sokaklarının gerekse insanlarının bizden hiçbir farkı olmadığını biliyorum.
Ben kendimi biliyorum da bugüne kadar Erdoğan’ın bir vurduğu Yunanistan’a topla tüfekle saldıran yandaş medya bu ziyareti nasıl yorumlayacak onu çok merak ediyorum.