Ne demiştim geçen haftaki yazımda: “Hepimizin hayatında bize cesaret ve güç veren, yaptıklarıyla örnek olan bir kadın var. Türkiye’de, hayal ürünü olmayan, mucize gibi gözüken pek çok işi sessiz sedasız gerçek kılan bu kadınları anlatarak yola çıkan yeni bir kadın hareketi başladı. Adı da: Biz…” Kadınların yaratma, paylaşma ve dönüştürme gücüne adanmış bir kadın hareketi olan “Biz” başka kadınlara ilham olmayı amaçlıyor. Onların yaşam öykülerinin anlatıldığı kitaplar yazılıyor, çizgi karakterlere dönüştürülüyor ve oyuncakları da yapılıyor. Böylece yeni nesil onları daha iyi tanıyor. İlk kahramanları için geçmişe dönmüş ve Hititlilerin Barış Kraliçesi “Puduhepa”yı seçmişler... Ama sizden de kahramanlarınızı öğrenmek istiyorlar. Bunun için Google’da “Biz” hareketini araştırıp kendi kahramanınızı hazırlanan formlarla onlara ulaştırabilirsiniz. En önemli kısım da bundan sonra başlıyor. Seçilen kahramanlarla ilgili hazırlanan kitaplardan ve oyuncaklardan elde edilen gelir, kız çocukların okuması için TOÇEV’e aktarılıyor.
***
Benim kahramanıma gelmeden önce, sizi geçtiğimiz günlerde açılan ve 30 Aralık’a kadar devam edecek olan bir sergiye götürmek istiyorum. Yazar, akademisyen ve seyyah Antoine Galland’un “1001 Gece Masalları” kitabını bilmeyen yoktur herhalde. İşte dünyada ses getiren bu kitap farklı sanat dallarına ilham oldu. Arkas Sanat Merkezi’nde açılan “1001 Gece” de bu sanat eserlerini kapsıyor. Sergiyi gezerken; oryantalist tablolar, heykeller, müzik aletleri, takılar, cam eşyalar, el yazmaları ve bunun gibi pek çok koleksiyonun parçası eser göreceksiniz. Ama belki de sizin en çok etkilenmenizi sağlayacak olan boyanarak “1001 Gece” atmosferine sokulan duvarlar olacak. Süresi belli olan bir sergi için harcanan emeği ve parayı görünce Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’a böyle bir sergiyi açmaya nasıl ikna olduğunu sorduğumda, Sanat Danışmanı Müjde Unustası’nı göstererek, “Çok sayıda öğrenciye ulaşacağımızı söyleyip beni ikna ettiler” dedi. Ülkemizin içinden geçtiği bu dönemde açılan bu harika sergi bence çok önemli. Çocuklarınızı mutlaka bu sergiye götürün. Sergiyi gezdirmeden önce hazırlanan belgeseli izlemelerine, sonra da onlar için hazırlanan odada resim yapmalarına, oyunlar oynamalarına olanak tanıyın... Hayal güçlerinin gelişmesine yardımcı olun. Arkas yönetimi, Müjde Unustası ve serginin küratörü Jean-Luc Maeso, müthiş bir iş çıkarmışlar. Bakarsınız bu sergiyi gezen çocuklardan birinin gülümseyen yüzünü, bizim İsmail Ragıp Geçmen gibi bir gezgin fotoğraflar ve dünyanın bir başka yerinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde olduğu gibi sergiler.
***
Lafı daha fazla uzatmaya gerek yok. Benim kahramanım adı İzmir’de de bir kültür merkezinde yaşatılan Cumhuriyetin aydınlık yüzü Türkan Saylan’dır. Tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği eski genel başkanı olan ve 2009 yılında kaybettiğimiz Saylan, 73 yıla pek çok başarı sığdırdı. Benim doğduğum yıl olan 1977’de profesör oldu. 1990’da oluşturulan “İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi”nin kuruluşunda görev aldı ve 1996’ya kadar müdür yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatörlüğünü yaptı. 1976 yılında lepra (cüzzam) çalışmalarına başladı, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kurdu. 1986’da kendisine Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü” verildi. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yaptı. Dermatopatoloji Laboratuvarının, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasında yer aldı. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği’ni yaptı. ÇYDD’nin Genel Başkanlığını, TÜRKÇAĞ ve KANKEV Vakfı Başkanlığı ile Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığı’nı yaptı. Halkın bilinçlenmesi, çocukların daha iyi eğitim alabilmesi için pek çok çalışma yürüttü. Yaptığı çalışmalar ve örnek kişiliği ile “Yılın Kadını Ödülü” gibi pek çok ödüle de layık görülen Saylan, ne ilginçtir ki Adana Kültür Sanat Derneği tarafından 2005 yılında verilen “Puduhepa Ödülü”nü de aldı.
Hayat bir masal değil ama sizin hayatınız bir gün birilerine masal tadında anlatılabilir. Böylece yaptıklarınızla gelecek nesiller için bir umuda dönüşebilirsiniz. Eğer Puduhepa ve Türkan Saylan gibi kendinizi geliştirir, gelecek nesillere ışık olur ve tüm zorlukların karşısında durabilirseniz...