Abecenin son harfidir. “Zalim”den “zırzop”a, “zevzek”ten “zülfüyâr”e, “zehir”den “ziyan”a, “zarbo”dan “zurna”ya Arapçadan Türkçeye her dilden devşirilmiş, uydurmasından argosuna pek çok sözcüğe başlık oluşturur. Harfin üç beş kez yan yana yazılması, karikatür sanatı sayesinde uykuyu, uyumayı anlatmaya yarar. “Zzzt Erenköy!” denirdi bir zamanlar. Sözcükleri hızla ve karıştırarak söyler, karşınızdaki anlamayıp “Ha?” dediğinde, “r”ye bastıra bastıra yapıştırırdınız: “Zzzt Errrenköy!” 

***

Lümpenlik ve saygısızlık soslu bir deyişti ama öte yandan olanı biteni kavrama, algılama ve davranma “zaaf”ına karşı acıtıcı bir eleştirellik de barındırırdı. “Z Raporu” vardır mesela, ekonomik açıdan bir işin günlük dökümü anlamına gelir. Her bireyin, toplumun, kurumun, nihayet devletin arada bir “Z Raporu” almasında sonsuz yarar vardır. Kavramı böyle kullanırsanız, olay yalnızca ekonomik olmaktan çıkar, etik, estetik, düşünsel, kısaca toplam kalite açısından bir boy aynasına, gelişmişlik ve çağdaşlık kantarına dönüşür. Ah evet, “zurnanın zırt dediği” anları, “zurnanın son deliği” tipleri de unutmayalım. Zurnada hiçbir işe yaramayan deliğin hayattaki karşılığı olan bu tipler, maşa, yelpaze, kullanışlı aptal özellikleriyle, hayatı işgal ve meşgul etmekten, zaman ve değer öğütmekten başka işe yaramaz.

Bu kadim ve her dilin son harfi, bugünlerde bir toplumun, dahası insanlığın az sonra nöbeti devralacak kuşağı için kullanılıyor: “Z Kuşağı”… O kuşak “Gençlik”tir. Fazla genelleme oldu, o kesimin güdüme, baskıya, koşullanmaya kulak asmayan, sürüleşmeye direnen, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen, kendi dünyasını dayatılanlara teslim etmeyen, bilgi-teknoloji-zekâ açısından her kuşağın alayına toz yutturan kesimi demeliyiz. “Z Kuşağı” derken, alay mı ediliyor, korku ve endişeler mi dile getiriliyor, onur duymakla gıpta etmek arasında vahim bir kafa karışıklığını mı anlatıyor, yoksa “zapturapt”a alınması gereken potansiyel bir tehlikeyi mi işaret ediyor, orası adlandırmayı kullanana, niyetine ve tıynetine bağlıdır.Ama yaşananlar göstermiştir ki, faşist ve yobaz cenah, her fırsatta “Zzzt Errrenköy” diyerek sarakaya bağlayan, vicdan ve etik aynasını çekinmeden suratlarına tutan bu kuşaktan nefret etmektedir. Meselası kâmilen Gezi’de ve Boğaziçi’nde yaşanmıştır.

***

Gençliğe yaklaşımdaki bu algı-yorum çorbası tarih boyunca insanlığın başının derdi olmuş, hayatın en güzel demlerini cehenneme döndürmek için elinden geleni ardına koymamıştır. İster güdüleriyle hissedip korkudan titretmeye çalışsın, isterse bin tuzak ve provokasyonla terörize ederek, olmadı ibret olsun diye yakarak asarak döverek öldürüp, işsizlikle, şaşı eğitimle, metastaza boğulmuş geleneklerle, sağır yasalarla, aksak inançlarla hayatını karartarak mahvetsin, insanlık şunu iyi bilmektedir: gençlik bir önceki kuşağın ölümüdür. “Ölüm” derken, akla gelen her çağrışımı kullanıyoruz. O yalnızca fiziksel ölümü anlatmaz. Düşünsel, bilimsel, algısal, yorumsal, dilsel, kavramsal… Aklınıza hangi alan geliyorsa, oralarda ölmeye yazgılı, yerinizi gençliğe bırakmakla mahkûmsunuz. Ben söylemiyorum, doğa söylüyor, tarih söylüyor, bilim söylüyor, akıl söylüyor. 

***

Bugün Z Kuşağına, sanki kendi çocukları değilmiş gibi davranan, onlara uzaydan gelmiş yaratıklar gibi şaşkınlıkla bakan insanlığın, bu olağanüstü gençlere dair “hal çaresi arama” debelenmesi de zavallılıktan, kıyıcılıktan başka bir şey değildir. Kapitalizmin bu kuşağı ele geçirme kurnazlığıyla araç gereç arayışına girmesi, müzikten giyime, yiyecekten içeceğe “Z Modası” yaratmaya kalkışması ne kadar kepazelikse, onları sözüm ona biçimlemeye, kendileri gibi ırkçı faşist yobaz kılmaya çalışanların çabası da o kadar zavallılıktır. Mesela, 500 küsur puanla, senin aklına gelmeyecek bölüme girmiş pırıl pırıl bir genci, kendine benzettiğin, eline silah ve cop verdiğin bir başka gence, düşüncesini ve talebini özgürlük ve demokratik cesaretle söylediği için dövdürtüyorsan, okulunun kapısına kelepçe taktırıyorsan bu senin çırılçıplak gerçeğindir. Oysa bütün bu saçmalığı bırakıp, “Bütün ümidim gençliktedir” diyen o “her daim genç delikanlıya” benzemeye çalışsaydın, mutlak gelecekten bu kadar uzaklaştırılmaz, bu kadar ölüme yazgılı yaşamazdın. Z Raporunu mutlaka yazacaklar, defterini mutlaka dürecekler. “Z Kuşağı” derken, ne söylüyor, ne yapıyorsun? Anlamadın? E o zaman: Zzzt Errrenköy!