Sıcaktı, güneşti, terdi, bungunluk derken, sahi bu yaz da geçip gidiyor işte.
Bir yeni mevsime hazırlıyoruz kendimizi.
Güz’e az kaldı; ardından kış, sonra bahar, yeniden yaz…
Bu değişimler insanda da farklı heyecanlar, telaşlar, sevinçler, hüzünler yaratıyor.
Haberler, değişen gündemler ülkemizi, dünyamızı kızıştırırken, bir yaz’ı daha uğurlamanın hüznünü yaşıyoruz bir yandan.
Ben ki yazın bunaltıcı sıcağından şikâyet edenlerdenim; yaz’ı deniz kıyısında geçiren ayrıcalıklılardan (!) biri olunca, yazlık komşularım Yaşar Ürük, Güzin Oralkan, Ali Ekber Yıldırım, Orman Gökçe, Cemal Özkan, Nuray Yılmaz Seven’in de yakınmalarına katılıyorum.
Bu yaz ne çabuk geçti yahu, diyorum.
Saydığım adları tanıyan, duyan elbette çoktur. Onlar Gerence Koyunda İltur’da bu yaz neler mi yaptılar?
Yaşar Ürük, 1967 - 2017 yılları arasında Devlet Tiyatroları'nda görev yaptı. Devlet Tiyatroları'nda en genç yaşta yönetmenlik yapmasının yanı sıra taşradan merkeze gelerek oyun sahneleyen ilk yönetmen oldu.
Bu güne değin 50'den çok oyunda rol aldı, 20'nin üzerinde oyun sahneledi.
Şu sıralar Ege Sanayici ve İş insanları Derneği için İzmir’de Ticaret Hayatı ve İzmir Çarşıları (1850-1930) adlı bir prestij kitabını hazırlıyor.
Yakın Kitabevi Yayınları’ndan çıkacak olan, içinde yüzün üzerinde görselin bulunacağı kitabın Aralık ayı sonuna yetiştirilmesi planlanıyor.
Güzin Oralkan, Eczacı. Ege Kültür Vakfı’nın kurucu üyesi, şimdi başkanı.
Edebiyatçılar Derneği, Egeli Kadın Yazarlar Platformu, PEN Yazarlar Derneği ve Dil Derneği üyesi. KIBATEK Genel Sekreterliği görevini yürütüyor.
Bestelenmiş ve TRT repertuarına girmiş güfteleri vardır.
2014’te Kırgın Yansı adlı şiir kitabını yayınladıktan sonra, şiirden kopmadı ama yeni kitap da yayımlamadı.
Vakıf, dernek çalışmalarından, etkinliklere yetişmekten fırsat bulursa gelecek yıl birikmiş şiirlerini kitaplaştırmaya hazırlanıyor.
Nuray Yılmaz Seven, seramik sanatçısı ve eğitmen.
Yaz süresince Gerence Koyu’nun dingin ortamında o da boş durmuyor, değişik seramik çalışmalarını bahçesinde sergiliyor, kimi zaman da sanatçı dostlarıyla ortak sergilere katılıyor.
Bize de bahçesindeki bu el ve gönül emeği sanat ürünlerini beğeniyle, ilgiyle izlemek, alkışlamak düşüyor.
Osman Gökçe, Gerence’nin gediklilerinden.
Yaz boyu okuyan, bilimsel yazılar, şiirler, öykülerle de günü yoğun geçiren bir bilim insanı.
Bu yıl öykülerini yeni bir kitapta toplamıştı.
Gelecek günlerde şiir ve öykü kitapları için de ürün biriktiriyor.
Cemal Özkan üroloji uzmanı.
Yorulmaz bir doğa tutkunu.
Yazlık komşularımdan.
Onu sabahları yürürken, tepelere tırmanırken görmek olasıdır.
Özkan, bu doğa yürüyüşlerinde çürümüş, atılmış ağaç köklerini toplayıp onlara biçim vermek, üzerlerine yeni tasarımlar ekleyerek yapıtlar oluşturmak fikrini hayata geçirmiş.
Ağaç köklerindeki görsel şölenini izlemek benim gibi yazlık komşularını da oldukça etkiliyor.
Gazeteci, tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım da yaz boyu Gerence’de kiraladığı yazlık evde yoğun çalışanlardan.
Aslında Ali Ekber, bütün yıl yoğun çalışan, üreten, toplantılara katılan, televizyon yorumları yapan çalışkan bir gazeteci, yazar.
Gelecek yaz, Gerence’de günaydının, merhabanın, güleç yüzle buluşmanın özlemiyle… diye yazımı noktalayacakken…
“Doktor ben iyi değilim / bana iki tertip İzmir yaz / yüreğim darda bozgundayım / tütünüm acı tütmekteyim / çatalkayanın dumanı gibi / bak benzim külbeyaz” dizelerinin şairi, ünlü tiyatro yazarı ve oyuncusu Dinçer Sümer’in bu dünyaya veda ettiğini öğrendim.
Işıklar içinde uyusun.