İzmir Büyükşehir Belediyesi, Işıkkent ve Seyrek barınaklarındaki canlar için geçtiğimiz ay bir sahiplendirme etkinliği yaptı, biliyorsunuz.
7'den 70'e İzmirli hayvanseverler barınaktan bir can kurtarmak için Kültürpark'taki etkinliğe gitti.
Hayvan gönüllülerinin de desteği ile barınaklardaki kedi ve köpekler tertemiz, ak pak getirildi o etkinliğe. Bazı köpeklere kostümler bile giydirildi. Bayramlıklarını giymiş çocuklar gibiydiler!
Etkinlik sonunda çoğu can sahiplendirildi; sahiplendirilmeyenler de geçici ev buldu.
Haliyle, hepimiz bu habere çok sevindik.
Onlarca kedi ve köpek artık barınaklardaki kafeslerine değil, kendilerini ömür boyu sevecek aileleriyle yeni evlerine gitmişti.
Yani en azından biz öyle sandık.
Çok yanılmışız!
***
Etkinliğin üzerinden 4 hafta geçti.
HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder paylaşıyor kötü haberleri...
Kimi, “alerjim varmış” deyip geri getirdi sahiplendiği canı.
Kimi de bakamayacağını anlamış.
Bir tanesinin sahiplenip de sonra gerisin geriye Işıkkent Barınağı'na bıraktığı golden cinsi köpek ise maalesef öldü.
Hayvan sahiplenmek ne kadar sevapsa, sahiplenilen hayvanın çöp gibi sokağa veya barınağa atılması da o kadar günah.
Kimse, kimseyi sahiplendirme etkinliğine katılsın diye zorlamadı.
Kimse kimseye zorla hayvan sahiplendirmeye çalışmadı.
O halde insanlar neden bakamayacakları hayvanları aldılar?
O canlar kısacık bir süre için sıcak bir yuvaya kavuştu; sevildi, okşandı, karnı doydu. Belki uzun bir zamandan sonra, belki de ömründe ilk defa yumuşak bir yerde yattı...
Sonra? Sonra yeniden barınağa döndüler.
Barınaktan o etkinliğe giderken üzgün ve mahzunlardı... Şimdi; bir an için yuva mutluluğunu tattıktan sonra barınağa geri döndüklerindeki hallerini bir düşünün.
Bir hayvan sahiplenmek, öyle eşya satın almaya benzemez. Eskiyince ya da beğenmediğinizi fark ettiğinizde değiştirilmez.
Sonuçta sahiplendiğiniz, bir can. Hisleri olan bir can. Onunla olan dostluğunuz bir ömür boyu sürmeli. Eğer sürmeyecekse de hiç başlamamalı.
Hep diyorum; insanlar hayvan sahiplenmeden önce çok iyi düşünmeli, taşınmalı. Çevresinde hayvan sahipleri varsa onlara danışmalı. “Ben bir canın sorumluluğunu ömür boyu alabilir miyim” diye sormalı kendine. Ve ancak, net ve kesin bir EVET'se cevabı hayvan sahiplenmeli.
“Barınaktan hayvan sahiplenin, siz de bir canı kurtarın” diyoruz ya sık sık; bu sözümse hayvan sahiplenip sonra terk edenler için:
“Eğer böyle yapacaksan hiç sahiplenme güzel kardeşim! Daha az zarar verirsin.”