Yaşamın en güzel yaşlarıdır, önceki yıllardaki ürkeklik artık kendini dışa dönük bir yapıya bırakmıştır. Hayatı daha fazla sever, kendine güven duygusu artar. Duygularını açığa vurmaktan çekinmez. Her şeyin en doğrusunu bildikleri ve her şeye güçlerinin yetebileceği konusunda yoğun inançları vardır.
Ve de sonsuz, sınırsız hayaller... Her şeyin en iyisine, en güzeline bir gün sahip olacakları yolunda sınır tanımayan hayaller...
Böyle tanımlıyor 14 yaşı çocuk psikologları.
İşte öyle bir 14 yaşla tanıştık geçtiğimiz hafta. Kudüs'te 14 yaşındaki Fevzi El Junudi yaklaşık 25 İsrailli askerin arasında elleri ve gözleri bağlı, dimdik başıyla simge bir fotoğraf hediye etti dünyaya. Daha sonra yayınlanan videolarda da Fevzi'nin yoğun şiddette maruz kaldığı, savunmasız bir halde tekme ve yumruklarla sürüklendiği gözler önüne serildi.
7 çocuklu bir ailenin en büyüğü Fevzi. Anne ve babası hasta olduğu için evin geçimini sağlamakla görevli. Önce dayak, sonra gözaltı ve cezaevi .Çocuklara şiddetin en fazla uygulandığı bir coğrafya burası. 2015 yılında İsrail'in bölgede 900 den fazla çocuğu gözaltına aldığını ve tutukladığını belirtelim.
Bütün dünyada tepki toplayan fotoğraf ülkemizde de büyük infial yarattı. Gerek siyasiler gerek medya, gerekse sivil toplum kuruluşları haklı tepkilerini dile getirdiler.
Elbette Erdoğan da tepkisini en sert biçimde gösterdi. Şöyle diyordu Fevzi için;
“Kudüs'ü çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz.14 yaşındaki çocuğu gözleri bağlı olarak bu teröristler bakın ne halde sürüklüyorlar. Bu ne vicdansızlıktır, bu ne kahpeliktir.”
Tamam güzel de bu topraklarda 2013'te 14 yaşında bir çocuk, kafasına gaz fişeği atılarak öldürüldü. Peki bu nedir ?
Berkin Elvan... İstanbul Okmeydanı'nda Gezi eylemleri sırasında polis tarafından vuruldu. Berkin 269 gün süren yaşam savaşını kaybetti ve hayata gözlerini yumdu.
Ne diyordu zamanın Başbakanı;
“Maalesef terör örgütünün maşasıydı. Ekmek almaya gitti diyorlar, Yalan. Kılıçdaroğlu, Berkin Elvan'ın bakkala gittiğine dair belgen var mı?”
Bir başka toplantıda Berkin'in annesini yuhalatıyor şunları söylüyordu;
“Neymiş Berkin Elvan'ı anmak için törenler düzenleyeceklermiş. Her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz? Ölmüştür, geçmiştir.”
İşte Fevzi'de böyle, Berkin'de böyle. Bunların her ikisi de 14 yaşında hayallerinin peşinde çocuklar. Biri artık yok, diğeri baskı ve şiddet altında. Bu çocuklara aynı duygularla yaklaşmadıktan sonra ne insan haklarından ne de demokrasiden söz etmek mümkün değil.